Gerilim!..

22 Ekim 2013 Salı
Dünya egemenlerinin şekillendirdiği düzende
işler hep planlandığı gibi gitmiyor.
Yer yer tıkanıyorlar, ikinci, üçüncü planlar
devreye sokuluyor.
Küresel sömürü sisteminin coğrafyamızdaki
planları, kuşkusuz bölgede yaşayan ulusların
ve insanların çıkarlarını gözetmez.
Asıl olan emperyalizmin çıkarlarıdır.
Batı basınında sık sık dile getiriliyor.
En son New York Times’ta yayımlandı.
Kuşkusuz salt bir gazete haberi değil, egemen
odakların tasarımıdır.
Buna göre Ortadoğu haritası yeniden çizilecek.
5 devletten 14 yeni devlet çıkabilecek.
Suriye, Irak, Suudi Arabistan, Yemen ve Libya
yeniden bölünecek.
Kürt, Arap, Sünni, Şii gibi ayrı ayrı etnik ve
inanç temelli yeni yapılar öngörülüyor.
Bu parçalanma, söz konusu coğrafyanın daha
iyi kullanılması ve sömürülmesi anlamını taşıyor.
Kuşkusuz aynı coğrafyada İran ve Türkiye
üstünde yapılan hesaplar da var.
Bugünkü İran-ABD yakınlaşması derinde
çatışmaları barındırsa da, güç dengelerinin yol
açtığı bir durum sonuç olarak.
Türkiye’ye gelince...
AKP ve cemaat işbirliğiyle yürütülen operasyonlarda
belirli aşamalar tamamlandı. Küreselleşmenin
önündeki engeller temizlendi.
Yıllardır NATO’nun güdümlü politikalarıyla
işlevini sürdüren ordu, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının
ardından ulusal bir konuma yönelince
tasfiyeye uğradı.
Deniz ve Hava Kuvvetleri, istifalarla birlikte
bu tasfiyeden önemli ölçüde payını aldı.
Sonuç olarak ordu, 12 Eylül zihniyetine konumlandı....
Nitekim Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet
Özel, Balyoz Davası kararının ardından sessiz
kalmasına yönelik eleştirilere, “Genelkurmay
Başkanı, devlet sorumluluğu bulunan bir kamu
görevlisidir... Bu yorumlar TSK’de nifak yaratmayı
amaçlıyor” yanıtını vererek durumunu netleştirdi...
***
Bugün sürecin unsurları arasında yer yer çatışmalar
yaşanıyor.
Örneğin iktidar-cemaat çatışması...
Başbakan Erdoğan’ın en yakınlarından MİT
Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik soruşturma
girişimiyle su yüzüne vuran gerilim, dershane
krizi, yargı ve Emniyet’te görevlendirmeler gibi
temel konularda yer yer yaylım ateşine dönüyor.
İş, seçimlerde AKP’ye destek verip vermeme
tartışmalarına ya da gözdağına kadar uzandı.
Bu arada her iki taraftan da “itidal çağrıları”
yapanlar var.
Bu çatışmanın arasında Erdoğan’ın Gülen’e,
hastalığından ötürü “geçmiş olsun” telefonu açması
bile taraflar arasında tartışma başlığı oluyor.
Diğer bir çatışma da iktidarın Suriye’de destek
verdiği El Kaide’yle yaşanan süreç.
Yurt içinde bu örgüte yönelik çeşitli güvenlik
operasyonları dikkat çekerken, Suriye sınırında
karşılıklı silahlı çatışma söz konusu.
***
Asıl önemli gerilim konusuna gelince...
Bir süredir ABD resmi sözcüleri ya da basın
yoluyla iktidara yönelik söylemler dikkat çekiyor.
Özellikle Gezi eylemlerinin ardından AKP
iktidarının eleştirilmesi, AB ilerleme raporunda
konunun altının çizilmesi, iktidar cephesinde
sıkıntılara yol açıyor.
Batı’nın bu iktidara ömür biçtiğini söyleyenler
de var. Son olarak Erdoğan’ın Çin’le füze anlaşmasına
yönelmesi, NATO yetkililerinin buna
yönelik sert çıkışları, ilişkilerde önem taşıyor.
Türkiye’nin Batı’dan daha bağımsız politikalara
yöneldiği savı ortaya atılıyor bu arada.
Ancak göbekten bağımlı ilişkiler temelinde
Çin’le füze anlaşması yapılması çok uzak bir
olasılık...
Sonuç olarak ortak projelerde görev alan
unsurlar zaman zaman çatışsa da daha büyük
çıkarlar çerçevesinde sonunda uzlaşmaları,
temel bir doğrudur.
Kendi gücü yerine bu çatışmalardan çıkar
umanlara...


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları