Türkiye’de bir gerçek var. Ekonomiyi dar gelirliler, emekliler, sabit maaşlılar, işçiler ve memurlar düzeltecek! Hükümete göre de bu böyle olunca kuş kadar maaş zamlarına karşılık kendi halkını sömürecek düzeyde vergi zamları yapılıyor.
Aslında emekliye, çalışana zam yapılmıyor. Hükümet zam yapar gibi yapıp daha sonra getirdiği vergi zamlarıyla “Maaşından biraz daha bize ver” diyor.
Böylelikle enflasyonun düşmesini bekliyorlar. Olan bize oluyor. Otoyol, köprü geçişlerine uygulanan zamlar da bunun bir örneği. Hele Avrasya Tüneli’nde olanlar akıl alır gibi değil.
Baktılar ki artık Türkiye’de motor sayıları araba sayıları gibi arttı hemen düğmeye bastılar.
Anlatayım.
2024 yılı kasım ayı verilerine baktığımızda, trafik tescili yapılmış otomobil sayısının 16 milyon 122 bin olduğu, motosiklet sayısının ise 6 milyon 171 bine ulaştığı görülüyor.
2020 yılında motosiklet sayısı 3 milyon iken bu sayı 2024 yılında 6 milyona ulaşmış. Bu, sadece dört yıl içinde motosiklet sayısında yaklaşık yüzde 75’lik bir artış anlamına geliyor.
Bu hızlı artış, motosikletlerin bireysel ve şehir içi ulaşımda daha çok tercih edilmeye başladığını gösteriyor.
Bu tercihin belirli nedenleri elbette var. Özellikle büyükşehirlerde artan trafik yoğunluğu, otomobil fiyatlarının dünya ile kıyaslandığında ağır vergilerden dolayı büyük bir uçurum ile artması, otopark sorunları ve daha düşük işletme maliyetleri, motosikletlerin cazibesini artırıyor olabilir.
Ancak motosiklet kullanıcılarının bu tercihi, her geçen gün daha zor bir mücadeleye dönüşüyor.
Mevcut iktidar vatandaşı, özellikle de otomobil ve motosiklet sürücülerini adeta ayaklı vergi dairesi olarak görüyor. En sıkışık döneminde dahi “bir defaya mahsus” diyerek ödemiş olduğumuz MTV’yi ikinci defa aldı. Benzine, mazota zam yaptım diyor, yapıyor. Otoyollara şu kadar zam yaptım diyor, yapıyor. Çünkü kimse ses çıkarmıyor.
“Vatandaşın cebinden kuruş çıkmayacak” denen köprülere de yapılan zam tuzu biberi oldu. Hani yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan ve geçse de geçmese de garanti verilen köprüler! 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü otomobiller için 47 TL, motosikletler için 20 TL; Osmangazi Köprüsü otomobiller için 795 TL, motosikletler için 555 TL; Avrasya Tüneli otomobiller için 225 TL, motosikletler için 175 TL oldu.
Avrasya Tüneli’ndeki artış korkunç. Daha önce motosikletliler için 60 TL olan Avrasya Tüneli geçiş ücreti, “yüzde 187” artışla 175 TL oldu. Bütün zam oranları yüzde 44 ile sınırlandırılırken Avrasya Tüneli’ne özel bu zam oranı yüzde 187 olarak belirlendi.
Her gün gidiş-geliş Avrasya Tüneli’ni kullansanız asgari ücretin yarısını köprüyü işleten “efendilerin” cebine koymuş oluyorsunuz.
Bu ağır mali yükün yanı sıra, motosiklet kullanıcılarının yaşadığı başka sorunlar da var. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamasına göre, 2024 Ağustos sonu itibarıyla motosiklet sürücülerinin karıştığı 75 bine yakın ölümlü ya da yaralanmalı kaza meydana geldi. Neredeyse her üç kazanın ikisinde motosiklet sürücülerinin kusurlu olduğu belirtildi.
Ancak bu kusur yalnızca sürücüye mi ait? Motosiklet kullanıcılarının otomobil sürücüleri gibi kendilerini koruyan bir kaportası yok. Motosiklet kullanıcısının kaportası kendi vücudu. Ve bu vücudu korumak için gerekli olan kask, mont, eldiven gibi ekipmanlar ise artık erişilmez durumda.
Güvenlik sertifikalarına sahip koruyucu kask fiyatları aldı başını gitti. Bu kaskların ithalinde vergi yetmiyor, bir de ek vergi alınıyor. Sağ olsun ekipman satan firmalar da maliyetlerini ve kâr oranlarını üzerine koyunca bu ürünleri sadece vitrinden izlemek mümkün hale geliyor. Mont, eldiven, pantolon, ayakkabı aynı durumda.
Zaten ekonomik zorluklar içinde olan motosiklet kullanıcıları, mecburen bu kadar ağır yükün altında trafik cezası yememek için kalitesiz ürünlere yöneliyor. Kaza sonrasında ise bu yetersiz ekipmanlar, ölümcül sonuçlara neden oluyor. Her yıl binlerce motosiklet sürücüsü yetersiz ekipman nedeniyle hayatını kaybediyor ya da sakatlanıyor.
Bu noktada, toplumun motosiklet kullanıcılarına bakış açısının da değişmesi gerekiyor. Biliyorum, motosiklet kullanıcıları ile ilgili şikâyetleriniz var. Kısmen haklısınız. Özellikle kurye arkadaşlarımızın daha fazla sipariş teslim edebilmek ve daha fazla kazanabilmek için canlarını ve canları hiçe sayarak motosiklet kullanması, dikkatsizlik ve özensizlik en başta geliyor.
Ancak aynı şikâyetler motosiklet kullanıcıları tarafından da diğer sürücülere yöneltiliyor. Görmezden geliniyoruz. Önemsenmiyoruz. “Kenardan git, bu şeritte ne işin var, özür dilerim görmedim” gibi cümlelere de maruz kalıyoruz.
Çözüm, sadece biz motosiklet kullanıcılarının değil, trafik güvenliğini ve ulaşım politikalarını yeniden ele alması gereken yetkililerin de elinde. Daha güvenli yollar, adil düzenlemeler ve daha insani bir trafik anlayışı için hep birlikte ses çıkarmalıyız. Çünkü iki teker üzerinde yol almak sadece bir tercih değil, aynı zamanda hayatta kalma mücadelesidir.
İktidar farkında değil, Avrasya Tüneli’ndeki motosikletler için yapılan zam, köprü ve otoyol geçişlerindeki zam ile birlikte toplumda taşmak üzere olan bardağa bir damla daha ekledi.
