Seçim Savaşının Ardından
Yüksel Pazarkaya
Son Köşe Yazıları

Seçim Savaşının Ardından

14.06.2011 09:34
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiyedeki seçim kampanyasını izleyenlerin belleğinde özellikle parti genel başkanlarının birbirlerini karşılıklı hedef aldıkları kalacaktır. Bu hedeflere yönelik salvoların niteliği ve bunların hedefi ne denli tutturduğu sorusu bir yana, böylesine bir seçim savaşının demokrasiyle bağdaşıklığı sorusu tortu olarak uslarda kalacak.

Demokratik bir seçime katılan partilerin ve onların temsilcilerinin, birbiriyle kıyasıya, giderek erdem dışı savaşının demokrasiyle, demokratik bir seçimle ilgisi nedir?

Yasamayı ve yürütmeyi temsil yoluyla oluşturmanın bir aracı olan seçim sürecinde, değil partiler ve genel başkanlar savaşının, bunların birbiriyle yarışının bile yeri olmaması gerekir. Çünkü, yurttaş katılımının yöntemi demek olan temsili demokraside yönetime talip olmanın hedefleri partiler ve kişiler arasında bir yarışa gerekçe olmayacak denli herkes için açık ve bir olmak gerekir. Hedef iş, aş, eğitim, temel hak ve özgürlükler, adaleti gerçekleştiren hukuk, kültür, sağlık, güvenlik, huzur, refah, mutluluk ve bu hedeflere yönelik sürdürülebilir bir gelişme yolundan başka ne olabilir?

O zaman, partilerin ve temsilcilerinin seçmen karşısında birbirlerini kötülemenin, karalamanın, daha da öteye yasadışılıkla suçlamanın ne anlama geldiğini anlamak güç. Bunun demokrasiyle ve demokratik seçimle ilişkisini bulmak olanaksız.

Milletvekilliğine ve yürütmeye talip olan parti ve kişinin seçmen karşısında yapacağı tek iş olmalı: O da ülke ve toplum açısından herkes için aynı olması gereken hedeflere ulaşmanın yol ve yönteminin dile getirildiği programları açıklamaktır. Somut ve arı duru açıklanan programları dinleyen seçmen de bunlardan anlayışına uygun olanı yeğleyecek ve seçecektir. Seçim kampanyasında partilerin ve adayların programları dışında seçmene anlatacağı bir konu yoktur aslında. Parti başkanlarının ve diğer adayların karşılıklı birbirlerini hedef tahtası yapmaları, asıl hedefler için programlarının olmadığı ya da kendi programlarına güvenmedikleri anlamına gelir.

Yeniden iktidara talip olan bir iktidar partisiyle muhalefet partileri arasında bir fark var doğallıkla. İktidar partisi, iktidar yılları boyunca uyguladığı politikayla programını göstermiştir. Bu programın ve uygulamasının eleştirisi, muhalefet partilerinin hakkı ve görevidir. Kendi seçeneklerini de somut olarak açıklamak koşuluyla. İktidarın, muhalefet partilerinin hepsi beni hedef almış diye yakınması, sahte bir mağduriyet yaratma denemesinden başka bir şey değildir. 1950 öncesine dönüp ana muhalefeti yermek de kendi programına güvenmemek anlamına gelmez mi? İktidarın soruşturma ve ortaya çıkarma görevini unutup yasadışı kaydedilen görüntüleri kullanmak da demokratik bir kampanya olmasa gerek.

Seçim kampanyası ve seçim bitti. Gerçekten demokratik, özgürlükçü ve adaleti güvence altına alacak yeni bir anayasanın gerçekleştirilmesi ve gelecek seçim kampanyalarının yalnızca yol, yöntem ve programlar üzerinden yapılması umudunu koruyoruz.

Yazarın Son Yazıları

Almanya’da Gülen Hareketi

Almanya’da Gülen Hareketi

Devamını Oku
07.03.2014
Kaygan Mantık

Kaygan Mantık

Devamını Oku
07.02.2014
Yargı ve Demokrasi

Yargı ve Demokrasi

Devamını Oku
30.01.2014
Mustafa Kemal’in İhtirası

Mustafa Kemal’in İhtirası

Devamını Oku
16.01.2014
‘Führer İdeolojisi’

‘Führer İdeolojisi’

Devamını Oku
10.01.2014
Din Kisvesi

Din Kisvesi

Devamını Oku
29.12.2013
Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Büyük Koalisyon ve Demokrasi

Devamını Oku
23.12.2013
Dershane ve PISA

Dershane ve PISA

Devamını Oku
13.12.2013
Rommel’in Ardından...

Rommel’in Ardından...

Devamını Oku
17.11.2013
Bir Zihniyetin Yargısı

Devamını Oku
11.08.2013
Son Gerçekler ve Demokrasi

Devamını Oku
19.07.2013
Aziz Nesin'i İhbar...

Devamını Oku
07.07.2013
Konuşma Sanatı

Devamını Oku
26.06.2013
Seçmenin Sağduyusu 'Solduyusu'

Devamını Oku
11.12.2012
Çöp Ye!

Devamını Oku
17.09.2012
AB Sil Baştan

Devamını Oku
01.08.2012
Bilim ve Futbol

Devamını Oku
27.06.2012
Atina'dan İleti Var

Devamını Oku
11.06.2012
Değişen AB - Değişen Türkiye

Devamını Oku
29.05.2012
Enkaz Kadınları ve Tiyatro

Devamını Oku
07.05.2012
Yazının Gücü...

Devamını Oku
09.04.2012
Antalya'da Al Yazma Anıtı

Devamını Oku
05.03.2012
Büyük Frederik Üç Yüz Yaşında

Devamını Oku
21.02.2012
Yasayla Tarih Yazmak

Devamını Oku
09.01.2012
Demokrasi Böyle Bir Şey

Devamını Oku
24.12.2011
Karaman Belediyesi'ne Övgü

Devamını Oku
30.11.2011
Anayasa ve Atom Santralı

Devamını Oku
16.07.2011
Seçim Savaşının Ardından

Devamını Oku
14.06.2011
'Benim Yerim Dolmaz'

Devamını Oku
03.05.2011
İktidarla Yazar Uyuşmaz

Devamını Oku
13.04.2011
Yeni Bir Çağ

Devamını Oku
01.04.2011
Risk Var, Risk Var!

Devamını Oku
20.03.2011
Çoğulcu Kültür

Devamını Oku
28.02.2011
Kapansın Elçilikler

Devamını Oku
03.01.2011
İslam Almanya Gündeminde

Devamını Oku
24.10.2010
Dünya Kupası ve Irkçılık...

Devamını Oku
05.08.2010
Yunanistan Mali Krizinden Ders...

Devamını Oku
01.06.2010
Demirtaş Ceyhun 75 Yaşında...

Devamını Oku
17.12.2009
Demokrasi Dersleri...

Devamını Oku
10.12.2009
Cumhuriyet Işığı ve Mağara Putları

Devamını Oku
03.11.2009