Yeni Medya, Yeni Siyaset

30 Haziran 2013 Pazar

Gezi’den sonra herkes kim kaybetti-kim kazandı tartışması yapıyor. Bence umut kazandı. Türkiye kazandı. Yetmez mi? Daha da açarsak: Yeni kuşak, yeni medya, penguenli yeni mizah anlayışı, duran adam gibi yeni pasif direniş yöntemleri, taraftarları birleştiren, şikesiz ‘fair play’ spor kazandı. Yetmez mi?
Şimdi, asıl sorulması gereken soru, Gezi’den yeni bir Türkiye, yeni bir siyaset anlayışı çıkar mı?
Yeni bir siyasi hareketten ya da yeni bir partiden söz etmiyorum. Burada söz konusu olan yeni bir siyasi kültür. Aslında bunun tohumları Gezi’de kendiliğinden atıldı bile ve hızla yeşeriyor. Bu zorunlu gelişmenin önünde durmak artık imkânsız.
Konvansiyonel medya ve Ankara merkezli eski Türkiye siyaseti kaybetti. Ülkem insanı yerel yönetimlerin politik yaşamdaki önemini geç de olsa fark etti. Hem de apolitik diye dalga geçtiğimiz yeni kuşak bilgisayar gençliği sayesinde. Önümüzde yerel seçimler var. Öyleyse bu yeni siyasi kültürü ve yeni anlayışı sınamanın tam yeri.
Gezi’den çıkan sonuçlara bakacak olursak: Kendi yaşam alanına sahip çıkan ve özgürlüğünü savunan pırıl pırıl bir gençlik, yani 90’lı kuşak. Çarşı öncülüğünde ayrışmayı reddeden, birleşen taraftar grubu. Sorunları mizah yoluyla çözmeye çalışan yaratıcı ve yapıcı zekâ. Ve en önemlisi, anında iletişim kurabilmemizi sağlayan sosyal medya aracılığıyla örgütlenme olanağı. Geriye sadece
‘nasıl yapmalı’ sorusunun yanıtı kalıyor. Aslında Gezi direnişini iyi analiz ederek bu sorunun yanıtını da bulabiliriz.
Gezi Platformu deneyiminden yola çıkalım. Örneğin yerel seçimlerde Taksim’i içine alan Beyoğlu Belediye Başkanlığı için ‘Beyoğlu Platformu’ oluşturulamaz mı? İtalya’daki Beş Yıldız, Almanya’daki Yeşiller ve Korsanlar hareketi örnek alınabilir, ama bu oluşum bize özgü olmalı. Aslında bu fikir Türkiye sathına da yayılabilir; ‘İstanbul, Ankara Platformları’ gibi tüm belediyelerde uygulanabilir, ama biz küçük ölçekte kalalım. Amacımız yerel siyasi kültürün oluşması. İlkin kendi yaşam alanımızdan başlayalım. Buradan küçük bir yerel seçim senaryosu geliştirelim. Madem mizah yoluyla bazı şeyleri anlatmak daha kolay, isterseniz bu senaryoyu bir Cihangir komedisi üzerinden de anlatabiliriz. Ya da direnişçilerin arasında bulunan yazılımcı çapulculardan bir bilgisayar oyunu isteyebiliriz. Bu oyunun satışından elde edilecek gelirle de Platformun seçim kampanyası finanse edilir.
Oyunun adı ‘Beyoğlu Platformu’ olabilir. Sembolü de duran penguen olsa fena olmaz. Madem katılımcı demokrasilerde her bireyin söz hakkı var, bu oyuna katılan herkes Platformun doğal üyesi kabul edilir ve tüm kararlar akıllı telefon üzerinden yapılacak halkoylamasıyla alınır. Oluşturulacak sembolik konseye mutlaka Çarşı’dan biri girmeli. Duran adamı unutmayalım, kim bilir belki başkan adayı bile olabilir. Proje danışmanlığına senaryoya yardımcı olması için Sırrı Süreyya Önder’i, dini meselelerden sorumlu çalışma grubuna İhsan Eliaçık’ı, yönetmen olarak Zeki Demirkubuz’u, başrollerde de Memet Ali Alabora, Halit Ergenç ve Bergüzar Korel’i düşünebiliriz. Seçim sloganlarını da Gülse Birsel yazsa ne güzel olur. Geleneksel medyayı denetleme kurulu başkanlığına (yerel RTÜK) sosyal medya ve cep telefonuyla nasıl habercilik yapıldığını tüm dünyaya gösteren Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Hakan Aygün getirilirse yerinde olur. Ama en önemlisi Platformun eşbaşkanlık sistemine geçmesi. Adaylar 30 yaşını aşmamalı ve biri mutlaka kadın olmalı. Her mahallede oluşturulacak eşbaşkanları seçerken özellikle o mahallenin yapısı dikkate alınarak adaylardan biri, örneğin Alevilerin yoğun olduğu semtlerde Alevi, Kürt ya da mesela Kasımpaşa’da mutlaka Antikapitalist Müslümanlar’dan seçilmeli.
Seçim kampanyası ağırlıklı olarak akıllı telefon aracılığıyla sosyal medya ve sms üzerinden yürütülmeli. Ev ziyaretleri ve birebir ikna yöntemi de mutlaka kullanılmalı. Ev ziyaretlerine giderken bölgenin etnik, dini ve sınıfsal yapısına göre ziyaretçiler seçilmeli. Ulusalcıların evine başörtülü, Kasımpaşa’ya da mini etekli oyuncu kızlar gönderilmemeli. Platformun kömür dağıtmaya parası olmayacağı için gençlere RedHack’in kopyalayacağı bir bilgisayar oyunu hediye edilmeli. Belki RedHack seçmenlerin vergi borçlarını bir kereye mahsus siber operasyonla silebilir.
Bu Platform gelecek seçimlerde Beyoğlu Belediyesi’ni kazanmazsa ben senaryo yazmayı bırakırım. Eğer bu seçim platformuna geleneksel muhalefet partileri de destek olur veya bizzat katılırsa Platformun İstanbul’u ve hatta Ankara’yı da kazanması işten bile değil.
Hadi hayırlısı.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Burada Laf Yok 2 Mart 2015
Beş Kardeş 22 Şubat 2015
Aşk, Tanrı ve Ceza 15 Şubat 2015

Günün Köşe Yazıları