100 yıl önce, daha İstanbul işgal altındayken, henüz Lozan müzakereleri tamamlanmamış, Cumhuriyet kurulmamışken, büyük belirsizlikler varken, Atatürk’ün öncülüğünde, yeni Türkiye’nin iktisat politikasını belirlemek amacıyla İzmir’de İktisat Kongresi yapıldı. Ülkemizin tarihinde önemi oldukça büyük kongrenin 100. yılında, Türkiye’nin gelecek yüzyılına yön vermek, yeni bir vizyon çizmek amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi düzenlendi. Kongre kapsamındaki uzman buluşmalarının sonuncusu, benim de katılım sağlayarak görüşlerimi paylaştığım, inovasyon ve teknolojinin ekonomiye etkilerinin ele alındığı “Geleceği Görüyoruz” etkinliğiydi.

Yeni teknoloji ihtiyacı

Teknolojinin hayatın her alanına sirayet ettiği, tüm toplumu, sosyal yaşamı etkilediği dönemde, “geleceği teknoloji odaklı şekillendirmek” daha kritik hale geliyor. Ancak, teknolojinin çok hızlı geliştiği bilinciyle, teknolojiyi, hareketli bir hedef olarak, sürekli olarak gelişen, değişen ve güncellenmesi gereken bir strateji olarak ele almak gerekiyor. Uzun vadeli teknoloji stratejisini kurgularken, teknolojide önemli kırılma anlarının farkında olup bu anlarda geri kalmamak, hatta öne çıkabilecek atılımları gerçekleştirmek için sağlam altyapılara ve donanımlı insan kaynağına ihtiyacımız bulunuyor. 100 yıllık teknoloji vizyonu oluştururken tümdengelim yönteminden yararlanmakta yarar var.

Ana vizyonu belirleyip, bu vizyonu hayata geçirmek için gerekli olan stratejileri tanımlayarak, adım adım ilerlemek gerekiyor.

Gençliği dönüştürmek

Teknoloji odaklı karar almanın toplumsal bir refleks haline getirilmesi de önemli. Bu doğrultuda, özellikle okullardaki ders müfredatlarının bu bilinçle gözden geçirilmesi ve güncellenmesi büyük önem arz ediyor. İklim krizi, ikinci yüzyılda tüm dünyada olacağı gibi ülkemizin de en büyük problemlerinden olacak. 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak, mevcut teknolojilerin hızlı bir şekilde konumlandırılmasının yanı sıra henüz piyasada olmayan teknolojilerin yaygın olarak kullanılmasını da gerektiriyor. Bu da yeni teknoloji ve inovasyonlara ihtiyacı ortaya koyuyor.

Doğru tasarlanmış bir gelecek için, “teknoloji köprüleri” inşa etmemiz gerekiyor. Teknoloji köprüleri özellikle üç alanda öne çıkıyor: Doğru ekosistemler oluşturarak kamu/ belediyeler, özel sektör, STK’ler ve akademi arasında köprüler kurmak; yurtdışına yerleşmiş uzman kadroları ülkemizdeki firma, kurum, öğrencilerle buluşturacak köprüler inşa etmek ve problemler ile problemlere getirilen çözümler arasında köprüler kuracak zihniyeti oluşturmak.

Teknolojinin ekonomiye olan etkilerini analiz ederken teknoloji ile gelişen ve hayatımıza giren yeni ekonomi trendlerini de iyi analiz etmemiz gerekiyor: Paylaşım ekosistemi, on demand ekonomi, gig ekonomisi gibi...

İkinci yüzyıl vizyonunda, ekonomik atılım için teknoloji girişimciliği olmazsa olmaz. Günümüzün 3B (Bitcoin, bahis, borsa) odaklı gençliğini, 3D (design/tasarım, develop/geliştir, disrupt/yık) gençliğine dönüştürmemiz gerekiyor. Teknolojide gelişen alanları sahiplenip, bu alanlarda öncü olup oyun kuran, standartları belirleyen bir ülke olmayı hedeflemeliyiz.