Arif Kızılyalın

Baggio’yu tanır mısınız?

28 Ocak 2017 Cumartesi

Yıllarca önceydi. Çizme’de Roberto Baggio fırtınası esiyordu. Hem Juventus, hem Gök Mavili formayla atmadığı gol, kazanmadığı başarı yoktu.
Fotoğrafları gazete ve dergilerde boy boy yayımlanıyordu.
Günün birinde orta yaşlı bir İtalyan anne, Juventus tesislerinin önüne geldi, Baggio’nun, son model arabasının önünde durdu. Yıldız futbolcu, “Herhalde hayranlarımdan biri” diye düşünerek camı açtı, “Fotoğraf mı formamı mı imzalayacağım” diye sordu.
Kadın buz gibiydi. “Hayır... Ben, senin çocuklarımıza futbol dışında mesaj vermemen için geldim. Sen Juventus’un ve biz İtalyanların futboldaki gururusun, o kadar! İnancın kendini bağlar, attığın her gol sonrası, boynundaki Budist sembolü öperek yetişme çağındaki İtalyan gençlerinin aklını karıştıramazsın” ifadesini kullandı sert bir hitapla. Baggio’nun rengi, ruhu atmıştı. Sustu, “Teşekkürler” diyerek evinin yolunu tuttu.
O günlerde, bu olay İtalyan gazetelerine konu olmuş, sporun, futbolun siyasetten uzak durması gerekliliğine vurgu yapılmıştı...
Nereden nereye!
Rıdvan Dilmen’le başlayan, Arda Turan, Burak Yılmaz derken, Hidayet Türkoğlu’na, oradan sanatçılara sirayet eden “Evet” kampanyasını sosyal medyada izlerken bu öykü aklıma geldi.
Elbette hiçbirimizin Rıdvan hocanın, Arda’nın, Burak ya da Hidayet’in vicdani seçimlerine tahakküm getirme şansı da lüksü de yok.
Ne var ki “evet” diyenin “hayır”cılara; “hayır” diyenin de “evet”çilere tahammülünün kalmadığını düşünürsek, Rıdvan, Arda ve Burak hayatlarının en yanlış kampanyasına dahil oldular. Çünkü düne kadar fanatikler hariç sürekli el üstünde tutulan bu karakterler, artık ülkenin ‘diğer 2. kişileri’ tarafından pek sevilmiyorlar. Özellikle Rıdvan Dilmen için F.Bahçe-G.Saray basketbol maçı öncesi el ilanlarıyla, “hükmü bitmiştir” kampanyası yapılması çok üzücüydü. Keza, Arda ve Burak için de aynı sıkıntı söz konusu olmalı ki Barcelona’lı yıldız, şahsi sosyal medya hesabından, ne denli Atatürkçü bir karakter olduğunu anlatmak zorunda kaldı. Hidayet için bir şey demiyorum; o tercihini Saray danışmanı olarak yapmıştı.
Ama spor sahasından çıkıp siyasete soyunan eski ünlü yıldızların sükût-u hayale uğradığını da anımsarsak, Rıdvan Dilmen’in, Arda’nın, Burak’ın siyaset arenasına girmesi akıl alır bir strateji hatası değil.
Çünkü Türkiye, rahmetli Süleyman Demirel’in dediği gibi sürekli olarak “Dün dündür, bugün bugündür” iklimini yaşıyor. Yani, bugünün doğrusu belki de yarının yanlışı...
Keşke dünün, bugünün, hatta yarının 3 kahramanı, Aykut Kocaman Hoca’nın tarif ettiği gibi spor sahasının ‘içinde’ kalıp, ‘sosyal sorumluluk projelerine’ destek verselerdi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hesap tutmadı 12 Aralık 2024
Al sana gençlik! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları