Üşütük tahta çıkar mı?
Selçuk Erez
Son Köşe Yazıları

Üşütük tahta çıkar mı?

30.07.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Çıkar, çok görülmüştür, buna şaşılmaz! Her ülkenin tahtına günün birinde üşütüğün teki oturabilir; tarih böyle diyor. Gelişmiş ülkelerde o üşütük, orada uzun süre tüneyemez, gideriverirler.
Gelişmişliği güdük yerlerde ise üşütüğün padişahlığı sürdükçe sürer. Bunun nedenleri çoktur; tarihinde deli denen İbrahim gibi, I. Mustafa, V. Murat gibi dengesiz padişahların gelmiş geçmiş olması, o ülke halkının böyle şeylere alışkın olmasına yol açmış olabilir. Deli Petro sayılmaz; çünkü ona sadece biz “deli” deriz; bizden gayrısı, Petro’yu “büyük” diye anar. Büyüklere “deli”, delilere “büyük” demek bizim âdetimizdir.
Üşütüklerin hükümranlıklarını sürdürmelerinin nedenlerinin başında, dalkavuk, yandaş, yalaka olarak anılanların çokluğu yer alır: Bunlar, üşütüğün hoşuna gidip köşeleri kapmaca oynarlar. Ailecek yaşadıkları ülkenin bu gününü ve yarınını hesaba katmanın enayilik olduğunu düşünenlerin sayısı kabarıksa ve nalıncı keserciliğine belli oranlarda korkaklık da eklenmişse, atanmalarda, ihalelerde en güzel lokmaları böyleleri kapıyorsa, üşütüğün nasıl ve ne boyutta zırvaladığı önemsenmez, adam da o tahta yapışır, kalır.
Bu acınası durumun nasıl önleneceğini Mahmut Makal güzel anlatmıştır: Makal, Türkiye’de köylere öğretmen yetiştirmek için açılmış olan ve çok sayıda bilgili, donanımlı insan yetiştirmiş olan Köy Enstitüleri ve köy konularında yazdığı kitaplarla ünlenmiştir.
Antalya dolaylarındaki Aksu Köy Enstitüsü’ne Sağlık Bakanı Behçet Uz gelir bir gün. Öğrenciler toplanacak, bakan da onlara nutuk atacak. Tarih boyunca onlar nutuk atmış, karşısındakiler ses çıkarmadan dinlemişlerdir. Ama bu kez aksilik olur: Kampana çalıp alan dolunca başlar Bakan, “Siz ne biçim öğrencisiniz? Kiminizin paçası, kiminizin yeni sallanıyor...” demeye.
Bir öğrenci fırlar ortaya: “Toplantınıza yetişmek için koştum, paçamın lastiği koptu. Sözünü ettiğiniz öğrenci benim. Herkesi suçlamayın!” der...
Paçasının lastiği kopan öğrenci Abdullah Aksakal’dır.
O tarihte, bakan, yarı tanrı gibi bir şeydir, her söylediği atasözüdür; karşı gelinmez, huzurunda konuşulmaz, sadece dinlenir ve alkışlanır.
Aksakal’ın böyle uluorta yanıtına kızan bakan, konuşmasını keser, ona “Sen benimle idareye gel!” der.
Makal’a göre “Köy Enstitülerinde saygı, sevgi sınırı içinde müdürü de, öğretmenleri de eleştirmek doğaldı. Öğrencileri, düşündüklerini söylemekten alıkoyacak engeller ortadan kaldırılmıştı.”
Köy Enstitüleri 1954’te kapatıldı.
Kapatılmasaydı, rütbe karşısında ezilmeyen, düşüncesini açıklayabilen, tepedekileri saçmalasalar bile alkışlayarak kapacağı köşenin görkemini değil, topluma karşı sorumluluklarını gözetenler çoğalsalardı, özellikle o paçaları ve yenleri yırtık bilgeler, bu şakşakçıların yerine Meclis’e girebilselerdi, üşütükler bu ülkede de tahta çıkamaz, çıksalar bile oralarda öyle uzun süreler kalamazlardı.
Ama üç yakın zamanda zaten bu böyle olacak!  

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet gazetesinin benim için anlamı

Cumhuriyet gazetesinin benim için anlamı

Devamını Oku
13.09.2018
Ekonomi hemen düzelecek!

Ekonomi hemen düzelecek!

Devamını Oku
06.09.2018
Böcek yeriz o zaman!

Böcek yeriz o zaman!

Devamını Oku
30.08.2018
Saraydan kız kaçırma...

Saraydan kız kaçırma...

Devamını Oku
23.08.2018
Mahmut Makal’ın önemi..

Mahmut Makal’ın önemi..

Devamını Oku
16.08.2018
Dondurmacı

Dondurmacı

Devamını Oku
09.08.2018
Parmakla gösterilecek ülke

Parmakla gösterilecek ülke

Devamını Oku
02.08.2018
İmparatorun ruh sağlığı

İmparatorun ruh sağlığı

Devamını Oku
26.07.2018
O, Google’dan çok bilir!

O, Google’dan çok bilir!

Devamını Oku
19.07.2018
Gorillere nüfus kâğıdı

Gorillere nüfus kâğıdı

Devamını Oku
12.07.2018
Stefan Zweig’a yazık oldu!

Stefan Zweig’a yazık oldu!

Devamını Oku
05.07.2018
Şimdi ne mi olacak?

Şimdi ne mi olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Emekli olmana az kaldı!

Emekli olmana az kaldı!

Devamını Oku
21.06.2018
Prof. Onur Hamzaoğlu hürriyetine kavuşmalıdır!

Prof. Onur Hamzaoğlu hürriyetine kavuşmalıdır!

Devamını Oku
14.06.2018
Kıyamet mi kopacak? (07.06.2018)

Kıyamet mi kopacak?

Devamını Oku
07.06.2018
Peki, yalakalara ne olacak?

Peki, yalakalara ne olacak?

Devamını Oku
31.05.2018
Diktatörler için rehabilitasyon

Diktatörler için rehabilitasyon

Devamını Oku
24.05.2018
Seninki yine görücüye çıkıyor

Seninki yine görücüye çıkıyor

Devamını Oku
17.05.2018
Her şey kuşun pislemesiyle başladı

Her şey kuşun pislemesiyle başladı

Devamını Oku
10.05.2018
Gurulara inanalım mı?

Gurulara inanalım mı?

Devamını Oku
03.05.2018
Yangın çıkarıyor, sonra itfaiyeci oluveriyor

Yangın çıkarıyor, sonra itfaiyeci oluveriyor

Devamını Oku
26.04.2018
İstanbul Tabip Odası seçimlerinde ne oldu?

İstanbul Tabip Odası seçimlerinde ne oldu?

Devamını Oku
19.04.2018
Savaşlar ve yalanlar

Savaşlar ve yalanlar

Devamını Oku
12.04.2018
Tabip Odası’na kadın başkan

Tabip Odası’na kadın başkan

Devamını Oku
05.04.2018
Yapay zekâmız

Yapay zekâmız

Devamını Oku
29.03.2018
İçmeyelim mi?

İçmeyelim mi?

Devamını Oku
22.03.2018
Göçmek mi? Kalmak mı?

Göçmek mi? Kalmak mı?

Devamını Oku
15.03.2018
Cumhura başkan mı gerekir?

Cumhura başkan mı gerekir?

Devamını Oku
08.03.2018
Yalancıyla köpeği

Yalancıyla köpeği

Devamını Oku
01.03.2018
Körler ülkesinde

Körler ülkesinde

Devamını Oku
22.02.2018
Onur Hoca ile timsah

Onur Hoca ile timsah

Devamını Oku
15.02.2018
Sol elin kötülükleri

Sol elin kötülükleri

Devamını Oku
08.02.2018
Seçmeni korkutmanın yararları

Seçmeni korkutmanın yararları

Devamını Oku
01.02.2018
Mizah yasaklandığında

Mizah yasaklandığında

Devamını Oku
25.01.2018
Bilge bir dostum Rusça öğreniyordu

Bilge bir dostum Rusça öğreniyordu

Devamını Oku
18.01.2018
Fergana atları

Fergana atları

Devamını Oku
11.01.2018
Yürüyüşlerden neden korkuyorlar?

Yürüyüşlerden neden korkuyorlar?

Devamını Oku
04.01.2018
2023’te yılbaşı

2023’te yılbaşı

Devamını Oku
28.12.2017
Barış istenmesin mi?

Barış istenmesin mi?

Devamını Oku
21.12.2017
Düşmanlarımız olmalı!

Düşmanlarımız olmalı!

Devamını Oku
14.12.2017