İrfan Hüseyin Yıldız

Vergilemede yamalı bohça

17 Ekim 2021 Pazar

Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis’te kabul edildi. Kanun, bir yandan yeni vergi gelirleri yaratma çabası içinde, bir yandan da seçime hazırlık popülizmi içinde parçalı, sıkışmış bir görünüm arz ediyor. Yapılan düzenlemelerin bir kısmına bakalım:

Son dönem geçici vergi beyannamesi kaldırılıyor.

Sanayi ve ticaret odaları ile mali müşavir odaları, öteden beri son dönem (ekim-aralık) geçici vergi beyannamesinin kaldırılmasını istiyorlardı. Şubatta verilen dördüncü (son) dönem geçici vergi beyannamesi kaldırılıyor. Buna karşın teklifte yer alan, Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan da geçen, mart ayında verilen yıllık gelir vergisi beyannamesinin şubat ayına, nisan ayında verilen kurumlar vergisi beyannamesinin ise mart ayına çekilmesine ilişkin düzenleme, Meclis Genel Kurulu’nda, AKP milletvekillerinin verdiği önergelerle geri çekildi. 

Bunun öncesinde, mali müşavir odaları, yayımladıkları bildiriyle, yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin birer ay öne çekilmesine karşı olduklarını bildirdiler, iş çevrelerinden tepkiler yükseldi. Böylece mali iş ve işlemlerde sorunlara yol açacak bu düzenlemeden, seçim öncesinin de etkisiyle vazgeçildi.

850 bin civarında küçük esnafa vergi muafiyeti getiriliyor, tarımsal desteklerden vergi alınmayacak.

Seçim yatırımı olarak olsa gerek, basit usule tabi 850 bin civarında mükellefin yıllık beyanname vermemesi yani bunlardan vergi alınmaması öngörülüyor ama bunların yanında çalışanlar, diğer ücretler kapsamında gelir vergisi ödemeye devam edecek, bu önemli bir çelişki...

Kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz, kaportacı, lastikçi, tamirci gibi küçük esnafı kapsayan basit usule tabi mükelleflerin içinde taksicilerin de bulunması, bir asgari ücretli çalışanın üstündeki vergi yükü ile kıyaslandığında, vergilemede adalet açısından sorunlu görünüyor.

Ayrıca çiftçilere verilen tarımsal destek ödemeleri üzerinden (stopaj yoluyla) vergi alınmasından vazgeçildi. 

Yüzde 2 vergi vermek koşuluyla geçmişe dönük yeniden değerleme yapma imkânı getiriliyor.

2004 yılından beri şirketler, bilançolarındaki varlıkları için yeniden değerleme yapamıyordu. Dolayısıyla şirket aktifinde bulunan amortismana tabi sabit kıymetlerin (ATİK) ve taşınmazların bilançodaki değerleri (enflasyon nedeniyle) piyasa rayiçlerinin çok altında kalmıştı, bilançolar gerçek durumu yansıtmıyordu. İş çevrelerinin bu konudaki talepleri dikkate alındı ve yeniden değerleme yapma imkânı getiriliyor. Ancak bilançoda defter değeriyle bulunan ATİK ve taşınmazlarınızı yeniden değerleyerek 2021 yılı sonuna getirmek istiyorsanız, artan bu değer artışı üzerinden yüzde 2 oranında vergi ödemek zorundasınız. Sıkıcı olan, yeniden değerleme konusunda yapılan farklı düzenlemelerle konu bir hayli karıştırılmış görünüyor.

Sosyal medya içerik üreticileri (SMÜ), elde ettikleri kazançlar üzerinden stopaj yöntemiyle vergilendirilecek.

İnternet ortamında, sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikleri paylaşan sosyal medya içerik üreticilerinin (YouTuber, blogger vb.) elde ettikleri kazançlar ve mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elde ettikleri kazançlar toplamı, belli bir haddin altında kalıyorsa gelir vergisinden istisna olacak. Ancak istisna edilen bu hasılat bankada yüzde 15 stopaja (vergi kesintisine) tabi tutulacak. Aslında buradaki istisnanın sözde kaldığını söyleyebiliriz. Zira nihai vergileme olarak hasılat üzerinden yüzde 15 stopaj, ağır bir vergileme yükü oluşturmaktadır. 

Her yıl artacak olan istisna tutarı 2021 yılı için 650 bin liradır. Bu haddi aşan tutarda kazanç elde eden ya da tahsilatlarını farklı banka hesaplarından yapan SMÜ’ler, bu istisnadan yararlanamayacaklar. Bütün kazançlarının toplamı için yıllık beyanname vermek zorunda olacaklar. Bu durumda olanlar istisnadan hiç yararlanamadıkları için artan oranlı tarifeye göre daha ağır vergileneceklerdir. Uygulamaya 01.01.2022 tarihinden itibaren başlanıyor. 

Cumhurbaşkanına ÖTV oranlarını üç kat artırma yetkisi veriliyor. 

Vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 25’i ÖTV’den oluşuyor. Bu düzenlemeyle cumhurbaşkanına, tütün ürünleri ile otomobillerde ÖTV’yi üç katına kadar artırma yetkisi veriliyor. Yüksek oranlı vergi uygulamaları, kayıt dışılığı artırmaktan başka işe yaramıyor maalesef. Ayrıca üç katı kadar büyük oranda vergi artırma yetkisi, vergilemede kanunilik ilkesine uygun değildir. 

Mükellef haklarında geriye gidiş var.

Vergi incelemesine başlandığının tutanakla tespit edilmesi uygulaması yerine incelemeye tabi olanlara, incelemeye başlanıldığı hususu bir yazıyla bildirilmesi esası getiriliyor. Vergi incelemelerinin, mükelleflere ait işyerinde yapılması esası yerine, resmi dairede yapılması esası getiriliyor. Her iki düzenleme de mükellef haklarında geriye gidişi göstermektedir.

Getirilen düzenlemelerin tümünü analiz ettiğimizde vergilendirme usulünden, temel ilkelerinden ve vergide kapsamlı reform iddialarından uzaklaşıldığını görüyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları