Öner Yağcı

Kitapların getirdiği

15 Mayıs 2021 Cumartesi

Dünyada son kırk yılda yükselen, küresel salgınla daha da artan sosyal eşitsizlikte, bir yanda yoksullar ve “prekarya”nın (yarı vatandaş) öbür yanda güçlü siyasetçiler ve yandaşları ile zenginlerin giderek büyüdüğünü, bunun otoriter sistemleri doğurduğunu söyleyen Alphan Telek’in Cumhuriyet’teki söyleşisi (10 Mayıs, İpek Özbey) derslerle dolu.

Yalnızlaşan, çaresizleşen, korkunun teslim aldığı yoksulların ve prekaryanın kurtuluşunun sosyal devlet olduğunu, “ses yükseltmek için gereken ifade özgürlüğü ve birlikte başarabiliriz duygusunu inşa eden bir siyasetin” yeşeremediğini belirten Telek’in Artık Hepimiz Prekaryayız adlı kitabı (Nota Bene), insan ve yurt sevgisiyle dolu olanların arayışına önemli katkılarda bulunuyor.

KARANLIĞA KALMA

“Hızlandır adımlarını karanlığa kalma/ Gölgeler büyüdükçe insan küçülüyor” dizeleriyle başladığı Karanlığa Kalma adlı kitabında (Everest), yazıdan yola çıkarak şiire, edebiyatın tüm dallarına, toplumsal yaşamımızın gerçekliğine uzanan Tuğrul Keskin, devrimci edebiyatçı duruşunu sergilerken şairliğin politik bir özne olduğunun da üzerinde duruyor.

Yurtsever, dilsever bir devrimci edebiyatçı olarak edebiyatın belleğinin önemine dikkat çeken Keskin’in, şairlerin/ sanatçıların “insanlığın vicdan sesi” olduğunu vurguladığı şairliğe yakışan çığlığından özellikle genç edebiyatçıların öğreneceği çok şey var.

GERÇEĞİ SÖYLEMEK

Tevfik Fikret’in dediği “Bir uğursuz dönem”deyiz. Sis sarmış ufuklarımızı. Öyleyse ona kulak verelim: “İnsan aklıdır eninde sonunda/ gerçeği bulacak olan.”

Geçen yıl 50 Maddede Siyasi Cinayetler adlı kitabıyla yakın tarihimizin kahreden gerçekliğine ayna tutan Orhan Tüleylioğlu, Gerçeği Söylemek adlı yeni kitabında (Karakarga), “Gerçeği söylemek devrimciliktir” diyen Gramschi ve “yeniden doğmak için” yazan Sartre’dan başlayarak bilimin, felsefenin, sinemanın, resmin, edebiyatın Thales, Newton, Puşkin, Rodin, London, Bradbury, Che, Bukovski, Nâzım Hikmet, Orhan Kemal, Kuçuradi, Baykurt, Tanilli gibi öncü kişiliklerinin çarpıcı özellikleriyle, “yaratma cesareti”yle buluşturuyor bizi. 

SAMSUN’DAN SONRA... İZMİR’İN KURTULUŞU

Samsun’dan Önce 6 Ay’da Mondros’tan 19 Mayıs 1919’a kadar geçen döneme ışık tutan Alev Coşkun, Samsun’dan Sonra En Zor 19 Ay/ İşgal İç Savaş Diriliş (Cumhuriyet Kitapları, 2 c.) adlı yapıtında, 19 Mayıs’tan başlayarak 1. İnönü Savaşı’na kadarki zorluklarla dolu dönemi yeni belgelerle aktarıyor. 

Ulusal direnişin bilinmeyen tarihini yazan Yaşar Aksoy, Gâvur Mümin ve Hasan Tahsin’den sonra İstiklal Süvarisi/ İzmir’in Kurtuluşu adlı kitabında, İzmir’e ilk girerek Hükümet Konağı’na Türk bayrağını çeken Teğmen Ali Rıza Akıncı’nın anılarını sunuyor (Kırmızı Kedi). 

Milli Mücadele’yle ilgili yazan kalem savaşçısı yazarlarımızı selamlayarak anıların kitaplaşma serüvenini özetleyen yapıtta, gerçek bir tanıklıkla dünyada benzeri olmayan bir direnişçi şehrin emperyalizmin işgaline karşı başlattığı coşkulu Kurtuluş Savaşı’nı ve zaferini adım adım izliyoruz.

UNUTULAN

Nilüfer Benal, muhacirlikten töreye, aşktan özgürlüğe, arayıştan unutulmaya insanlık durumlarını olanca gerçekliğiyle ve toplumsal durumla birlikte aktarırken duygu ve hayallerin güzellenmesiyle de okunması gereken bir roman sunuyor: Unutulan (Edebiyatist). 

Dili, anlatımı, kurgusuyla Selanik’ten Mardin’e, Antalya’ya uzanan roman, günümüzden 1920’lere geçişlerle sarıp sarmalarken anımsama ve çağrışımlarla duyarlığı somutluyor.

*

Server Tanilli “Düşünce üretiminin durak bilmeyen dinamosu”nu (Telgrafhane) yazmam gerekiyordu, yazdım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eğitim ve kitap 20 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları