Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
2008 Haziranı'ndan 2011 Kasımı'na..
Viyana’da bir yaz akşamıydı. Binlerce Türk’le birlikte biz gazetecileri taşıyan tren, Ernst Happel ‘Son Durak’ yazılı istasyonda durduğunda, Türk futbolu için de artık Euro 2008’in sonu gelmişti. Öyle ya 24 kişiyle “Merhaba” denilen Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde takım son çeyreğe yürümüş ama elde sağlam 13 - 14 futbolcu ya kalmış ya kalmamıştı. Rakip ise o dönemde İngilizler’i safdışı bırakarak finallere gelen Kovac’lı, Modric’li, Srna’lı, Kranjcar’lı Hırvatistan’dı.
\nO günlerin Ulusal Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, “Sonuna kadar gideceğiz” dese de futbolseverler çoktan Viyana-İstanbul uçak biletini ayırtmışlardı. Ne var ki sahadaki ‘11 Çılgın Türk’le başındaki hırsküpü hocanın kolay teslim olmaya niyeti yoktu. Hakem Roberto Rosetti’nin düdüğüyle başlayan maçta, direndik de direndik. 35’lik Emre Aşık, sakat sakat oynayan Gökhan Zan, Sabri, Mehmet Topal, Nihat ve ikinci kaleci Rüştü, onurlu biçimde başkaldırıyordu futbolun teknokratlarına. 45, 90, 105 derken maç penaltıya gidiyordu ki; bir hata, Klasnic’le öne geçen Hırvatlar’ı yarıfinalist yapacaktı. Artık hakem saatine bakıyor düdüğü çalmaya niyetleniyordu ki Rüştü’m, hayatının en güzel serbest vuruşunu kullandı. O sırada niçin orada olduğu bilinmeyen stoper Emre rakibi bozdu, seken topu ‘nöbetçi golcü’ Semih ağlara bıraktı. Galiba 122. dakikanın içindeydik. Bir anlık sessizlik, sonra müthiş bir haykırış... ‘Teşekkür, buraya kadarmış’ başlıklı yazımı, gazeteye göndermek için ‘enter’ tuşuna bastığımı hatırlayıp, kabloyu söktüm laptopumdan. Varsın uçsun ‘elendik’ yazısı... Penaltıları değerli meslek büyüğüm Levent Tüzemen’le birbirimize sarılarak izledik. Hele o Rüştü 2. kez ‘Rüştü’nü ispat edip Petric’in penaltısını çıkarmaz mı? Havalardaydık, tüm Türkiye gibi... Sonra ‘Viyana’yı Geçtik’ yazısını ben mi yazdım, yazı mı beni yazdı anımsamıyorum bile... Türkiye: 4 - Hırvatistan: 2 skoru, ‘Çılgın Türkler’i yarıfinale götürüyor, Hırvatlar’a ise Zagreb bileti aldırıyordu. Ve o Hırvatistan şimdi yarınki rakibimiz. Kadrolarına baktım, kalecileri Pletikosa’dan, Srna’ya, Modric’ten Corluka’ya herkes İstanbul’a gelmiş. Onların da hedefi tıpkı 2008 yazındaki gibi turu geçen taraf olmak. Peki, tarih tekerrür eder mi, yoksa Hırvatlar rövanşı da final biletini de alıp gider mi İstanbul-Zagreb hattında? Futbolcu kadrosu olarak Emre’m, Arda’m, Volkan’ım, Egemen’im, Servet’imle kimseden aşağı kalmayız. Ama o günlerdeki ‘ruh’ var mı bu takımda bilemiyorum? Çünkü şimdiki teknik direktörümüz Hiddink, “Futbolcularımdan elinden geleni ve kendilerine verilen görevi istiyorum, fazlasını yapmasınlar” havasında. O günlerdeki hocamız Fatih Terim ise 35’lik Emre’den, Rüştü’den “Elinizden geleni değil, gelmeyeni de istiyorum, gerekirse gidip golü de atacaksınız” diyordu! Ne dersiniz, 2008 Haziranı ile 2011 Kasımı arasındaki bu fark sahaya nasıl yansır?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık