Örnek 1: Bir kişi Şubat 2020’de yağma suçu işledi. Diyelim ki bu suçtan üst sınıra yakın 9 yıl hapis cezası aldı. Ve cezasını çekmek için yeni yakalandı. Fail sadece bir ay kapalı cezaevinde kalıp özgürlüğüne kavuşacak.
Örnek 2: Bir hamile kadın silahla yaralandı ve bu saldırıdan dolayı doğmamış çocuğunu düşürdü. Bu olay da Temmuz 2023’te yaşandı. Diyelim ki bu suçun faili yasaların emrettiği gibi 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suçlu kişi hapse girdiğinde sadece bir ay kapalı cezaevinde kalıp özgürlüğüne kavuşacak.
Örnek 3: Yine Temmuz 2023’te bir çocuğa karşı cinsel istismar suçu işlendi. Diyelim ki suçu işleyen kişi de üst sınıra yakın 9 yıl hapis cezası aldı. Cinsel istismar faili sadece bir ay kapalı cezaevinde, 6 ay da açık cezaevinde kalıp özgürlüğüne kavuşacak.
YA ‘TERÖR’ SUÇLULARI?
Örnekler çoğaltılabilir, lakin gerek yok. Yazdıklarım, “cezaevindeki on binlerce hükümlüye tahliye yolu” diye duyurulan yeni yargı paketinin getirdiği “müjdeler”!
Özetlersem...
Mevcut durum şuydu:
Terör suçları ve anayasal düzene karşı suçlar dışında kalan hükümlüler arasından...
31 Temmuz 2023 tarihinde denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl veya daha az süre kalanlar özgür bırakıldı. 30 Mart 2020 tarihinden önce işlenen suçlarda, denetimli serbestlik süresi zaten 3 yıla çıkmıştı. 2023 yılında da işte buna ek olarak 5 yıl daha süre verildi. İşte iki yıl önceki ilgili düzenleme 31 Temmuz 2023’e kadar cezası kesinleşmiş hükümlüleri ilgilendiriyordu.
Şimdi ise bu af “eşitlik olsun” iddiasıyla 31 Temmuz 2023’ten önce suç işlemişleri de kapsayacak. Yani suçu o tarihten önce işleyenlerin, cezası kesinleşmese de 5 ya da 8 yıl önceden denetimli serbestliğe geçişleri sağlanacak.
Bir başka örnek: Eğer sızan taslağı baz alırsak...
Örneğin, 30 Aralık 2022 tarihinde Sinan Ateş’in öldürülmesinde rol aldığı için yerel mahkemede ceza alanlar var.
Onlar içinde de “tasarlayarak öldürmeye yardım” suçundan 15-18 yıl arası ceza verilenler bulunuyor. Bu da demek ki, aldıkları hükmün gereği cezaevinde kalacakları süre 11-13 yıl arasıydı.
Bu yeni paket yasalaştığında, bu insanların cezaevinde yatarları kalmadığı için tahliye edilmeleri mümkün görünüyor.
“Peki, siyasi tutuklular ne olacak” diye sorabilirsiniz.
İmralı heyeti ile adalet bakanının bugün yapmayı planladığı buluşmada çıkacak sonuç bu soruya yanıt olacaktı. Lakin Sırrı Süreyya Önder’in yaşadığı kritik durum bu görüşmeyi erteletti. DEM Parti kaynakları, görüşmenin gelecek hafta gerçekleşmesini bekliyor.
İşte o görüşmede DEM heyetinin, Terörle Mücadele Kanunu’na, ifade özgürlüğüne aykırı şekilde cezaevinde tutulanlara ve hasta mahpuslara dair taleplerinin olması bekleniyor.
O görüşmede çıkacak sonuç Meclis’e yakında gelecek taslağa mı eklenir yoksa o görüşme ayrı bir paket mi doğurur, göreceğiz. Lakin şu aşamada bu haliyle yeni paket adalet getirmiyor.
