Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Savunma kazandı (mı?)
Kaybedince değeri ortaya çıktı...
Bir ormanın çöle dönmesi gibi kuruttular adaleti...
Sular çekildikçe toplum görmeye başladı... Avukatların Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya yürümesi, son su birikintilerinin kurumaması içindi...
Kilometrelerce yürümüş, Ankara’ya varmış, polis barikatı ile önleri kesilmişti. Dün Cumhuriyet’in manşeti, müthiş bir özetti; “adalete barikat...”
Darp edilen, başkente alınmayan avukatlar direnişi sürdürürken, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun aynı dakikalarda Anıtkabir’i ziyaret etmesi tepkiye neden oldu.
AKP’nin yangın yerine çevirdiği adalet sisteminde, hukukun son damlaları da buharlaşırken, baroların bölünmesi...
***
Bir ülkede adalet mekanizmasını siyasallaştırdığınızda o ülkeye başka bir kötülük yapmaya ihtiyaç yoktur.
Adalet, iktidarın emrine girerse, o iktidarı seçimle de değiştirmek mümkün değildir...
Yaşanan son seçimler bunun açık göstergesidir... Adaletin esir alındığı ülkelerde, demokrasi görüntüden ibarettir..
Türkiye’nin dört bir yanından gelip Ankara’da buluşan baroların, avukatların yürüyüşü bu anlamda çok değerlidir.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun izni ile başkente girebildi avukatlar... Anıtkabir’de bir araya geldiler...
“Ülkenin hukuk oksijenine ihtiyacı var” diyor TBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek... “Avukatların sesi kısılırsa yurttaşların sesi kısılır” diyor...
Baroların büyük bölümü, çatı örgütlerinin gereken tepkiyi göstermediğinden şikâyet ediyor.
Siyasallaşan adalete cesaretle “dur” diyebilen baro başkanları, hukukun üstünlüğüne inanmış avukatlar, ülkenin içine sürüklendiği cenderede doğruları söyleyen son hukuk insanları... Her birini kutlamak gerekiyor...
Çölde kalan son vahayı bekleyen, korumaya çalışan kahramanlar...
***
Hukuk vardır ya da yoktur…
110 gün oldu...
Gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser’in yargılandığı MİT kanununa muhalefet davasında bugün tahliye bekleniyor...
Bu yazıyı kaleme alırken hâlâ umudumu diri tutmaya çalışıyorum... Vicdanlarda suçsuzluğu belli olan, hukuk insanlarının da görüş birliği içinde “suçları yok” dediği arkadaşlarımız serbest bırakılmalı.
Sevgili kardeşim Murat Ağırel’in 8 yaşındaki kızı babasını özlüyor. Barış Pehlivan’ın iki buçuk yaşındaki kızı, ilk cümlelerini Barış’ın yüzüne söyleyemedi.
Sadece gazetecilik yaptıkları için hapse düşen arkadaşlarımıza yapılan bu haksızlık, eşlerini, çocuklarını, ailelerini de içine alan bir mutsuzluk girdabı...
Oysa tutuksuz yargılanmaları mümkün!
Dün efsane hukuk insanı, gözaltına alındığımızda, yazılarımız nedeniyle gece yarısı kapımız çalındığında aradığımız av. Celal Ülgen ile konuştum. Var gücü ile savunma için son hazırlığını yapıyordu.
“Hukuk vardır ya da yoktur” Tuncaycım dedi...
Hukukun olduğuna, kırıntısının kaldığına inanmak istiyoruz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- Milletvekili sayısı artacak
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Soylu geri mi dönüyor?
- Okyanus kadar derin 4 burç
- Eski çağ heykellerindeki penisler neden bu kadar küçük?