Müzik derde devadır

21 Aralık 2016 Çarşamba

Yine karanlık, yine aynı soru: Ortalık birbirine girerken sanat yazısı yazmanın sırası mı? Bırakın güncel faciaları, zaten mekanikleşen dünyada sanata ayıracak zaman var mı? Biz de yine aynı savunmayla devam edelim: Sanatla uğraşmak, müzik dinlemek insanı önce sakinleştirir, sonra daha sağlıklı düşünmesini sağlar. Hastalara nekahat döneminde Mozart müziğinin ruhsal olarak iyi geldiğini biliyoruz. Konser salonları, opera evleri bir toplumun kültür düzeyini gösterir. İster evinizde, ister arabanızda, ister yolda yürürken müzik dinleyin bugünlerde. Her çeşit müzik derde devadır. Konser salonlarını bir mabet olarak kabul eden müzik tutkunları var. Hatta bazıları o denli titiz ki, konser bittiğinde, kapı dışındaki gürültülü atmosferin birden yüzlerine çarpmasından dahi yakınıyorlar.
Geçen haftaki yazımda ben de böylesi bir okur mektubundan söz etmiş, konser salonundaki dinleyicilerin olduk olmadık yerdeki alkışlarını kontrol altına almalarını dilemiştim. Bu konuda bir haftadır pek çok ileti ve telefon aldım: “Yalnız salondaki yersiz alkışlar değil, telefonla resim çekenleri, kayıt yapanları ve daha da ötesi, konser boyunca telefonuna yumulup mesaj atanları da uyarsanıza” demişler. Ses ya da görüntü kaydı yapmak dünyanın her yerinde yasaktır. Bu kayıtlar, sanatçının aleyhine bile kullanılabilir. Ayrıca telefonu havada tutup ışığıyla herkesi rahatsız edenlere ne demeli! Konser salonunda olduğunu umursamadan hâlâ telefonunda mesaj yazanlar, gelen mesajları inceleyenler de ayrı bir konu başlığı. Herhalde zaman içinde ya onlar geleneksel konser salonu ortamına alışacaklar; ya da biz yarım kulakla konser dinleyip onlara alışacağız.
Bu hafta sonu kendinizi dünyadan koparmak istiyorsanız, piyanonun ulu çınarı Ayşegül Sarıca’dan Schumann’ın konçertosunu dinlemek üzere cuma akşamı, İDSO’nun Lütfi Kırdar Salonu’ndaki konserini kaçırmayın.

Yeni CD’ler
Yeni yıl için iki güzel armağan: Flüt sanatçımız Halit Turgay’dan “Mersin Flüt Konçertosu” (Uzelli). Kemancı Elif Tarakçı Akyar ve piyanist Hyun Soot Tekin ikilisinden “Romance” (Lila Müzik).
Romance’da Elif ile Koreli piyanist Hyun, Beethoven, Clara Schumann ve Dvorak’ın aşk öyküleriyle örülü yapıtlarını kayda almışlar. Dingin, tutkulu ve yer yer hüzünlü yapıtlar. Her iki sanatçının da kusursuz birlikleri ve üstün müzikaliteleri övgüye değer. Özenle hazırlanmış kitapçıkta Nihan Tahtaişleyen’in Romans üstüne bilgileri tarihsel değer taşıyor.
Değerli flütçümüz Halit Turgay’ın bestecilik yönüyle de tanışıyoruz bu kez: Yaşadığı kent Mersin’in özelliklerinden esinlendiği bir flüt konçertosu bestelemiş. Münif Akalın yönetimindeki Mersin Oda Orkestrası’nın eşliğinde kayda alınan eser üç bölüm: Portakal Bahçeleri ve Karatavuk, Kleopatranın Kapısı-Tarsus, Kaşık Dansı-Silifke. Mersin’in coğrafi haritası kadar değişik kültür kaynakları renkleriyle işlenmiş. Bir “senfonik şiir” olmaktan öte flüt sesinin hüzünlücoşkulu anlatımı, yer yer makamsal, aksak ritimleri içeren yapısı, ayrıca Halit Turgay’ın kendine özgü ustalığı sergileniyor.
Bu iki kayıt ayrı karakterde ama aynı ustalıkta ve özenle hazırlanmış. Dinleyeni baştan sona ayrı bir dünyaya taşıyorlar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları