Ozan Ertuğrul Özüaydın’ı şiir meraklıları tanır. Çoğunlukla şiirlerini içeren 11 kitabı var. Yapıtlarını 4 ve 5 Ekim’de 22. Ankara Kitap Fuarı’nda imzaladı. Geçtiğimiz hafta sonunda (25-26 Ekim) ise Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet Kitapları ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Sözün Sonsuzluğunda Tarih ve Şiir” başlıklı “Çankaya Cumhuriyet Şiir Günleri”nin konuklarındandı. 25 Ekim’de “Şiir ve Dergileri” başlığını taşıyan oturumda, çıkartılmasına katkıda bulunduğu dergileri anlattı.
Özüaydın’ın dergiciliği çeyrek yüzyıla yakın bir süreyi kapsıyor. 2002 yılında Patika Dergisi yazı kuruluna katıldı. Çok uzun süredir de derginin genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Ayrıca yaklaşık 10 yıl Dil Derneği’nin yayın kurulu başkanlığını yürüttü; bu kuruluşun yayın organı olan Çağdaş Türk Dili Dergisi’nin de yayın yönetmenliğini üstlendi.
ŞİİR VE DİL
Özüaydın şiir dünyasında etkin bir yazar. Şiirleri başka dillere çevrildi. Ozan kimliğini yurtdışına da taşıdı. Yurtdışında çeşitli dergi ve seçkilerde şiirleriyle yer aldı. Uluslararası festivallere katıldı; şiire odaklı bildiriler sundu, şiirlerini topluluk önünde seslendirdi.
Şiirsel duyarlığı doğa/insan varlığının her konumunda değerlendiren ozan Özüaydın, “Fesleğen Öğüdü” (2005, Patika Dergisi Yayınları) adlı yapıtında bahçıvana şöyle sesleniyor: “Dikkat!/ Bu şiiri bir saksı fesleğen ile bir kadın/ ve bir erkek birlikte okumalıdır.../ Aşka tutkun/ Çiçeğe tutkun” (s. 7).
Şiirin usa ve bedene sinmiş müthiş bir güç olduğunu “Kalırsa Şiir Kalır” (2013, Mühür Kitaplığı) adını taşıyan kitabından okuyalım: “Ellerinle tuttuğun şu yazı iple çektim/ seni beklerken sana koştum bu şiirle/ bilirsin şiirle daha hızlı koşarım/ bilirsin şiirle açılırım denize” (s. 14).
Ülkesinin simgesi Ankara da ozan için şiirle donatılmıştır. “Sokak Kapısı” başlıklı (2017, Bilgi Yayınevi, s.34) kitabında ozanımız başkenti sevgiyle kucaklıyor: “Sana gelirim şiirle geleceği umarak/ sana gelirim sevgili Ankara, merhaba/ (…) Kimsesiz şehirlerin umut şiiri şehrim/ elbette şiire benzer bütün şehirlerim/ şiir ki devlet bilmez, devletli bilmez/ şiirsiz her şeyimi şiir eder yüreğim/ sokak şiirlerim, bahçe şiirlerim ve dizeler/ o zaman şarkım olur şiirle eski şehirler/olmayandan olana gelirim/ …/ Gördünüz işte şiire tutunmak ne de iyi/ ben de ömrümü hece hece şiire verdim/ çünkü şiirle uzuyor ömrüm” (s. 34).
“Şair”in dünyayı boyadığı benzersiz renkleri anlatırken denize batmış “mavilik”ten söz edilmez mi? Yanıt, 2023 Ceyhun Atıf Kansu Ödülü’nü almış “KaraKIRMIZI” (2023 Smirna Yayınları) adlı yapıttadır: “Orada eski bir mavilik buldum denize batmış / baktım çivit mavisi bir öğle kalıntısı çok eski / elime ‘düşen bir gök’ maviden fazlasıydı / ... /düşürse düşürse bir şair düşürmüştür dedim” (s. 49).
DÜZYAZIYLA ŞİİR DÜŞÜNMEK
2021’de Smirna yayınlarından çıkan “Dilden Şiire Şiirden Dile” başlıklı düzyazıyla biçimlendirilmiş denemelerinde Özüaydın’ın şu saptamaları dikkat çekicidir: “Dil şiire renk verir, koku verir. Onun özsuyudur… Şiir ise dilin başındaki TAÇ gibidir.”
Özüaydın’ın düzyazılarının içerdiği duyarlıklar, “Erişilmez Hızın Koşucuları” (2023 Smirna Yayınları) başlıklı, makale ya da köşe yazısı kıvamında, kimi zaman da deneme niteliği taşıyan, çoğunlukla dil ve Türkçe odaklı çeşitli yazılarda dile geliyor. Kitabın kapağında yapılmış belirlemeye göre, bu yazılarda “birbirleriyle dans edercesine bazen zamanın içinde, bazen de mekânlar arası yolculuklar yapan sözcükler” kullanılmış. Bu metinler, “sözcüklerin birbirleriyle etkileşiminden, çelişmelerinden vb. yola çıkılarak yapılan diyalektik çözümlemeler” içeriyor.
Üç ayda bir çıkmakta olan “Patika” dergisi 131’inci sayısına ulaşmış durumda. Şık bir kapak içinde, düzgün görsellerle sunulan bir kültür sanat edebiyat dergisi niteliğindeki bu yayın, alanında ünlenmiş ustalar yanında, becerilerini geliştirme aşamasındaki yazarlara da yer veriyor.
Ertuğrul Özüaydın, yazan ve yöneten kimliğiyle üretmeyi 1980’lerden bu yana sürdürüyor. Aklına ve yüreğine sağlık...