Egemen Berköz

İnsan ve ‘Vahşi Yaşam’

15 Aralık 2013 Pazar

Sevgili Mustafa Balbay’ın özgürlüğüne kavuştuğu gün, bel tutulması nedeniyle evde, bilgisayar başında çalışırken onunla ilgili haberleri izlemek için açık tuttuğum televizyona takıldı gözüm bir ara. Çitle çevrili bir alana kapatılmış üç ayının görüntüsü üzerine dış ses, insanların vahşi hayvanların yaşam alanına girdiklerini, bu hayvanlara yaşama alanı bırakmadıklarını ve insanla vahşi yaşam arasındaki uzaklığın dünyada 100 km. iken Türkiye’de 15 km’ye kadar düştüğünü söylüyordu.
Söylenenler doğru, yaklaşım çevreci, doğadan yana; ama kullanılan terim yanlış: “Vahşi yaşam” değil, “doğal yaşam” ya da “özgür yaşam” demeliyiz. “Vahşi yaşam” terimi, insanların doğada özgür yaşayan hayvanlara bakışını etkiliyor, o hayvanları tehlikeli, görüldüğü yerde yok edilmesi gereken yaratıklar saymalarına neden oluyor; en azından bunun nedenlerinden biri, bana göre. Biz insanların doğal yaşama karşı bu önyargılı bakışının en altında yatan nedenlerden biri, belki de en önemlisi ise uygarlığın “doğayla savaşım”, “doğayı yenmenin ürünü” biçimindeki tanımıdır. Bize ilk ve ortaöğretimde böyle öğretildi, eğitim sistemimiz Batı’dan alındığına göre Batı dünyasında da böyle öğretiliyordu büyük olasılıkla. Bugün hâlâ böyle mi öğretiliyor bilmiyorum.
Televizyondaki izlencede gösterilen ayılara, gördüğüm kadarıyla, çok kötü davranılmamıştı. Sanırım yaşam alanları daraldığından, yiyecek kaynaklarını insanlar kuruttuğu için aç kalmışlar ve yiyecek aramak amacıyla insanlara yaklaşınca da yakalanıp bir çit içine kapatılmışlardı. Ama daha kötü davranılan hayvanları da gördük televizyonda. Örneğin bir iki yıl önce bir dere içinde köylülerin döverek öldürdüğü ayının; daha yakın günlerde öldürülen leopar ve vaşağın iç acıtan görüntüleri belleğimde tazeliğini hâlâ koruyor.
Bu tür davranışları önlemek istiyorsak, öncelikle, çocuklarımıza öğrettiğimiz uygarlık tanımını değiştirmeliyiz. Uygarlığın doğayla savaşmak, doğayı yenmek değil; Kuzey Amerika ve Avustralya yerlilerinin dediği gibi, doğayla uyum içinde yaşamak olduğunu öğretmeliyiz onlara.
Bitirirken, insan ve hayvan dostu aydın Mustafa Balbay’a özgürlüğe hoş geldin diyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları