Türk tiyatrosunu yıllardır yapıt üstüne yapıt koyarak belgeleyen Mitos-Boyut Yayınları, zaman zaman eleştirmenlerin yazılarını topladıkları seçkilere de yer verir. Böylece yayımlanan oyun kitaplarının pek çoğu, oyunlar üstünde yapılmış çeşitli değerlendirmelerle de buluşturulmuş olur.
Mitos-Boyut’un Tiyatro/Kültür dizisinin 89. kitabı olarak çıkardığı ‘Türk Sahnelerinden İzlenimler’ işte bu tür bir eleştiri kitabı. Farkıysa bir İngiliz eleştirmen tarafından yazılmış olması ve kitaptaki metinlerin hem yurtdışında yayımlandıkları özgün İngilizceleriyle, hem de Türkçe çevirileriyle sunulması. Kitabın yazarı Doç. Dr. Laurence Raw’u geçen cuma günü zamansızca yitirdik. Ülkemizde sahnelenen oyunları yıllardır izleyen tutkulu bir tiyatrosever ve eleştirmendi.
Raw, kültür yaşamımızda 30 yıllık emeği olan bir eğitimcidir. Bilkent Üniversitesi’nde başladığı öğretim üyeliğini yıllardır Başkent Üniversitesi’nde sürdürmekteydi. Gençleri topluluk önünde konuşma ve bilgi paylaşımı yapma yönünde yüreklendirmek için BaşkentÜniversitesi’nde özel sempozyumlar düzenlerdi. Çok iyi bir konuşmacıydı. Katıldığı bilimsel toplantılarda ışıltılı sunumlar yapar, düşüncelerini konferans kıvamında etkinliklerde öğrencilerle paylaşmaktan hoşlanırdı. Türkiye Amerikan Etüdleri Birliği’nin yayın organı JAST’ın uzun süre editörlüğünü yapmıştı. Onunla pek çok etkinlikte birlikte olduk.
Ama en eğlenceli buluşmalarımız tiyatroda gerçekleşirdi. Oyunları eşi sevgili Meltem Kıran Raw’la ve öğrencileriyle izler, değerlendirirdi. Aynı oyunu izlediğimiz günlerde perde aralarında birbirimizi bulur, sahnede olan biten üstüne fısıldaşırdık. Laurence bizim için Türk tiyatrosunu İngiliz bakış açısıyla değerlendiren, kültürler arası ilişkilere odaklanmış bir ‘üçüncü göz’dü. Düşüncelerimiz tam uyuşmasa da, onun görüşleri önemliydi. Laurence da bizim yorumlarımızı merak ederdi. Festivallerde, Ankara ve İstanbul tiyatrolarında izlediğimiz aynı oyunlarla ilgili izlenimlerden bir bölümü Laurence’ın, benim ve başka eleştirmenlerin yaptığı seçkilerde yer alıyor.
Laurence’ın Mitos-Boyut seçkisinden, onun Türkçe sahnelenmiş bir Shakespeare oyunu hakkındaki yorumunu okuyalım: ‘... Kemal Aydoğan’ın Oyun Atölyesi için sahnelediği “Atinalı Timon” herkesin gözünü paranın ve gücün bürüdüğü, toplumsal değerlerin yok olduğu, acımasız bir dünyayı tasvir ediyordu. İki kısma bölünmüş sahnenin üst kısmı aslında bu dünyayı simgeliyordu. Gösterişli cübbesi ve mücevherleriyle Timon (Haluk Bilginer) gücünü simgeler bir biçimde üst kısımdaki tahta kurulmuştu; hizmetkârları ise alt kısımda duruyorlardı. Timon’un gözden düşmesi (...) alt kısma geçmesiyle (...) ifade edildi.’ (Theatre Journal, Cilt 60, sayı 1, Mart 2008)
Raw, Devlet Tiyatroları’ndaki oyunculuğu Ibsen’in Ankara Devlet Tiyatrosu yapımı ‘Bir Halk Düşmanı’ özelinde şöyle eleştiriyor: ‘ ...oyuncular Victoria dönemi melodramasında olduğu gibi sahnenin ortasında dikilip neredeyse canhıraş bir şekilde konuşmalarını yapıyorlar. ( ...) Daha önce de pek çok kez belirttiğim gibi, abartılı oyunculuğa Devlet Tiyatroları’ında (özellikle yönetmenin pek ısınamadığı oyunlarda) bol bol rastlanıyor ...’ (Theatreworld Internet Magazine, 7 Ekim 2007)
