Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi play-off  turunda Helsinki’yi 1-0 ve 5-2’lik skorlarla yenerek gruplarda oynama hakkını elde etmişti. Kuralar çekilmiş, Almanya’nın E.Frankfurt, Yunanistan’ın Olympiakos, Belçika’nın R.Antwerp takımları F.Bahçe’nin rakipleri olmuştu. Sarı-Lacivertliler ilk maçını deplasmanda E.Frankfurt’la oynamış 1-1 berabere kalmış, dün gece mücadele ettiği Olympiakos ise Belçika ekibi R.Antwerp’i 2-1 mağlup etmişti. Avrupa arenası farklıdır. Bu arenanın içinde top koşturmak her futbolcunun rüyasıdır. Çünkü burası aynı zamanda iyi bir vitrin yeridir. Süper Ligde ‘liderlik’ koltuğuna oturan Fenerbahçe, Yunan ekibine çelme takıp grubunda da liderliği istiyordu. Zor gece olacaktı elbette. 

Olympiakos’ta 4 tanıdık isim, Rodrigues, Valbuena, Avraam, Onyekuru vardı. Bu 4 isimden Rodrigues UEFA listesinde yer almadığı için oynamadı. Sarı-Lacivertlilerde ise İrfan Can, Nazım Sangare, Sosa, Serdar Aziz, Tisserand ve gribal enfeksiyon geçiren Mesut Özil forma giymedi.

Erken yediğimiz gol her şeyi altüst etti. Bu maçlar hata kaldırmaz. Golü hata sonucu yedik. Toparlar gibi olduk ancak pozisyona giremedik, şut atamadık. Pelkas’ı sakatlıktan döndükten sonra hiç beğenmiyorum. Fenerbahçe, Yunan futbolcu oyunda kaldığı süre içerisinde 10 kişi mücadele etti. Gustavo da eski Gustavo değil. Rossi, oyunda bir var bir yok. Valencia, Ferdi savunmada da Szalai ile Kim takımın tartışmasız özel oyuncuları. Keşke Sarı-Lacivertliler soyunma odasına giderken 1 gol atabilselerdi. 

İkinci yarı Fenerbahçe bizi şaşırttı. Başka bir takım vardı sanki sahada. Basan, koşan, gol arayan ve 1 topu direkten dönen... Ama işe yaramadı. Kontratak sonucu 2. golü, çok geçmeden ardından 3. golü kalemizde gördük. Elbette üzüldük. Açıkçası böyle bir skoru beklemiyordum. Liderlik beklentileri suya düştü. Artık Fenerbahçe’nin bundan sonraki maçlarına bakacağız.