Bakın bu 'etki ajanlığı' neden gündemdeydi...

Bakın bu 'etki ajanlığı' neden gündemdeydi...

14.11.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ortaya her gün daha da net olarak çıkmaya başlayan durum var: AKP, iktidarı kaybetmemek için makro bir strateji saptadı. Belli ki büyük toplantılarda, beyin fırtınalarında ortaya çıktı bu kararlar. Aynı anda her yerden vites yükseltme kararı alınmış belli ki. Neden ortada... CHP’nin artık “1. Parti” olması, önümüzdeki dönemde ister erken seçim ister normal tarihte olsun, iktidarı tamamen devralacağı konusundaki kararlı ve özgüvenli tavrı, bu gerekçelere güvenen basının ve muhaliflerin artık seslerinin daha gür, organize ve umutlu çıkması, her biri ayrı ayrı iktidarı rahatsız etti. Yerel seçimlerin ardından önümüzdeki genel seçimleri de kaybederlerse AKP’nin tarihe gömülebileceği korkusuna doğal olarak kapıldılar. Dolayısıyla iş işten geçmeden önce bu gidişata el koymak için çeşitli hamleler hazırladılar. 

Birinci hamle, acil olarak yandaş basını devreye sokup Türkiye’nin en önde giden partisi olan CHP’nin içinde bir liderlik ve buna paralel giden bir cumhurbaşkanlığı adaylığı krizi çıkarmak için her şeyi yapmaya başladılar… “Efendim, Özgür Özel bu partiyi idare edemez ki, Kılıçdaroğlu geri gelsin” propagandalarından tutun da İmamoğlu ve Yavaş arasında şimdiden 2028 adaylığı üzerine şekillenecek gizli bir itiş kakış başlatmak için her yöntemi kullandılar. 

İkincisi, Erdoğan kendisine karşı en tehlikeli ve en önemli aday olarak gördüğü ve daha önce İstanbul’da üç kere kendisine dolaylı olarak da olsa seçim mağlubiyeti yaşatan Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmek için, herhalde hiç kimsenin hangi temele oturduğunu anlayamadığı “ahmak davası”na güveniyor… 

Tabi bununla bağlantılı olarak bir de potansiyel kayyum atama alternatifi de arada konuşuluyor! Bu da Ekrem İmamoğlu’nu durdurmanın bir başka teorik yöntemi! Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in başına gelenler ve arkasından Doğu’da iki il ve bir ilçede yaşananlar, bütün bu kayyum atamaları belki de gelecek ana hamlenin hazırlıkları… Aynen satranç oynarken vezire doğru giden yol gibi. Rakipleri yarıştırmadan seçime girmek, geçen haftaki yazımda hatırlattığım gibi maalesef birçok farklı ülkede veya sağ-sol demeden çeşitli kesimlerde görülebilmiş, hala da görülen bir olay…

“DEMOKRASİYE” ETKİ AJANLIĞI TEHDİDİ

Parlamentodan geçirilen ve bundan beş ay önce Haziran 2024’te vazgeçilen “etki ajanlığı” yasası, yavaş yavaş derinliklerine girdiğimiz kış döneminin yoğun karanlığını yansıtan, bugüne kadar hiç rastlamadığımız en anti-demokratik dönemin habercisi oluyordu az daha! Bu yasa teoride casuslara karşı, ama esasında tüm muhalefeti yorumlara bağlı olarak susturmak, suçlayabilmek veya sanki her birini casus ilan edebilmek üzere çıkarılacaktı az daha. Yasa taslağının her zerresini dikkatlice okuyan herkes, ne yazık ki kamplara bölünmüş Türkiye gibi bir ülkede, bu yasanın tamamen muhalifleri elimine etmek, gözdağı vermek ve hatta gündemden düşürerek iktidarın rakipsiz kalması amacıyla çıkarılmak istendiğini görebilirdi. Hele mesela savunduğunuz bir itirazı, bir yasayı, bir fikri maazallah Türkiye ile son günlerde kötü geçinen bir başka ülke bundan bir ay önce dile getirmişse bu sefer sizin ağzınızdan çıkanlar sanki onların destekçiliğini yapmanız veya ideolojisini yaymanız olarak nitelenebilecekti artık! Tamamıyla yoruma açık, hukuki belirsizliklerle dolu bir alandan ibaret olacaktı az daha önümüzdeki süreç… “Etki Ajanlığı” yasası artık iktidarın en caydırıcı ve en tehlikeli silahı haline gelebilirdi! Neyse ki, gerek her muhalif Partiden, gerek basından ve sosyal medyadan yoğun şekilde yükselen tepkiler, AKP’yi yine dizginleyebildi ve bu tasarı, aynen Haziran’da olduğu gibi, “şimdilik” rafa kaldırıldı.

10Haber muhabiri Furkan Karabay’ın tutuklanması ve demokratik kitle örgütlerinin ünlü ismi yazar, fotoğrafçı ve dağcı Nasuh Mahruki’nin evvelsi gece yazdığı bazı tweetler nedeniyle hakkında soruşturma kararı çıkması da, verilmek istenen gözdağı mesajının yeni aşamaları olabilir mi? 

KUŞATMALARA KARŞI ATATÜRKÇÜ DİRENÇ

Tarih daima göstermiştir ki, rakiplerini yani muhalefeti artık kendisi için bir tehdit olarak görmeye başlayan sert ve baskıcı iktidarlar, daha önce ister Türkiye’de ister İran’da ister Almanya’da veya İtalya’da gördüğümüz şekilde, giderek hızla sert, daha da sert yasalar ve uygulamalarla demokrasiyi hoyratça hırpalayarak, kendi iktidarlarını koruma altına almaya çalışmışlardır.

Erdoğan’ın önündeki en büyük engel, bir türlü tatmin olamadan sürekli değiştirdiği anayasanın bugünkü halinin de kendi iktidarının sürdürmesi için artık yetersiz kalmış olmasıdır. Neresinden bakarsak bakalım, şu andaki yasalara göre Erdoğan ancak bir erken seçim olursa Cumhurbaşkanlığına aday olabilir. Muhalefet ise o erken seçimi AKP İktidarı, en geç bir yıl içinde kabul ederse yeni tarihe onay verebileceklerini net olarak ifade etti. 

Ne mutlu bize ki, bu ülkenin kurucusu tam tersine bu Cumhuriyeti “Yurtta sulh cihanda sulh” cümlesi dışında, “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” şiarı üzerine inşa etmiştir, bu da ülke topraklarının sağlam mayasında tek adam rejiminin sürekli olarak bir doku uyuşmazlığı yaşamasının somut nedenidir. Erdoğan’ın bu sorununu çözüme ulaştırmak için pazarlık masasında Kürt sorunu ve kayyum olaylarını ne kadar gündeme getirip getirmeyeceği tabii ki ayrı bir yazının konusu.

Yazının başında söylediğim, AKP’nin makro stratejileri ile gerçekleştirmeye çalıştığı kuşatmaya karşı muhaliflerin ne yapması gerektiğine gelince, aklımdaki ilk yanıt, çevremizde her tarafta kurulacak senaryolara karşı zeki ve esnek hamlelerle, yaş tahtaya basmadan kararlı adımlarla ilerlemek, yasal bir dilde ısrar etmek ve kesinlikle moral bozmadan tarihten çıkaracağımız dersler sayesinde inançla seçimlere hazırlanmaktır.

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025