30 Ağustos Zaferi ve anlamı...
Alev Coşkun
Son Köşe Yazıları

30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

30.08.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

30 Ağustos 1922 bir dönüm noktasıdır. Aslında, İkinci Viyana Kuşatması’ndan sonra 200 yıldır süren yenilgilerin sona ermesidir. Sadece yenilgilerin sona ermesi değil, I. Dünya Savaşı sonrası imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’yla emperyalist devletler tarafından başlatılan Anadolu ve Trakya’nın paylaşım planının da yırtılıp atılmasıdır.

30 Ağustos 1922, Mondros Ateşkes Antlaşması’yla fiilen başlayan işgallere son vermek, Türkiye’nin bağımsızlığa kavuşmasını sağlamak için yapılan savaştır. Duruma kısaca bakalım: İmparatorluğun başkenti İstanbul; İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan askeri güçlerinin işgali altındaydı. Ege, Batı Anadolu ayrıca Adana, Maraş, Antep ve Urfa işgal edilmişti. Doğuda bir Ermeni devleti kurulmak isteniyordu.

ÇOBAN ATEŞLERİ

İşgallere karşı Anadolu’da yer yer yerel kurtuluş hareketleri başlamıştı; bunlar birer çoban ateşleriydi. Bu çoban ateşlerinin milli bir örgütlenmeye dönüşmesi 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Anadolu’ya geçişiyle başlamıştır. İstanbul’un işgalinden beş ay, İzmir’in işgalinden bir ay bir hafta geçmişti. 22 Haziran 1919’da yayımlanan Amasya İhtilal Bildirisi’nin aşağıdaki cümleleri durumu apaçık ortaya koyuyordu:

  • Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
  • Milletin bağımsızlığını milletin azim ve kararı kurtaracaktır. 

Anadolu’daki örgütlenme Erzurum ve Sivas kongrelerinden sonra 23 Nisan 1920’de Ankara’da Meclis’in açılışıyla üst düzeye ulaşmış oluyordu.

DÜZENLİ KUVAYI MİLLİYE ORDUSUNUN KURULUŞU

Meclis’in ilk işi düzenli ordunun kuruluş çalışmalarını başlatmasıdır. İnönü Savaşları ve Sakarya Savaşı bağımsızlık mücadelesinin önemli aşamalarıdır. Sakarya başarısından sonra herkes, hemen saldırı yapılarak Yunan askeri birliklerinin İzmir’e doğru püskürtülmesini istiyordu. Ancak Başkomutan Mustafa Kemal, tüm hazırlıklar yapılmadan savaşa girmeyi sakıncalı buluyordu.

İşgal güçlerinin Anadolu’dan sürülüp atılması için “saldırı” (taarruz) savaşı yapılması gerekiyordu. Saldırı savaşı için düşman kuvvetlerinden en az bir misli daha fazla güç toplanması gerekiyordu. Oysa Yunan güçlerine karşı Kuvayı Milliye ordusu zorlukla ancak sayıca eşit olabilmişti.

STRATEJİK PLAN

O günkü askeri durumda, Türk ordusunun büyük gücü kuzeyde, Eskişehir bölgesinde toplanmıştı. “Türkler, savaşa ancak en güçlü oldukları Eskişehir bölgesinden başlayabilirler” düşüncesi Batı dünyasının kurmay başkanlıklarında ve Yunan işgal kuvvetlerinin komuta kademesinde yerleşmişti. Bu nedenle, Yunan kuvvetleri de cephenin ağırlık merkezi olan Eskişehir bölgesinde mevzilenmişlerdi.

Türk cephesinin stratejik savaş planı ise saldırıyı güneyden başlatarak beklenmedik bir hareketi öngörüyordu. Afyon ile 40 km batısındaki Çiğiltepe arası asıl taarruz cephesi olarak seçilmişti. Bu cepheye düşmandan üç kat daha fazla kuvvet kaydırılacak, düşman cephesi yarılacak ardından Süvari Kolordusu düşmanı kuşatacaktı. Böylece düşmanın İzmir ile her türlü bağlantısı kesilecekti.

‘BÜTÜN SORUMLULUK BANA AİTTİR’

Birlik kaydırmasının çok güç olduğunu belirten 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa bu plana itiraz ediyor, “Başaramazsak vatan için çok kötü olur” diyordu.

Yakup Şevki Paşa inandığı görüşü tarih önünde savunuyordu, “Buna karar verenler tarihe karşı, büyük vebal (günah) altında kalırlar. Adama vatan haini derler. Hepimizi Meclis’in önünde asarlar” diyordu.

Bu durumda Mustafa Kemal, “Paşam, tarihe ve millete karşı bütün sorumluluk bana aittir” diyerek tarihi sorumluluğu üstlendi.

20 Ağustos 1922 gecesi, Akşehir’de Genelkurmay Başkanı, cephe komutanı ve ordu komutanlarıyla durum son kez gözden geçirildi. Atatürk bu toplantıya askeri üniformasıyla katıldı. Mustafa Kemal, Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi sırasında sırtından çıkardığı askeri üniformasını üç yıl sonra ilk kez giyiyordu.

‘HEMEN YATAKTAN FIRLADIM’

26 Ağustos sabaha karşı başlayan hücum, stratejik planda belirlenen esaslar çerçevesinde gerçekleşti. Atatürk durumu şöyle anlatıyor:

“İlk saldırıdan dört gün sonra 29/30 Ağustos gecesi sabaha karşı Batı Cephesi Harekât Şubesi Müdürü Tevfik Bey, her zamanki gibi o saate kadar çeşitli karargâhlardan ve her taraftan gelen raporlara göre harita üzerinde tespit ve işaret ettiği genel durumu cephe kumandanı İsmet Paşa’ya göstermiş ve o da ‘Derhal Paşa’ya göster’ emriyle Tevfik Bey’i yanıma göndermişti. Afyonkarahisar’da belediye binasında bana verilen odada yatmaktaydım. Beni uyandıran Tevfik Bey’in gösterdiği haritaya baktım. Hemen yataktan fırladım. Haritada gördüğüm şu idi ki, ordularımız düşmanın önemli kuvvetlerini kuzeyden, güneyden, batıdan kuşatmaya uygun bir durum almış bulunuyorlardı.”

‘TÜRKÜN KURTULUŞ GÜNEŞİ DOĞUYOR’

“Derhal Fevzi ve İsmet paşaları çağırınız dedim. Üçümüz toplandık. Durumu bir kez daha değerlendirdik ve kesin karara vardık ki Türkün gerçek kurtuluş güneşi 30 Ağustos sabahı ufuktan bütün parlaklığıyla doğacaktır. 

Bu karara göre ordulara yeni emir ve talimat yazıldı (sabaha karşı 6.30 evvelde). Fakat durum o kadar önemli, o kadar sürat ve şiddet istiyordu ki bu yazılı emirlerle yetinmek ilerisi için yeterli ve uygun olamazdı. Onun için Fevzi Paşa’dan 2. Ordumuzun ve bunun daha batısında bulunan Süvari Kolordumuzun yanına giderek planlarımıza göre savaşı düzenlemesini kendilerinden rica ettim.”

“1. Ordu Karargâhı’na ben bizzat gidecektim. İsmet Paşa’nın ana karargâhta kalıp genel durumu düzenlemesini uygun gördüm.”

KIYAMET GÜNÜ

Atatürk ertesi günü şöyle anlatıyor: “Efendiler, ertesi günü tekrar bu savaş meydanını dolaştığım zaman, ordumuzun kazandığı zaferin ululuğu ve buna karşılık düşman ordusunun içine düştüğü felaketin dehşeti beni çok etkiledi. O karşıki sırtların gerilerindeki bütün vadiler, bütün dereler, bütün korunaklı ve gizli yerler, terk edilmiş toplarla, otomobillerle ve sonsuz araç gereç ve malzeme ile ve bütün bu fark edilmiş malların arasında, yığınlar oluşturan ölülerle, toplanıp karargâhımıza yönlendirilmiş bulunan sürü sürü esir kafileleri ile gerçekten bir kıyamet gününü andırıyordu.

Bu dar ateş ve hücum çemberinden o an için kurtulabilenler birkaç bin kişilik kılıç artığından ibaret idi. Fakat onlar da daha büyük Türk çemberi içinden çıkmayı başaramayarak başlarında başkumandanları bulunduğu halde beyaz bayrak çekmeye mecbur olmuşlardır.”

DÜNYA TARİHİNDE ÖNEMLİ

Atatürk, 30 Ağustos Dumlupınar Savaşı’ndan iki yıl sonra 1924 yılında savaşın geçtiği yerde bir konuşma yaptı. Zaferi anlattı ve daha sonra yapılacak devrimlerden söz etti. Atatürk 30 Ağustos zaferi için, Dumlupınar tepesinde şöyle diyor:

Dumlupınar’da zaferin kazanıldığının duyulması üzerine 31 Ağustos 1922 günü Ankara Ulus Meydanı’nda büyük bir tören düzenlenmiş ve zafer coşkuyla kutlanmıştı.

"Efendiler, bu muazzam zaferin çeşitli etkenleri üzerinde en önemlisi ve en yükseği, Türk milletinin kayıtsız şartsız egemenliğini eline almış olmasıdır.

Efendiler, Afyonkarahisar, Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son aşaması olan bu 30 Ağustos Savaşı, Türk tarihinin en önemli bir dönüm noktasını oluşturur. Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle doludur. Fakat Türk milletinin burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu ve bütün tarihe, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni hareket vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum.

Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı.”

HER EVRESİ DÜŞÜNÜLMÜŞ DESTANSI SAVAŞ

30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması sonrası emperyalist güçlerin bizzat ve Batı Anadolu’da Yunan ordusuna destekleri ile başlayan Anadolu topraklarının işgali, yaklaşık dört yıllık zorlu bir mücadele ile böylece sona erdirilmiştir.

Bütün dünyanın düşündüğünün tersine, düşman güçlerinin mevzilerine girilmişti ve işgal ettikleri Anadolu topraklarından sökülüp atılıyorlardı.

Mustafa Kemal, Nutuk’ta bu destansı zaferi şöyle anlatır: 

“Her safhasıyla (evresiyle) düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren büyük bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan mutluluğum sonsuzdur.”

Bilindiği gibi, savaş aşaması bitince Aydınlanma aşaması başladı ve devrimler birer birer gerçekleşti. Önce saltanat kaldırıldı, sonra Cumhuriyet ilan edildi. Eğitim birliği sağlandı. Atatürk’ün 1905 yılında yüzbaşı iken söylediği, “Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yeni ve genç bir Türk devleti kurulmalıdır” görüşü gerçekleşiyordu. 

15 yılda gerçekleştirilen Aydınlanma Devrimleriyle, Türk toplumu laik bir hukuk düzenine kavuştu, çağdaş ve uygar bir topluma dönüşmesi başlatıldı. 

DEVRİMLERİ GERİ ALAMAYACAKLAR

Atatürk Devrimlerinin özellikle çok partili sisteme geçildikten sonra sağ iktidarlar tarafından kemirilmeye, tırpanlanmaya, geri götürülmeye, yok edilmeye çalışıldığı biliniyor. 

1950’de iktidara gelen DP’nin Atatürk Devrimlerini, “halkın kabul ettiği ve etmediği” diye ikiye ayırdığı biliniyor. Son 22 yıldır Atatürk’ün adının havaalanlarından, stadyumlardan, okullardan silindiği biliniyor. Eğitimin kökten sarsılması için 4+4+4 formülünün uygulamaya konulduğu biliniyor. Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ÇEDES adı altında din kurallarını ve cami görevlisi imamı çağdaş okula sokmak istiyor. Tarikatlara her anlamda olanak sağlanıyor. 

Ancak bunlar tarihin gidişine aykırıdır, nafiledir. 

Aydınlanma Devrimleri ve laik Cumhuriyet kimilerinin düşündüklerinin tersine bu topraklarda öyle kökleşmiştir ki ne yaparlarsa yapsınlar bu devrimleri yıkamayacaklar, geri alamayacaklardır. 

Dünyanın doğal gidişine karşı çıkılamaz. Akan ırmak tersine döndürülemez. Atatürk’ün Aydınlanma Devrimleri söndürülemeyecektir ve sonsuza kadar yaşayacaktır.

Yazarın Son Yazıları

Hukukun üstünlüğü ve hukukta karmaşa...

Hukuk devleti öncelikle yargı organlarının hukuk kurallarına uymasıyla gerçekleşir.

Devamını Oku
04.12.2025
Atatürk ve Vahdettin üzerine

Osmanlıcı, halifeci, ikinci cumhuriyetçi yazarlar zaman zaman “Atatürk’ü Anadolu’ya Padişah Vahdettin”in gönderdiğini ileriye sürerler.

Devamını Oku
14.11.2025
Cumhuriyet ve karşıdevrim

Milli Mücadele’de Kuvayı Milliyeciler Mustafa Kemal liderliğinde üç cephede birden savaştılar.

Devamını Oku
29.10.2025
CHP Meclis’e girmiyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni dönem toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ile açılacak.

Devamını Oku
01.10.2025
CHP’ye karşı savaş ve son durum

19 Mart 2025 bir dönüm noktasıdır.

Devamını Oku
20.09.2025
30 Ağustos Zaferi'ni kutluyoruz

30 Ağustos 1922’de kazanılan zafer, tarih sahnesinden silindiği düşünülen bir ulusun şahlanması ve modern bir devletin kuruluşunun müjdesidir.

Devamını Oku
30.08.2025
Yeni bir devlet kurma projesi mi?

ABD Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yaptığı konuşmalarla gündemi belirlemeye çalışıyor.

Devamını Oku
17.07.2025
Cetvelle çizilen sınırlar... Vatandaş kanıyla çizilen sınırlar...

ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack aynı zamanda ABD’nin Suriye özel temsilcisi ve ABD Başkanı Trump’ın yakın arkadaşıdır.

Devamını Oku
11.07.2025
Tarihten bir yaprak: Kumpaslar halk gücü ile yenilir

Genel başkan İnönü, genel başkanlıktan, ardından CHP’den istifa ediyor. CHP’nin içinde yıllarca siyaset yapmış önemli siyasi liderler CHP’den ayrılmışlar ve yeni bir siyasi parti kurmuşlar... Askeri vesayet CHP’nin karşısında, muhafazakâr iktidar ve yandaş basın her gün CHP aleyhine propaganda yapıyor ama CHP’yi sıfırlayamıyorlar. İşte CHP böyle köklü bir siyasal partidir.

Devamını Oku
01.07.2025
İsmet İnönü’nün cevapları

Geçen günlerde CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü’yü hedef alan konuşmalar yapıldı.

Devamını Oku
29.05.2025
27 Mayıs ve 1961 Anayasası

1960-1980 tarihleri arasında ülkemizde üç askeri darbe oldu.

Devamını Oku
27.05.2025
19 Mayıs ve Atatürk

19 Mayıs 1919 Türk İstiklal Savaşı’nın başlangıcı ve dönüm günüdür.

Devamını Oku
19.05.2025
Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Cumhuriyet gazetesi 101 yaşında: Mücadeleye devam

Devamını Oku
07.05.2025
23 Nisan 1920’nin önemi

23 Nisan 1920’nin önemi

Devamını Oku
23.04.2025
CHP ve Cuntacılık

CHP ve Cuntacılık

Devamını Oku
10.04.2025
Alev Coşkun yazdı

3 Mart Devrim Yasaları Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2025
Alev Coşkun yazdı...

Yakın tarihten bir yaprak...

Devamını Oku
21.02.2025
'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' ve siyasal tarih

Devamını Oku
20.01.2025
2024’ten 2025’e bakış

2024’ten 2025’e bakış

Devamını Oku
02.01.2025
Alev Coşkun yazdı...

Aydınlanma Devrimleri ve emperyalist kurgular- Alev Coşkun

Devamını Oku
29.11.2024
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve karşıdevrim

Devamını Oku
10.11.2024
Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Atatürk ve Cumhuriyet (Bir özet)

Devamını Oku
29.10.2024
Alev Coşkun yazdı...

İş Bankası ve Atatürk

Devamını Oku
12.09.2024
Alev Coşkun yazdı...

CHP 105 YAŞINDA

Devamını Oku
05.09.2024
30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

30 Ağustos Zaferi ve anlamı...

Devamını Oku
30.08.2024
Alev Coşkun yazdı...

Anayasaya aykırı mıydı? Ali Fuat Başgil ve Tahkikat Komisyonu

Devamını Oku
03.06.2024
Alev Coşkun yazdı...

27 Mayıs Devrimi ve 1961 Anayasası

Devamını Oku
27.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

19 Mayıs ve Kuvayı Milliye Destanı

Devamını Oku
19.05.2024
74 yıl önce: Demokrasi zaferi

74 yıl önce: Demokrasi zaferi

Devamını Oku
14.05.2024
Alev Coşkun yazdı...

23 Nisan 1920 Millet egemenliğinin başlangıcı

Devamını Oku
23.04.2024
Alev Coşkun'un yazısı...

Cumhuriyet, halk iradesi ile kuruldu

Devamını Oku
15.04.2024
Alev Coşkun yazdı...

Halifeliğin Kaldırılışı - Din Devletinin Yıkılışı

Devamını Oku
03.03.2024
Alev Coşkun yazdı...

İsmet İnönü

Devamını Oku
25.12.2023
Alev Coşkun yazdı...

Kissinger, darbeler ve örtülü dış operasyonlar

Devamını Oku
02.12.2023
Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Atatürkçü Bilâl Şimşir’i kaybettik

Devamını Oku
21.11.2023
Alev Coşkun'un yazısı...

Hukuk devleti-Hukukun Üstünlüğü

Devamını Oku
13.11.2023
Alev Coşkun yazdı...

Atatürk ve Emil Ludwig

Devamını Oku
10.11.2023
Sonsuza kadar yaşayacaktır...

Mustafa Kemal, tüm Ortadoğu’da, tüm İslam dünyasında benzeri g rülmemiş bir devrim ger ekleştirdi

Devamını Oku
29.10.2023
Bu başarılar tesadüf mü?

Atatürk'ün kızları

Devamını Oku
12.09.2023
CHP bu tarihi gerçeği bir kenara itemez...

CHP 104 yaşında...

Devamını Oku
09.09.2023