Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Vehbi Koç
Neriman Köksal çok tatlı bir sinema oyuncusuydu. Saflığı, temizliği ve potlarıyla ünlüydü. Trenle Ankara’ya giderken restoranda bir bey yemek yiyor. Tanıştırıyorlar.
- Neriman Hanım bu bey, Vehbi Koç. Neriman Köksal: “Aaa tanıyorum, Koç otobüslerinin sahibi” diyor. Ankara’ya kadar gülüyor Vehbi Bey. Akşamında Neriman, İsmet Paşa’nın veda gecesinde şarkı söyleyecek. İnönü’nün hayranı, “O gece ben de İsmet Paşa’ma şarkı okuyacağım” diye tutturmuş. Paşa kongreyi kaybetmiş. Siyaseti bırakmak üzere... Neriman sahneye çıkıyor. İsmet Paşa’ya hayranlığını bildiriyor. “İlk şarkımı İsmet Paşa’ma ithaf ediyorum” diyor. Ve şarkısını anons ediyor: “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin...”
CEMAL KAPTAN
“Cemal kaptan konuşuyor, Cemal kaptan konuşuyor... Çıkarın beni bu kaptan.” Böyle absürt esprileri en çok Cenk Koray yapardı. Cenk avukattı ama halk onu televizyon sunucusu olarak tanıdı ve sevdi. Yıllarca sahnede ve televizyonda birlikte program yaptık. Mizah duygusu çok gelişmiş bir adamdı. O kadar güzel anlatırdı ki... Bir gün bana geldi: “Sahnede şu tuhaflıklara ne dersin” diye sordu. “Hangi tuhaflıklarmış?” dedim. “Mesela ben sana soracağım: Beşiktaşlı Feyyaz’ın kardeşini tanıyor musun? Sen, tanımıyorum diyeceksin. Ben Feykış, diyeceğim. Fenerbahçeli Rıdvan üç kardeş Rıdvan, Rıdtu, Rıtri, falan.”“Çok saçma” dedim. Yaptık. Tuttu. Bir olayı harika anlatırdı. Avukat olarak ilk açtığı davayı yanlış mahkemede açtığı için nasıl kaybettiğini ve mesleği bu yüzden nasıl bıraktığını inanılmaz komik biçimde anlatırdı. Erken gitti. Çok iyi adamdı.
FIKRA
On çocuklu adam panayırda teşhir edilen damızlık boğayı görmeye gitmiş. İçeri giriş parası adam başı 30 TL. Adam kapıdakiyle tartışmaya başlamış:
- Bu ne pahalılık, benim on çocuğum var. Bir de ben on bir. Ben bu parayı nasıl öderim?
O sırada patron gelmiş, “Ne oluyor burada?” demiş. Bilet kesen görevli: “Patron bu adam on çocuğuyla gelmiş, bilet fiyatını pahalı buluyor” demiş.
-Patron: “Bilet kesme para istemez, hepsini içeri al. Boğanın bu adamı görmesi lazım” demiş.
BULUTLARA BAKMAK
Mavi gökyüzünde baharda, beyaz bulutlar dolaşır. Ben gökyüzüne bakar ve bulutlardan şekiller çıkarmaya çalışırdım. Belki çok kişi yapar bunu. Fakat ben Atatürk bulmaya uğraşırdım. Aradan yıllar geçti, hâlâ “ATATÜRK” bulmaya çalışıyorum.
MADALYALARIMIZ
Uğur’la sık sık dertleşiriz. Ara sıra yargılanıyoruz. Ama bunlar bizim madalyalarımız. Bu dönemde yargılanmak (ki yargılanma konuları malumunuzdur) şereftir. Bunlar bizi alçaltmaz, yüceltir. Rüşvet yiyenler, yıllarca Fetoş’un peşinde omuz omuza bulunanlar bugün en üst görevlerde çalışıyorlar. Düşünceleri aynen eski ortakları gibi devam ediyor. Onlar yargılanmak şöyle dursun, yükseltiliyorlar. Her gün o adamın aleyhinde konuşanlar, her geçen gün yüksek mevkilere getiriliyorlar. Sen, ben bu dönemde yargılanıyorsak eğer, bu iyi bir şeydir. Torunlarımızın yüzüne rahatça bakabiliriz. Onlar da bakarlar söyleyeyim. Çünkü yüz olmayınca bakmak kolaydır.
BAŞARDIM
Annem hep dedi ki: “Aklına bir şey koydun mu ille yapacaksın. Otur biraz düşün.” Babam derdi ki: “Aklına bir şey koydun mu ille yapacaksın. Aferin.” Aklıma koymuştum, ekmek fırını açacaktım olmazsa B planım hazırdı. Ekmeği parasıyla alıp ücretsiz dağıtacaktım. Bir gün MSM’nin kapısında şu pankart asıldı: Her gün 13:00’ten itibaren ücretsiz ekmek. Askıda ekmek gibi “bahçede ekmek” ücretsiz.
ATATÜRK DİYOR Kİ:
“Ortaçağ anlayışıyla, ilkel boş inançlarla yürümeye çalışan uluslar yok olmaya, tutsak olmaya ve aşağılanmaya mahkûmdurlar.”
ERKEKLİK
Bizim toplumun bir bölümünün erkekliğe bakışı çok ilginçtir. Mesela karını dövebiliyorsan iyi erkeksin. Erkekçe davranıyorsan (bunun ne demek olduğunu hiç anlayamamışımdır) iyi erkeksin. Kavgacıysan çok erkek adamsın. Bunlar nasıl tarifler acaba? Yani erkekliğin ölçüleri bunlar mıdır? Bir toplum erkeği böyle mi tarif eder? Eğer bu tariflere uymuyorsan nesin sen? Apayrı bir tür müsün? Mesela ben bu tariflerin hiçbirine uymuyorum. Fakat uyan adamlara bakıyorum, bırakın erkek olmalarını adam bile değiller. “Erkek adam şöyle olur, erkek adam böyle olur” gibi abuk sabuk tariflerle yıllarca toplumu uyutup durdular. Bir insan tarife veya tarifeye göre erkek veya kadın olmaz. Erkek dediğin bildiğin erkektir işte. Tarife gerek var mıdır? Kadın da kadındır. İlle de kocasından dayak yemesi gerekmez. Ne acıdır ne fenadır böyle kapanlara insanların kendilerini sıkıştırması. Bu kafayla yaşanır mı? Ayrıca erkek olsan ne olur, olmasan ne olur? Kime ne? İnsanlar gerçekten işsizlikten mi bunlarla oyalanıyor acaba? Memleketin binlerce sorunu yok mu? Nedir bu erkek adam meselesi anlamıyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması