Bize 'Akil' Değil 'Akıl' Gerek!

07 Nisan 2013 Pazar

\n

Kıyamet kopuyor, aman aman kimler seçilmiş, kimleri BDP önermiş, kimleri AKP önermiş, ortalık toz duman. Bendeniz, TV haberlerine, şişirilmiş egolu erkeklerin ve kadınların katıldığı tartışma programlarına pek itibar etmem, benim işim sokaklarda neler oluyor?

\n

Dostlarımdan biri neredeyse ağlayarak telefon etti, Canım yanıyor Işıldiye söze başladı. Hayrola ne oldu?” “Kürtler için yanıyor, bunca yıl mücadele ettiler, binlerce genç bu uğurda öldü, köylerinden oldular, açlık grevlerinde yaşamlarını yitirdiler ve şimdi bir ortaoyunun içine düştüler. Söyler misin bana, ne kazandılar?

\n

Yoksul Kürtlerden söz ediyorum, yoksa düzenin içinde palazlanmış, Türk mafyasıyla kol kola gezenlerden değil! Zaten onların hiçbir şey umurlarında değildi. Olanlar her zamanki gibi yoksullara oldu.

\n

Söyleyecek hiçbir sözüm yoktu. Ben de düşündüm, yoksul Kürtler, köylerinden sürülen Kürtler, işkencelerden geçen Kürtler ne kazandı?

\n

Sokağa çıktım, bir taksiye bindim, taksi sürücüsü haberleri dinliyordu. Haberlerde akil adamlar”. Sürücü radyosunu çat diye kapattı, Kimi kandırıyorsunuz siz!diye söylenmeye başladı. Ben de lafa girdim.Abladedi, kusura bakma, benim gencecik, babayiğit yeğenim şehit oldu. Annesi kahrından öleyazdı. Şimdi bak bu adamların içinde bir tane oğlu şehit olmuş anne var mı, baba var mı?” Bir an durdum, sadece şehit olanlar mı, dağ da ölenlerin de anneleri babaları var!diyebildim. İşte mesele bu yadedi,dağda ölenlerin de anneleri, babaları bu heyetin içinde yer almalıydı. Şimdi sahte sahte gözyaşı döküp acıları dindireceklerini sanıyorlar. İş ana yüreğinden başlar Önce onlar el sıkışmalı, onlar kucaklaşmalı.”

\n

Taksi sürücüsüne içimden hak verdim. Bazen samimiyet her şeydir.

\n

Zekâsına güvendiğim, akıl aldığım bir dostum,Yahudedi, ilkel kavimlerden bu yana barış, silahları gömerek yapılır. İşin raconu budur. Şimdi biz dünyaya bambaşka bir barış biçimi gösteriyoruz, tam bir ortaoyunu oynanıyor. PKK belli ki, silahlarıyla yurtdışına çıkacak. Bu barış mı? PKK bunu hep yaptı, silahlar elde, yurtdışına çıktı, canı istedi silahlar elde içeri girdi. Şimdi de aynı şey oluyor. Şu anda PKK en güçlü durumunda, tamam savaş yorgunu olabilir ama bazı şartları mutlaka vardır, ortalıkta Kürtlere de Türklere de anlatılmayan bir anlaşma var”!

\n

Hadi dedim, gündemden uzak olmayayım, televizyonun başına oturdum, toplantıdan çıkan akil adamları” izliyorum. Dakika bir gol bir! Heyetin içine, pilav üstündeki nohut gibi serpiştirilmiş sol görüşlülerden biri, 78liler Vakfı Başkanı Celalettin Can konuşuyor. Başbakana sorduk, batıya, 12 Eylül zamanı Diyarbakır Cezaevinde yapılan işkenceleri anlatabilir miyiz? Doğuyu batıya anlatmak için buradan başlamamız gerek.

\n

Hayda, 78liler Vakfı Başkanı ülkeyi doğu ve batı diye hemen ikiye ayırdı. Ve sanki 12 Eylülde ülkenin bütün cezaevlerinde işkence yapılmamış gibi, sadece Diyarbakırdan söz etmek istediğini söyledi. Bence bırakın doğuyu batıyı önce bu ülkede solcuların ve yoksulların verdiği mücadeleden söz edin!

\n

Diyarbakırdaki işkence mağduruna söyleyin, sadece siz yoksunuz, bu ülkenin geniş coğrafyasında binlerce işkence mağduru var. Ve barış en çok işkence mağdurlarının gizli dayanışmasıyla kurulabilir.

\n

Kimseler sayıları 80 bini bulan, ellerinde silahlar ve zorunlu göçle köylerinden sürülen insanların topraklarını gasp eden, ekip biçen ve bölgede alikıran baş kesen durumuna gelen korucuların ne olacağını sormuyor. Dağlardan kendi memleketine inmek isteyenlerin, bir zamanlar çelik çomak oynadıkları kişilerin çok zengin ve nüfuslu olduklarını görünce geçirecekleri şoku sormuyor.

\n

Şimdilik söylemimizde barış var Kutsal bir sözcük ama İslam şemsiyesi altında barış nasıl olacak? İşte başlangıç sorusu bu.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları