Ülkemizde üniversite düzeyinde tiyatro bilimine ilk adımı atan kurum Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’dir. 1958 yılında Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü adı altında başlayan bu yöndeki çalışmalar, 1964’te lisans diploması veren Tiyatro Kürsüsü olarak yükseköğretimin bir parçası oldu. O günden bugüne, yetiştirilen oyun yazarları, tiyatrobilimciler ve sahne sanatçılarıyla Türk tiyatrosuna hizmet veriliyor. Daha sonra başka üniversitelerde açılan tiyatro bölümleri, bu kurumda üretilen yayınlardan beslendiler. Dahası, yeni tiyatro bölümlerinde öğretim kadrolarının önemli bölümü DTCF’den yetişen bilim ve sanat insanlarıyla oluştu.
Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü kurma düşüncesi Muhsin Ertuğrul’undur. Ertuğrul, yabancı ülkelerin üniversitelerinde tiyatro eğitimi verildiğini görmüş, bizde de bu alanı açmak için gündem yaratmıştı. O dönemde Devlet Tiyatrosu genel müdürü olan Ertuğrul’un önerisine katılan DTCF İngiliz Dili ve Edebiyatı Profesörü İrfan Şahinbaş ile Fransız dili ve edebiyatı profesörü Bedreddin Tuncel, fakülte bünyesinde kurdukları enstitünün yöneticileri oldular.
ENSTİTÜ YILLARI
İngiliz dili ve edebiyatından 1950’de mezun olan, tiyatro bölümünün efsane hocası Sevda (Şener), İrfan Şahinbaş’ın çok değer verdiği bir eski öğrencisiydi. Şahinbaş, artık evli ve çocuklu bir kişi olan Sevda Şener’e enstitünün asistanı olmasını önerdi. Fakültede öğrenciyken, Nusret Hızır gibi değerli bir felsefe hocasından, Saffet Korkut, Orhan Burian, İrfan Şahinbaş gibi parlak kürsü hocalarından gördüğü eğitimle donanmış olan Şener, tiyatro alanındaki birikimini enstitüdeki çalışmalarıyla oluşturdu. Kuruluşun hemen sonraki asistanı, yine İngiliz dili ve edebiyatı mezunu, ayrıca Almanya’da yönetmenlik eğitimi almış olan Özdemir Nutku’ydu. Otuzlu yaşlarındaki bu iki genç insan tiyatro araştırmaları adına canla başla çalıştılar.
Enstitüde ders verenler arasında Amerikalı tiyatro adamı Kenneth Macgowan, Prof. Grant Redford, Prof. Bedreddin Tuncel, Ahmet Kutsi Tecer, Haldun Taner, Refik Ahmet Sevengil, Mustafa Nihat Özün gibi değerler bulunuyordu. Bu kurslara günün genç yazarlarının yanında Metin And’ın da katıldığı görülüyor. Galatasaray Lisesi ve hukuk fakültesi mezunu olan Metin And yurtdışında eğitim görürken opera, bale ve tiyatroya sevdalanmış, Türkiye’ye dönüşünde çalışmalarını sahne sanatlarına odaklamıştı.
1964 yılında Tiyatro Kürsüsü kurulduğunda başkanlığına Alman dili ve edebiyatı profesörü (bugünkü tiyatro bölümünün ek binadaki deneme sahnesinin adını taşıdığı) Melahat Özgü getirildi. Çok çalışkan ve disiplinli bir hoca olan Özgü’nün ilk elemanları Şener, Nutku ve bir süre sonra da Metin And oldu. Şener Türk dram yazarlığına, And geleneksel Türk tiyatrosuna, Nutku da dram sanatının çeşitli alanlarına ve sahne uygulamalarına yöneldi. Üçü de bir solukta sıralaması olanaksız sayıda kitap yazdılar. Tiyatro biliminin bu üç ustasının yapıtları bugün de yeni baskılarla yeni öğrencilerin eğitimine sunuluyor.
BÖLÜM BÜYÜYOR
Zaman içinde Nurhan Karadağ ve Sevinç Sokullu’nun doktora çalışmalarının tamamlanmasıyla kadro zenginleşti. Karadağ, Anadolu seyirlik köylü oyunlarının biçemini çağdaş sahnelemelerde kullandı. “Halkevleri” kitabı başucumdadır. Sokullu, tiyatro tarihine yoğunlaştı, sonra da çocuk tiyatrosuyla kucaklaştı. “Türk Tiyatrosunda Komedyanın Evrimi” kitabı bize armağandır. Daha sonra doktora yapan Tahsin Konur “Devlet-Tiyatro İlişkisi” kitabıyla gündemi yakaladı. Selda Öndül ise Hacettepe İnigiliz Dili ve Edebiyatı’ndan geldi.
Kadro daha sonra, bölümden yetişen ve benim de öğrencim olan gençlerle çeşitlendi. Eğitim sistemi 1987-88 döneminde üç birime (tiyatro tarihi ve teorisi anabilim dalı, dramatik yazarlık ana sanat dalı, oyunculuk ana sanat dalı) ayrıldı. Günümüzde de sürüyor.
Ben bu öyküye ne zaman katıldım? İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda lisansüstü öğrencisiyken tüm bölümlere sınavsız tiyatro dersleri veren Haldun Taner’in gözüne -yaptığım bir ödev nedeniyle- girmiştim. 1964’te, DTCF’de açılacak tiyatro bölümüne başvurmam için bana haber yolladı. Yurtdışında burslu olarak yüksek lisans yapmaya hazırlanıyordum; yolumu değiştiremedim. Ama sonunda da sevgili Taner’in sözüne geldim: 1978’de, çoluğa çocuğa karışmışken DTCF Tiyatro Bölümü’nün doktora öğrencisi oldum. Akademik kadrom ODTÜ ya da (sonra) DTCF İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda olsa da tiyatro bölümünün altın çağını yaşadım. 1981’de başlayan derslerim göz açıp kapayıncaya dek 32 yıla ulaştı.