Genel seçimler bitti, artık gözler Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde. 28-29 Haziran’da Ankara’ya yapılacak olağan genel kurulda, Türk futbolunu önümüzdeki 4 yıl için yönetecek isim belli olacak.

Görünen o ki, heyecansız, sonucu belli bir seçim yaşayacağız. Mahmut Özgener’in “Artık yokum” açıklamasının ardından, adaylığını kamuoyuna resmen duyuran Acıbadem Sağlık Grubu Başkanı ve eski Fenerbahçe yöneticisi Mehmet Ali Aydınlar, tüm çevrelerin desteğiyle koltuğa oturacak gibi duruyor. Çünkü, en önemli rakipleri eski Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ve Kulüpler Birliği Vakfı Başkanvekili Göksel Gümüşdağ, ‘çeşitli’ nedenlerle yarıştan çekildi.

İşte bu noktada M. Ali Aydınlar’ın eline tarihi bir fırsat geçti.

Bugüne kadar birçok federasyon başkanına kısmet olmayan ‘kendi ekibini kendi yapma’ özgürlüğünü yakaladı Aydınlar. Ne var ki, futbol kulislerinden sızan haberler, Aydınlar’ın ‘yeniden yapılanma’dan çok, eski sistemi bir iki ufak değişiklikle devam ettireceği yolunda.

Eğer bu dedikodular doğru ise futbolumuzun aday başkanını zorlu bir süreç bekliyor demektir.

Neden mi?

Çünkü, Mahmut Özgener ve ekibi Türk futbolunu iyi yönetemedi. Yönetse, zaten Özgener çekilmez “Adayım” derdi. Şöyle geriye dönüp bir baktığımızda icra kurulları MHK, PFDK, Tahkim, Temsilciler ve Hukuk Kurulları’nın zaman içinde büyük sıkıntılar yaşadığını görüyoruz. Özellikle, Merkez Hakem Kurulu’nun akıl ve mantıkla bağdaşmayan hakem-gözlemci atamaları, bu çelişkinin yol açtığı hatalar, Disiplin Kurulu’nun verdiği ‘adaletsiz’ cezalar, Tahkim’den çıkıp-çıkmayan kararlar Özgener’in altındaki koltuğun bir bacağını kırmaya yetti. Öteki 3 sağlam bacaktan, ulusal takımlar ayağı da Hiddink tercihi ile sallanınca, İzmirli dostumuz ateşten gömleği yeniden giymeme kararı aldı.

İşte bu süreci herkesten çok daha yakın yaşayan M. Ali Aydınlar şimdi başkan adayı.

Çok başarılı bir iş hayatı olan Aydınlar’ın aynı hataları yapmayacağını tahmin etsek de, TFF İcra Kurulları’nın bir iki değişikle aynen devam edeceği, keza yönetim kurulunun şu anki benzer isimlerden oluşacağı söylentileri, danışman kadrosunun aynen yerini koruyacağı haberleri eğer doğru ise, vah M. Ali Aydınlar’a vah!

Çünkü, Türkiye öyle bir coğrafya ki dün alkışlayanlar, bugün en acımasız eleştirileri getirebilir.

Bu bağlamda, rakibi de olmayan M. Ali Aydınlar, önümüzdeki 4 yıl için sırtını rahatlıkla dönebileceği sağlam isimlerle çalışmalı. Elbette hizmette süreklilik esastır ve hem üst kademe yönetimde, hem kurullarda, hem de TFF profesyonel kadrosunda bazı isimler görevine devam edecekti. Ama köklü bir değişikliğe gitmezse, insanlar bir süre sonra “Eski tas, eski hamam” tekerlemesini söylemeye başlar, yarın öbürgün ilk hakem hatasında da kulüpler ayağa kalkar.

Örneğin, şu anki MHK, PFDK, Hukuk Kurulu ve Tahkim’den bir tek kişi görevine devam etmemeli etik açıdan!

Keza, Hiddink tercihini kullananlar, Ersun Yanal’ı kritik bir göre getirip, onun projelerini görmezden gelenler, her şeyden öte, sağa sola mavi boncuk dağıtma adına TFF kasasını zarara uğratanlarla yollarını ayırmalı yakından tanıdığımız M. Ali Aydınlar.

Ayırmazsa mı?

Eh, burası Türkiye, her an her şey olur!

O yüzden, M. Ali Aydınlar, bir önceki dönem ne yapıldıysa, tam tersini icra etmeli. Denenmiş, yıpranmış isimlerle yollarını ayırmalı, her şeyden öte, kulüplerden ve “Biz seni aday gösterdik” diye devreye girenlere kulaklarını tıkayıp yönetim tercihini ona göre kullanmalı!

Bir dipnot; eğer Aydınlar, baskılara boyun eğer ve ekibini sil baştan yapmaz ise o zaman gerçekten yazık olmuş Mahmut Özgener’e derim. Ki bu satırların yazarı, göreve geldiği saatten itibaren Özgener’i en ağır biçimde eleştirdi. Buna rağmen, eğer Özgener gider ve icra kurulları ile yönetimin tamamı görevde kalırsa, gerçekten yazık olmuş derim Mahmut Başkan’a!