Bir örnek de Dostlar Tiyatrosu’nda Genco Erkal’ın belgelerden derleyip sahnelediği ‘Sivas ‘93’ten olsun: ‘Oyunun yer yer 1970’lerde ve 1980’lerin başlarında İngiliz tiyatrosunda popüler olan uyarma-propaganda (agit-prop) türündeki tiyatro eselerini çağrıştırdığı da söylenebilir. Yapımın içtenliğine hayran kalmamak mümkün değil. İzleyicileri derinden etkileyen, aşırı dinciliğin bu ülkedeki tehlikeli varlığını açıkça görmeye sevkeden bir oyun bu.’ (Theatreworld Internet Magazine, 15 Mart 2008)
Laurence Raw’un kitabının arka kapağında tiyatromuz üstüne yaptığı genel saptama şöyle: ‘( ...) Türkiye’deki tiyatrolar Türkçe bilen ya da bilmeyen her tür izleyiciye hitap eden unutulmaz oyunlar sahneleyebiliyor.’
İyi ki bizimleydin, sevgili Laurence Raw. İyi ki bizim için ürettin!
Türk tiyatrosu İngiliz eleştirmenini yitirdi
Yazarın Son Yazıları
Dünya tiyatrosu, son 60 yılın -tartışmasız- en büyük oyun yazarı Tom Stoppard’ı 29 Kasım’da yitirdi. 1937’de Çekya’nın Zlin kentinde doğan Tomas Straussler, Nazi işgalinden kaçan ailesiyle çocukluğunda bir süre Singapur ve Hindistan’da yaşamıştı. Annesi, babasının ölümünün ardından bir İngilizle evlenince 1946’da üvey babasının soyadını alarak yedi yaşındayken İngiliz vatandaşı oldu.
Festival çoğunlukla Çankaya Belediyesi’nin sahnelerinde yer aldı. Toplamda 12 farklı oyun salonu kullanıldı.
Takviminize not edin. 27 Kasım-31 Ocak tarihleri arasında İstanbul Depo’da tiyatro mirasımızın arşivleri sergileniyor. Tophane’deki bu sanat uzamının tam adresi: Depo/Tütün Deposu, Lüleci Hendek Caddesi No. 12 (E-posta adresi: depo@depoistanbul.net Telefon: 90 (212) 2923956)
Kitapların her bir bölümünün sonunda yer alan “ölçme ve değerlendirme”ye yönelik alıştırmalar, öğrencinin, eğitim sürecinde etkin bir katılımcı olmasını sağlıyor.
Ozan Ertuğrul Özüaydın’ı şiir meraklıları tanır. Çoğunlukla şiirlerini içeren 11 kitabı var. Yapıtlarını 4 ve 5 Ekim’de 22. Ankara Kitap Fuarı’nda imzaladı.
Ben bu öyküye ne zaman katıldım? İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda lisansüstü öğrencisiyken tüm bölümlere sınavsız tiyatro dersleri veren Haldun Taner’in gözüne -yaptığım bir ödev nedeniyle- girmiştim. 1964’te, DTCF’de açılacak tiyatro bölümüne başvurmam için bana haber yolladı. Yurtdışında burslu olarak yüksek lisans yapmaya hazırlanıyordum; yolumu değiştiremedim. Ama sonunda da sevgili Taner’in sözüne geldim: 1978’de, çoluğa çocuğa karışmışken DTCF Tiyatro Bölümü’nün doktora öğrencisi oldum. Akademik kadrom ODTÜ ya da (sonra) DTCF İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda olsa da tiyatro bölümünün altın çağını yaşadım. 1981’de başlayan derslerim göz açıp kapayıncaya dek 32 yıla ulaştı
70 yıllık tiyatro seyircisi ve 50 yılı aşkın süredir aralıksız yazan bir eleştirmen olarak tiyatrolarla iletişim kurma üstüne düşündüğümde geçmiş yılları özlüyorum.
