Sevgili Mustafa Balbay’ın özgürlüğüne kavuştuğu gün, bel tutulması nedeniyle evde, bilgisayar başında çalışırken onunla ilgili haberleri izlemek için açık tuttuğum televizyona takıldı gözüm bir ara. Çitle çevrili bir alana kapatılmış üç ayının görüntüsü üzerine dış ses, insanların vahşi hayvanların yaşam alanına girdiklerini, bu hayvanlara yaşama alanı bırakmadıklarını ve insanla vahşi yaşam arasındaki uzaklığın dünyada 100 km. iken Türkiye’de 15 km’ye kadar düştüğünü söylüyordu.
Söylenenler doğru, yaklaşım çevreci, doğadan yana; ama kullanılan terim yanlış: “Vahşi yaşam” değil, “doğal yaşam” ya da “özgür yaşam” demeliyiz. “Vahşi yaşam” terimi, insanların doğada özgür yaşayan hayvanlara bakışını etkiliyor, o hayvanları tehlikeli, görüldüğü yerde yok edilmesi gereken yaratıklar saymalarına neden oluyor; en azından bunun nedenlerinden biri, bana göre. Biz insanların doğal yaşama karşı bu önyargılı bakışının en altında yatan nedenlerden biri, belki de en önemlisi ise uygarlığın “doğayla savaşım”, “doğayı yenmenin ürünü” biçimindeki tanımıdır. Bize ilk ve ortaöğretimde böyle öğretildi, eğitim sistemimiz Batı’dan alındığına göre Batı dünyasında da böyle öğretiliyordu büyük olasılıkla. Bugün hâlâ böyle mi öğretiliyor bilmiyorum.
Televizyondaki izlencede gösterilen ayılara, gördüğüm kadarıyla, çok kötü davranılmamıştı. Sanırım yaşam alanları daraldığından, yiyecek kaynaklarını insanlar kuruttuğu için aç kalmışlar ve yiyecek aramak amacıyla insanlara yaklaşınca da yakalanıp bir çit içine kapatılmışlardı. Ama daha kötü davranılan hayvanları da gördük televizyonda. Örneğin bir iki yıl önce bir dere içinde köylülerin döverek öldürdüğü ayının; daha yakın günlerde öldürülen leopar ve vaşağın iç acıtan görüntüleri belleğimde tazeliğini hâlâ koruyor.
Bu tür davranışları önlemek istiyorsak, öncelikle, çocuklarımıza öğrettiğimiz uygarlık tanımını değiştirmeliyiz. Uygarlığın doğayla savaşmak, doğayı yenmek değil; Kuzey Amerika ve Avustralya yerlilerinin dediği gibi, doğayla uyum içinde yaşamak olduğunu öğretmeliyiz onlara.
Bitirirken, insan ve hayvan dostu aydın Mustafa Balbay’a özgürlüğe hoş geldin diyorum.
Egemen Berköz
Son Köşe Yazıları
İnsan ve ‘Vahşi Yaşam’
Yazarın Son Yazıları
‘Gök Gürültüsünün Oğulları’
‘Gök Gürültüsünün Oğulları’
Devamını Oku
26.06.2014
Kendine güvenli, dikbaşlı bir diva
Kendine güvenli, dikbaşlı bir diva
Devamını Oku
12.06.2014
Müzikle doruğa yükselmek
Müzikle doruğa yükselmek
Devamını Oku
28.05.2014
Hekimbaşı Yalısı’nda Liszt’le buluşma
Hekimbaşı Yalısı’nda Liszt’le buluşma
Devamını Oku
26.05.2014
Gezi’de yaşamını yitirenlere
Gezi’de yaşamını yitirenlere
Devamını Oku
13.05.2014
‘Büyük Füg’le bir hafta
Borusan Dörtlüsü Beethoven dörtlüleri maratonunu tamamladı.
Devamını Oku
04.05.2014
Çoksesli müziğin iyileştirici gücü
Çoksesli müziğin iyileştirici gücü
Devamını Oku
25.04.2014
Schumann ve Orhan Veli dizeleri iç içe
Schumann ve Orhan Veli dizeleri iç içe
Devamını Oku
20.04.2014
Orhan Veli ve müzik
Orhan Veli ve müzik
Devamını Oku
13.04.2014
Görsel-işitsel bir şölen
Görsel-işitsel bir şölen
Devamını Oku
10.04.2014
Opus Amadeus Festivali’nde çok özel iki konser
Opus Amadeus Festivali’nde çok özel iki konser
Devamını Oku
07.04.2014
İki doyulmaz saat
İki doyulmaz saat
Devamını Oku
02.04.2014
Ortaçağdan Rönesans’a
Ortaçağdan Rönesans’a
Devamını Oku
23.03.2014
İstanbul’un orkestrasından ‘İstanbul Senfonisi’
İstanbul’un orkestrasından ‘İstanbul Senfonisi’
Devamını Oku
16.03.2014
Son üç buçuk yılın görsel tarihi
Son üç buçuk yılın görsel tarihi
Devamını Oku
10.03.2014
Fırtına gibi başlangıç
Fırtına gibi başlangıç
Devamını Oku
06.03.2014
DÜNYANIN BÜTÜN KEMANLARI, BİRLEŞİN!
DÜNYANIN BÜTÜN KEMANLARI, BİRLEŞİN!
Devamını Oku
27.02.2014
İnsan ve ‘Vahşi Yaşam’
İnsan ve ‘Vahşi Yaşam’
Devamını Oku
15.12.2013