Görebilen var mı?
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Görebilen var mı?

13.01.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sultanahmet’teki saldırının ilk akla gelen şüphelisi IŞİD. İntihar bombası saldırıları örgütün imzası gibi. Suruç ve Ankara’da memleketin bugüne dek gördüğü en büyük terör saldırılarını kısa süre içinde IŞİD gerçekleştirdi. Geçen sene bu zamanlar yine Sultanahmet’te IŞİD bir polis memurunun ölümüyle sonuçlanan bir intihar saldırısında bulunmuştu.
Kaç zamandır yakalanan intihar bombacıları ve hatta intihar bombası yeleği imalathanesi de IŞİD’in ne kadar yaygın ve rahat bir şekilde örgütlendiğini gösteriyor.
Radikal’de Ezgi Başaran dün, yani saldırının olduğu gün yayımlanan yazısının başlığını “Tehlike Uyarısı: Bu IŞİD’ciler nerede?” olarak atmış. Ankara katliamından sonra Emniyet’in isimlerini ve kullandıkları sahte kimlikleri açıkladığı dört intihar bombacısının akıbetini sorguluyor.
Emniyet’in açıkladığı isimlerden ikisinin evlendirildiklerinin ve IŞİD’in “karıkoca”yı ölüme göndermek gibi bir taktiği olduğunun da altını çiziyor.
Gerçekten de geçen sene Sultanahmet’teki saldırıyı yapan Diana Ramazova da bir başka IŞİD üyesiyle evliydi.
Gazete köşelerinde dahi tehlike uyarıları yapılırken böylesine bir patlamanın engellenememesi nasıl güvensiz bir ortamda yaşadığımızı gösteriyor.
İşin arkasında PKK’nin olması ise düşük bir ihtimal. Bu PKK’nin böyle bir eylem kapasitesi olmamasından ya da daha evvel bombalı saldırı yapmamasından kaynaklanmıyor. IŞİD’le mücadele ederek uluslararası bir meşruiyet kazanma yoluna giren bir hareketin turistik bir hedefe saldırmasının kendi açısından bir kazancı yok.
Ancak Sabiha Gökçen Havalimanı’na yapılan saldırıyı üstlenen TAK örgütünün savaşı “Türkiye’nin her yerine yayma” tehdidi ve PKK’nin yöntemlerini fazla “hümanist” bulduğunu açıklaması da elbette not edilmeli.
Doğrudur, ne Arap Baharı’nı ne Suriye savaşını Türkiye başlattı. Ancak iktidarın bu savaş başlayalı beri memleketi bu ateş çemberinden korumak için ne yaptığı her zamankinden daha fazla sorgulanmalı.
Bir devletin asli görevi yaşam hakkını korumak olmalı. Bugün sürekli bombaların patladığı istikrarsız ve güvensiz bir memlekette yaşıyorsak bunda dış politikadaki savruk maceraperest tavrın rolü çok büyük.
Bir şiddet sarmalına kapılmış bir bölgede, Kürt meselesini çatışma ile çözmek tercihinin de öyle.
İktidarın ve onun medyasının Ankara katliamında olduğu gibi “kokteyl terör” gibi zırvalarla işi manipüle etmesinin ve sulandırmasının önünde tek engel hâlâ bağımsız kalabilmiş yayın organları.
Hakikati olduğu şekliyle aktarmaktan daha önemli bir görev yok.
Terörle mücadele Beyaz hakkında dahi terör soruşturması açarak, herkesi “vatan haini” ilan ederek, yayın yasakları koyarak değil “geliyorum” diye bağıran, gazetecilerin dahi isim vererek uyardığı saldırıları engelleyerek yürütülür.
İç ve dış siyasette köklü bir değişiklik yapılmadığı sürece bu kaos süreceğe benzer.
İktidar kaosa karşı güçlü bir tek parti yönetimi talep etti. Kasımda da istediğini elde etti.
Meselenin “güçlü yönetim” değil yanlış siyaset meselesi olduğu ortada. İktidarda bunu görebilen var mı acaba?

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018