Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) yeni dönem toplantısı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması ile açılacak.
Geçen hafta CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’nin bugün yapılacak yeni dönem toplantısında Erdoğan konuşma yaparken CHP’nin Meclis’e girmeyeceğini açıklamıştı. Bu durumda TBMM açılış konuşmasında Erdoğan, yalnızca AKP grubu ile Meclis’te daha az sandalyesi olan diğer partilerin milletvekillerine hitap etmiş olacak.
Aslında, TBMM’nin devre açılışlarına cumhurbaşkanı katılır ve yıllık konuşmasını yapar. İktidar partisi ve ana muhalefet partisinin bu konuşma karşısındaki tavrı, siyasal bir simge haline gelmiştir. Kimi zaman siyasal partiler, cumhurbaşkanı Meclis’e geldiğinde ayağa kalkmama, alkışlamama ya da Meclis oturumuna katılmama gibi tavır almışlardır.
ÇOK PARTİLİ İLK SEÇİM, İLK PROTESTO
Bu konuda ilk tavır 1946 yılında, yeni kurulmuş olan DP tarafından gösterildi. Tarihi gelişme şöyledir: Çok partili sisteme girildikten sonra ilk genel seçim 21 Temmuz 1946’da yapılan seçimdi. DP örgütlenemediği 15 ilde bu seçime katılmadı. Seçim Yasası çoğunluk sistemine dayanıyordu. DP, 64 milletvekili çıkardı. Seçimlerde kimi sandıklarda usulsüzlük yapıldığı ileriye sürülüyordu.
Seçim sonuçları açıklanınca DP, İzmir’den başlayarak düzenlenen mitinglerle bu usulsüzlükler protesto edildi. Seçim sonuçlarından sonra, Meclis 12 Ağustos 1946’da çalışmaya başladı. Cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, yemin için Meclis salonuna girdiğinde cumhuriyetin ilanından o güne kadar görülmedik bir durumla karşılaşıldı. DP’nin milletvekilleri cumhurbaşkanına karşı ayağa kalkmadı, yerlerinde oturmayı sürdürdü. DP’liler kararlarının gerekçesi olarak “Meclis’in ve milli egemenliğin üstünde hiçbir güç yoktur” diyorlardı. CHP milletvekilleri ise İnönü’yü ayağa kalkarak ve alkışlayarak selamladı.
1950 seçimlerinden önce CHP iktidarı yargıç yönetim ve denetiminde hukuka bağlı, eşit ve dürüst seçim yapılması için Seçim yasası tasarısını Meclis’e sundu. Tasarı, Meclis komisyonunda DP milletvekillerinin aktif katılımı ile geliştirildi ve yasalaştı. DP Sözcüsü Adnan Menderes, bu adil seçim yasası nedeniyle Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada CHP’yi kutladı ve teşekkür etti. 14 Mayıs 1950 seçimleri Türkiye’de hukuka bağlı, adaletli, eşit ve dürüst niteliklere sahip ilk seçimdir.
YENİ MECLİS VE YEMİN TÖRENİ
Yeni Meclis, DP Genel Başkanı Celal Bayar’ı Türkiye’nin üçüncü cumhurbaşkanı olarak cumhurbaşkanlığına seçti. Türk demokrasi tarihinde yeni bir dönem, yeni bir devir başlıyordu.
Yeni cumhurbaşkanlığı yemin töreninde DP 1946’da aldığı kararla çelişkiye düşmemek için Celal Bayar’ı oturarak ama alkışlayarak karşıladı. CHP, yeni cumhurbaşkanını alkışlamadan ayakta karşıladı.
Cumhurbaşkanlarının yemin törenleri ya da Meclis’i açış konuşmalarında muhalefet partilerinin tutumları zamanın politik görüşünü de yansıtır. Bu konuda en köşeli örnek, Turgut Özal’ın cumhurbaşkanlığı seçimidir.
Turgut Özal’ın TBMM’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Doğru Yol Partisi, oylamaya katılmamıştı. Muhalefet partileri, Özal’ın 9 Kasım 1989 tarihinde Meclis’teki yemin törenine de girmediler.
Görüldüğü gibi, siyasi partiler cumhurbaşkanının yemin töreni ve Meclis’i açış konuşmaları konusunda değişik zamanlarda değişik tavırlar almışlardır. Önemli olan, bu tavırların halk kesimleri tarafından nasıl karşılanacağıdır.
DR. ALEV COŞKUN