Özdemir İnce

Bela aramak

01 Ağustos 2021 Pazar

İktidar kodamanlarının demeç ve konuşmalarını duyup okudukça gerçeklikten kopuk oluşlarına hiç şaşırmıyorum: Uzay istasyonları, Ay’a gidiş-dönüş programları, uçan otomobil, dünya liderliği, Batı’nın kıskanma nesnesi olmak! Keşke! Bunlar vatandaşı gazlamaya yönelik, aklı dumura uğratan tehlikeli yalanlar... Memlekette Orman Bakanlığı var ama yangın söndürme uçağı yok!

Ama aynı kafalar ve ağızlar, siyaset konuşurken pimi çekilmiş el bombasına dönüşüyorlar. Örnek mi istiyorsunuz? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bayramlaşma programına katılmak için gittiği Şırnak’ta, hoşbeşten sonra “Bu coğrafyanın huzuru, bizim sorumluluğumuzdur. Suriye’nin, Irak’ın, Libya’nın, Afganistan’ın, Müslüman coğrafyaların, insanlığın, Ortadoğu’nun huzuru da sorumluluğumuzdur. Hiç merak etmeyin, buradan yürüyerek Irak’a gideceğimiz, Suriye’ye gideceğimiz, hep beraber Libya’daki kardeşlerimize selam olsun diyebileceğimiz, Filistin’e, Afganistan’a kadar bütün coğrafyanın, bütün dünyaya kendi insanlık medeniyetini anlatabileceği günler uzak değildir, yakındır Allah’ın izniyle” diye konuşuyor. Ama orman yangınına karşı sorumluluğu yok!

Bu sözlerde tuhaf duygular var: Aşağılık duygusu salçalı kostaklanma, gücünü-kuvvetini abartma... Keşke “blöf” olsa, emperyalist bir kandırmaca... Bu konuşmanın içinde adı geçen ülkeleri sinirlendirecek bir işgüzarlık var: Neden senin sorumluluğun altında olsunlar? Bir tür vesayet iddiası yok mu konuşmada? Var! Ne hakla kendini “vasi” ilan ediyorsun? Bu bir!

İkincisi: NATO ve Avrupa Birliği üye devletleri, ABD, Rusya ve İran, “Aferin” çekerek alkışlayacaklar mı seni, yoksa “Bu adam başına bela mı arıyor” mu diyecekler? Yakında görürüz...

Şırnak’tan Irak’a, Suriye’ye yaya gidip sınırları geçecekmişiz. Nasıl olacak bu iş? Sınırlarda iki devletin sınır kapıları, askerleri, gümrükçüleri var; pasaport sorarlar adama. Pasaportların sorulmamaması için Irak ve Suriye’nin, Türkiye’nin egemenlik alalına girmesi gerekmez mi? NATO ve Avrupa Birliği üye devletlerini, ABD, Rusya ve İran’ı bir yana bırak, Irak ve Suriye de seni topraklarında istemiyor. Başın şu anda bile belada; sınırları yürüyerek geçmeye kalkışırsan, başındaki bela püsküllencek...

***

Gelelim Kıbrıs’a: Güney Kıbrıs Rum Devleti’ni, Yunanistan’ı, yukarıda adlarını saydığım devletleri ve uluslararası kuruluşları kızdırsan da “garantör devlet” olarak, Kıbrıs’ta iki devlet istemek hakkın. Lakin, Kıbrıs’ta Famagusta’ya bağlı bir semt olan Maraş’ı kendi başına yerleşime açmak istiyorsun, ama karşında Rum Yönetimi ve Yunanistan var. Onların arkasında da neredeyse bütün dünya... Bir de öteki garantör devlet İngiltere (Birleşik Krallıklar) var ki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne bir taslak metin sundu. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Yönetimi’nden, tek taraflı aldıkları Maraş’ın bir kısmını halka açma kararından geri dönmeleri isteniyor. İngiltere tarafından hazırlanan bu taslak metin, 15 üyeli konseyde tartışıldı. Ve Güvenlik Konseyi kararı olarak yayımlandı. Peki, şimdi ne yapacaksın? Hiçbir şey!

2002’den bu yana yaptıklarından, uluslararası siyasetten hiçbir şey anlamadığını dünya âlem gördü. O halde nedensiz megalomaniden vazgeçip bir bilene sorup danışacaksın. Bülent Ecevit’i unutup kendini Kıbrıs Fatihi ilan etsen de nafile, karşında oy aldığın kara kalabalık yok. Başın püsküllü belada...

***

Gelelim Afganistan’daki son marifetine: Taliban denen Selefi ve Vahabi şerbetli terörist İslamcı müttefikin seni memleketinde istemiyor. Güya konuşup ikna edecek imişsin! Boş hayal. Onların izni olmadan gidersen müstevli (istilacı) sayacaklarmış seni. Ne yapacaksın, Taliban’la savaşacak mısın? Savaşa kalkıştın diyelim: Taliban’ı destekleyen İran, “Afganistan İslam Emirliği”ni resmen tanıyan ve yüklü yardımda bulunan, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan ve Suudi Arabistan işe karışırlarsa ne yapacaksın? Onlarla da mı savaşacaksın?

 İşin garibi de şu: İşe sen talip olduğun halde, ABD’nin dış politikada her yerde seni desteklemesini, giderken bütün malzemeyi sana bırakmasını ve epeyce milyar dolar bahşiş vermesini istiyorsun. Aldığın dolarları ne yapacaksın? Savaşa girmek için çakma şeyhülislamın fetvası da yetmez, geçersizdir. Yaptıklarının doğru olduğuna inanıyorsan bir referandum yap da millete sor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk 16 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları