Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sınır Tanımayan Gerçekler Örgütü
Biliyorum şimdi “iç faktör dış faktör” diye tartışmaya başlayacak, derin bir analizin kuyusuna dalacağız. Ama oralara gelmeden New York Savcısı Bharara’nın mahkemeye sunduğu son bilgilerin “içeriden” çıktığını, çok önemli bir siyasi tartışmaya da katkıda bulunduğunu söyleyelim. Bharara diyor ki; “Türkiye’de yargı bağımsız değildir. Bağımsız olmadığının kanıtı da, ‘17 Aralık 4 bakana rüşvet’ soruşturmasının yukarıdan gelen baskıyla kapatılması, olayı soruşturan savcıların görevden alınması hatta hapsedilmesidir.”
***
Tamam işte; Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş da yüksek yargı organlarının Cumhurbaşkanı ile birlikte çay hasadına gitmesi nedeniyle yaptığı açıklamada sonradan “aman sürçülisandır” dese de bu gerçeğin altını çizmişti. Bizim ana akım medyanın cevval kalemlerinin “tamam öyleyse, lisanı sürçmüş canım adamın” demesi suç ortaklığının itirafıdır ki, Bharara bir sonraki raporuna bunları da eklese, “gerçeklerin üstünü kapatmakta bunların üstüne yoktur” dese yeridir.
***
Esasa gelelim; Bharara artık iç faktördür! Bizim içeride zoraki kapattığımız rüşvet dosyasını bir başka nedenle, yine bizim devlet katından bulaştığımız iddia edilen “İran’a ambargoyu deldiler” bahanesiyle açmıştır. “Emperyalist ABD’nin İran’a ambargo koyup bizi de zarara uğratmasına evet mi diyecektik, yaşasın Sarraf ve arkadaşları” diyen olursa, aslında Başkan olan Cumhurbaşkanı onları da bir sonraki çay hasadına çağırmalıdır.
***
17-25 Aralık günlerini hatırlarsınız; devletlilerimiz meydanlara çıkıp ortaya çıkan gerçeklere; belgelere, kanıtlara, kutulara, saatlere aldırmadan ortalığı velveleye vermişlerdi. Şimdi Sarraf’ın avukatı, “Bu rüşvet hikâyeleri Türkiye’nin koskoca Meclis’inde aklandı. Bakanlar her ne kadar bakanlıktan oldularsa da yargılanmalarına gerek duyulmadı” deyince, Bharara da “İşte şimdi yakalandınız, aradığım kanıt tam da buydu” diye yanıtladı. Öyleyse “içtir dıştır” karıştırmayalım, “Sınır Tanımayan Gerçekler Örgütü”nün değerli bir armağanı olarak bakalım.
***
Biliyorum şimdi kimi okurlarım “şakanın sırası mı” diyor. Sırasıdır; çünkü biz tarih boyunca ağlanacak hallerimize hep gülmüşüzdür. Şimdiki halimiz de tamı tamına böyledir. Devletin üst katlarında oturanlar “yargı bize bağlıdır” diyor; bizim medyamızın sünepe habercisi, kalemi eğri yazarı “Yahu adam öyle dememiş, yoksa ne olmuş ki, adalet bakanları hâkimlere, savcılara telefon mu etmiş, işleri karıştıran yargıçlar, savcılar sürülmüş, görevden mi alınmış” diye görmezi, duymazı oynuyor; biz de gülüyoruz.
***
Peki, biz gülmeyelim de ne yapalım? Baskıdan, zorbalıktan, artan vergilerden bunalan halk zil takıp oynamaya başlayınca “işte şimdi yandık” diyen despot padişahı bilirsiniz; o zamanlardayız sanki. Gerçek asgari ücret 1000 liraya indi inecek, “elektriğe yüzde yüz zam var” diyorlar; adamın biri “yargı da, yasama da, yürütme de bizdedir, oğlan bizim kız bizim” demekte. Katılıyoruz gülmekten, içimiz dışımıza çıktı...
İyidir yani gülmek...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye Suriye'ye yönelik operasyona mı hazırlanıyor?
- Balbay, siyasetin perde arkasını açıkladı!
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin açıklamaları sahaya nasıl yansıdı?
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- PKK Suriye’nin Silahlı Kuvvetleri Oluyor
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- CHP ne yapmalı?
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Ölü ve yaralılar var!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!