Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mercimek vatan, savunan can

18 Ocak 2025 Cumartesi

Seferberlik sürüyor, ordular hazırlanıyor ama Mikronezya adasının Yutania adasına açması beklenen savaş bir türlü resmen ilan edilemiyordu.   

Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in postunu kurtarmak için bulduğu dahice savaş fikri Ezya arşipelinin iki güçlü ve rakip adası Makronezya ile Germania arasında diplomatik bilek güreşine dönüşmüştü. 

Makronezya müstebiti Valdemir Potin en sadık müttefiki Mikronezya müstebitinin istediği savaş için güreşirken Yutania’nın sırtını yasladığı Germania müstebiti Yuhanna Herkel de “Durun siz kardeşsiniz, hepimiz Ezyalıyız” tadında küresel jargonla savaşı önlemeye çabalıyordu. Şimdiye kadar da başarmıştı. 

Valdemir Potin, kandan baruttan korkacak Ayıboğan değildi. Ama ne Yuhanna Herkel yabana atılacak bir müstebit ne de Germania hafife alınacak bir güçtü. 

Dolayısıyla diplomatik güreşte bilekler zirvede kilitlenmiş, savaş ilanı da sabit pozisyonda kalakalmıştı. 

Durgunluk, savaşmaya hazırlanan her iki adada huzursuzluğa yol açıyordu. Hele Mikron ve Yutan ordularında tam bir karmaşa vardı. Zaten zorla toplanan ve gerek disiplin gerekse talime hiç alışık olmayan gönülsüz askerler düşman yokluğunda birbiriyle tepişiyor, hemen her gün komutanları çıldırtan bir olay çıkarıyorlardı.

Mikronezya’da aşçıyken askere alınan acemi er Soso, öğle yemeğinden sonra erbaşın karşısına dikilip “Çavuşum” dedi. “Tayındaki mercimeği yerken bir dişimi kırdım, içinde taş vardı. Bunun askeri mutfakta kabul edilemez bir ihmal olduğunu düşünüyorum!” 

Çavuş Ohanski, kaşlarını çatıp gürledi: “Er Soso! Kendine gel, sen vatan toprağını savunmak için buradasın. Damak zevkini tatmin için değil!”

Aşçı er Soso, esas duruşa geçip “Doğrudur, çavuşum!” diye haykırdı. “Vatan toprağını savunmak için buradayım, ama yemek için değil!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce ne, öncü kim? 8 Şubat 2025
Çağdaş vampirler 2 Şubat 2025

Günün Köşe Yazıları