12 Eylül döneminin tiyatro eleştirisi çoğunlukla sahne olaylarındaki özensizliğe karşı çıkmaktadır. Bu aşamada gazetelerdeki kültür sanat sayfalarının küçülmeye, eleştiri yazılarının azalmaya başladığı görülür.
Ferhan Şensoy’u 31 Ağustos 2021’de 70 yaşındayken yitirmiştik. Yeni yapılan “Ferhangi Bir Yaşam” belgeseli seyircisiyle buluşmayı bekliyor. Müjdat Gezen ise 82 yaşında ve bir hafta önce hakkındaki soruşturma kapsamında ifade vermeye çağrıldı.
Değerli bilimadamı Prof. Dr. Metin Sözen’i 1 Ağustos’ta yitirdik. Yaşamını ülkemizin doğal, tarihsel, kültürel değerlerine sahip çıkılmasına adamış, yüce gönüllü bir insandı.
Sevgili Genco, Sen gideli bir yıl oldu. Zaman çabuk geçiyor. İlk mektubumda (Cumhuriyet, 13.08.2024) ardında bıraktığın görsel-işitsel belgelerden söz etmiştim: Sanat yaşamın boyunca oluşturduğun sesli kitapları, fotoğraflarınla yorumladığın şiirleri, çevirilerini, plak ve kasetlerinde kayıtlı müzik çalışmalarını...
Okuduğunuz başlığı bir başka yazımda da kullanmıştım. Ölümünün üstünden 20 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına karşın, Memet Baydur’un bizlere diyecekleri sürüyor
17 Haziran’da Metrohan’da ilk gösterimi yapılan “Bir Babıali Zirvesi” başlıklı, Habitat TV yapımı Zeynep Oral belgeselini henüz izleyemedim. Neyse ki Dikmen Gürün izlenimlerini geçen haftaki yazısında bir güzel dile getirmiş. Okurken belleğimde birikmiş, belge tadında Zeynep Oral olayları gözümün önüne gelmeye başladı. Bu yazıda Zeynep’le yaşanmış anlar var.
Gazete ve dergi yazarlığım 50 yıla ulaştı. Özgür basın dergisinde başlayıp çeşitli başka dergilerde ve ayrıca 45 yıl Cumhuriyet’te süren bu uğraşa -30 yıldır gazeteme iki haftada bir “Sahneden” köşesini yazmak da eklenmiş. Kolay iş değil.
Prof. Dr. Oya Başak’ı bir hafta önce yitirdik. Cenazesindeki çelenklerden birinde “çocukların” yazıyormuş.
“Zengin Mutfağı” oyunu neredeyse 50 yıldır sahnelerimizde yer alıyor. İşin hoşu, oyunun başkişisi Lütfü Usta’yı oynayan Şener Şen Usta da 1977’de ilk kez canlandırdığı bu karakteri son üç yıldır yepyeni bir seyirci kuşağına sunmakta.
Bahar ölümsüzlük simgesidir
Ahmet Özer’in 50. kitabı çıktı
Son veda...
Tiyatro biletleri uçuşta
Shakespeare siyaset sahnesinde
Sanat Kurumu 78. yaşını sürüyor
Nevra Serezli: Profesyonel tiyatroda 60 yıl
İzmir D.T’den ‘Karıncalar / Bir Savaş Vardı’
Heiner Müller’den ‘Medea’
‘Vatan Kurtaran Şaban’ günümüzde
Broadway ya da West End biçeminde süper tiyatro
Gonca Vuslateri Shakespeare oynamalı
Özdemir Nutku anlatıyor
Ankara’da tiyatronun renkleri
Festivalde üç Shakespeare oyunu
‘Öteki’nin dramı
Ankara’da yeni bir tiyatro şenliği
Ateş Kuşu Semiha Berksoy
Tiyatromuzun belleği: Türkiye Tiyatro Vakfı beş yaşında
Müşfik Kenter’i anarken...
Genco’ya mektup
Nilüfer Kent Tiyatrosu ile Daltabanlar ayrı düştü
Hocamız Sevda Şener’i yitireli 10 yıl oldu
Tiyatromuzun modernleşme süreci İngilizcede