19 Mart 2025 bir dönüm noktasıdır. O tarihten bugüne Türk siyasal yaşamında bir benzeri olmayan ciddi ve sert bir siyasal mücadele yaşanıyor.
AKP siyasal iktidarının CHP’ye karşı açtığı savaşta ortaya iki hedef çıktı. Birinci hedef, AKP’yi seçimlerde iki kez yenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP’li belediyelerdir. Bugüne kadar başta İstanbul olmak üzere 3 büyükşehir ve 11 ilçe belediye başkanı tutuklanmıştır. Başkanlar ve kimi önemli belediye bürokratları başta Silivri olmak üzere çeşitli tutukevlerinde uzun süredir yatmaktadır. Belediyeler hakkındaki ayrıntılı iddianamenin 15 Ekim’de açıklanacağı belirtilmektedir.
Hedef CHP’nin kendisi
İkinci hedef, CHP’nin tüzel kişiliğidir, CHP’nin kendisidir.
Ankara ve İstanbul’daki bazı Asliye Hukuk Mahkemeleri dayanaksız kararlarla CHP’yi hedef aldılar. CHP İstanbul il yönetimine kayyum atandı, kongrelerin iptali istendi.
Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi CHP’nin bir önceki kurultayını “mutlak butlan” gerekçesiyle iptal etme yoluna girdi.
CHP tabanını karıştırmayı hedefleyen bu girişimler aslında kamuoyunda çoğunlukla destek görmedi. CHP Genel Yönetim Kurulu ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kararlı tutumları sonucunda 19 Mart’tan bu yana 6 ayda 55 kitlesel toplantı gerçekleştirdiler ve konu halk kitlelerine yayıldı.
Son durumda, mahkemelerin aldığı son kararlar AKP siyasal iktidarının bu ikili hedefi tek hedefte toplama yoluna gittiğini gösteriyor.
Aylardır üzerinde tartışılan CHP kongreleriyle ilgili konulara önce Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir nokta koydu. YSK, 11 Eylül 2025 tarihinde parti seçimleri dahil her türlü seçimlerde karar yetkisinin ilçe ve il seçim kurullarıyla, Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkisi dahilinde olduğuna karar verdi.
Bilindiği gibi, YSK’de yalnızca seçimle gelen yargıçlar değil, siyasal parti temsilcileri de üye olarak görev yaparlar ve YSK kararlarında oy sahibidirler.
YSK’nin 11 Eylül 2025 tarihli kararı, düğümü çözen bir karardır. Tüm yargıçlar olumlu oy kullanmışlar, siyasal parti temsilcileri de olumlu görüş bildirmişlerdir.
KAYYUMU BİTİREN KARAR
CHP İstanbul iline atanan kayyum konusu kuşkusuz çok önemlidir ve üzerinde durmalıdır...
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, kendini yetkili ve görevli saydı; Özgür Çelik başkanlığındaki il yönetiminin “tedbiren” uzaklaştırılmasına ve CHP İstanbul iline “tedbiren” kayyum atanmasına karar verdi.
Bu karar çok tehlikeliydi, CHP’nin Anadolu’daki ilçe ve il örgütlerinin görevden alınmaları için ayrıca CHP Genel Merkezi’nin kayyuma alınması için bir emsal, bir örnek karar olabilirdi... Ayrıca, 15 Eylül’de Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davada Özgür Özel ve arkadaşları hakkında “mutlak butlan” kararı verebilir, “kayyum” atanabilirdi.
Fakat yukarıda belirtilen iki yargı kararı, bu yanlış hesabı geri çevirdi. Kısaca ele alalım:
YSK, 15 Eylül 2025 kararıyla parti kongreleri hakkında tek yetkili ve görevlinin ilçe ve il seçim kurullarıyla Yüksek Seçim Kurulu olduğuna ilişkin kesin bir karar verdi. Bu konularda adli mahkemelerin mutlak yetkisiz olduğuna hükmetti.
YSK bu önemli kararında, Siyasal Partiler Yasası’nın 21. maddesine dayanmıştır. Bu maddeye göre, “Bütün seçim işlemlerinde ve parti kongrelerinde ilçelerde, ilçe seçim kurulu; illerde, il seçim kurulu; Türkiye genelinde YSK yetkilidir.”
İşte, 15 Eylül 2025’te Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen ve “kurultayda mutlak butlan” davasına bakan Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, YSK’nin bu kararından sonra bir karar veremedi ve davayı ertelemek yoluna gitti.
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, İstanbul’a kayyum atanması için CHP Genel Merkezi’ne karşı açılan davayı “esastan” reddetti. Kongre iptallerinin ve kayyum atamanın hukuka aykırı olduğuna hükmetti.
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY KONUSU
CHP olası sorunları ortadan kaldırmak, karmaşayı çözmek amacıyla tamamen hukuksal ilkelere dayalı olarak 21 Eylül 2025’te olağanüstü kurultay yapmaya karar verdi.
CHP’yi zorda bırakmak isteyen ve aslında nereden yönetildikleri bilinen kimi kişiler bu kez olağanüstü kurultay kararının iptali için Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na başvurdular. Bu başvuruda, CHP tüzüğünün 48. maddesinde ve ilgili diğer maddelerde öngörülen kurallara uyulmadığı belirtildi. Çankaya İlçe Seçim Kurulu’nun alınan kurultay kararını iptal etmesi, böylece kurultayın yapılmaması istediler.
16 Eylül 2025 tarihli kararında Çankaya İlçe Seçim Kurulu, YSK’nin yukarıda sözünü ettiğimiz kararına dayanarak bu istemi reddetti. Ayrıca 22. olağanüstü kurultayın iptali talebi “tam kanunsuzluk” iddiasıyla YSK’ye taşındı. Dün toplanan YSK hukuk ilkelerine dayanarak yapılan iptal başvurusunu reddetti.
CHP, bu kararlardan sonra gerek İstanbul’da gerek bütün Türkiye’de kongrelerini serbestçe yapacaktır. Ayrıca olağanüstü kurultayını da gerçekleştirecektir.
Yeni bir yönetim oluşacak, başka bir deyişle parti yönetimi yeni bir nitelik kazanacaktır. Yargı eliyle CHP’yi ve CHP kongrelerini “dizayn etme” yolu da kesin olarak kapanmış olacaktır.
Bu bağlamda CHP’nin tartışmalı 38. kurultayı, hukuksal yönden geride kalmış olacaktır. Dolayısıyla Ankara mahkemesinin artık vereceği bir karar kalmamıştır.
Özetle, bu konudaki tüm engeller ortadan kalkmıştır. CHP’nin önünde olağanüstü kurultayı dikkatle gerçekleştirme konusu var. Şimdi CHP ne yapmalı? CHP olağanüstü kurultayını tamamladıktan sonra bütün dikkatini, ekim ortalarında açıklanacağı belirtilen iddianameye yöneltmelidir.