Ankara Sanat Tiyatrosu hepimizindir...

09 Aralık 2020 Çarşamba

Koronavirüs salgını ile mücadelenin neresinde olduğumuzu, gerçek rakamların ne olduğunu, aşının ne zaman geleceğini tartışırken gündeme bir haber düştü:

Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) kapatılıyor!

Haberin ayrıntıları vahim; salgın nedeniyle mülk sahibi ile anlaşmazlık, oyunların oynanamaması sonucu AST yönetiminin içine düştüğü darlık, iktidarın sanata verdiği önemin sırası...

Hepsi bir araya gelince 1963 yılından beri sahnesini açık tutan AST, perdeyi çekmek durumunda kaldı. Asaf Çiyiltepe’lerden, Rutkay Aziz’lerden gelen AST, elbet kendine bir yer bulur, nefes almaya devam eder. Ancak AST’nın İzmir Caddesi Ihlamur Sokak’taki sahnesi bir semboldür. Bu sahne son yarım yüzyılın sanatla direniş, sanatla yaşam sembolüdür.

6 Aralık’ta kurulan AST, yine bir 6 Aralık günü sahnesini kapatıyor. AST kurulduktan 9 yıl sonra 1972’de Hitler’i eleştiren oyunu “manalı” bulunduğu için kapatılmıştı. 1974’te yeniden açılan AST, 12 Eylül’den de payını almış, ancak pes etmemişti.

***

Darbe dönemlerine direnen AST, salgında nefes darlığı çekiyor.

Sanatın, sanatçıların salgın nedeniyle karşı karşıya kaldığı durum ne yazık ki hak ettiği ölçüde gündeme gelmiyor. Devletin verilerinin tartışmalı olduğu bir ülkede, sanatla, sanatçılarla ilgili sağlıklı bilgi edinmek zor. Ancak MüzikSen’in verilerine göre salgın sürecinde 100’ü aşkın müzisyen intihar etti.

Sanatçılar bu süreçten iki türlü etkileniyorlar: Maddi ve manevi olarak.

6 Kasım 2020’de kalp krizi sonucu 74 yaşında yaşamını yitiren Timur Selçuk’un son aylarında çevresine şu tür yakınmalarda bulunduğu söyleniyor:

Artık hiçbir işe yaramıyoruz... Sanatımızı icra etmek bir yana öğrencilerimizle de buluşamıyoruz...

Buna benzer yakınmaların pek çok sanatçı tarafından dile getirildiğini biliyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanlığı deyince akla öncelikli olarak “turizm” boyutu geliyor. Bakanlığın zaman zaman açıkladığı destekler, toptancı ve sanatçı onuruna da yakışır şekilde değil.

Yerel yönetimlerin de bu konuda yapabilecekleri var. Geçen gün uzaktan sohbet ettiğimiz, tiyatro grubu da olan bir sanatçı, “Günün koşulları içinde en azından sahneleri bize açsalar, yeter” diyordu.

***

Bir söz vardır; futboldan, siyasetten ve tababetten herkes anlar!

Salgın ister istemez herkesi tıbbın bir parçası yaptı. En ciddi sorun nefes alamamak. Koronavirüse yakalananlar için durum bu aşamaya gelince yoğun bakım zorunlu hale geliyor.

Aslında toplumun nefes alıp vermesi de en az bireyinki kadar önemli. Bunu sağlayan unsurların başında sanat geliyor.

Gerek merkezi yönetimin gerekse yerel yönetimlerin bu konuya “destek” kavramından öte yaklaşması gerekiyor. Bir sorumluluk ve zorunluluk olarak görmeleriyle ancak toplumun nefes alıp vermesini sağlayabiliriz.

Yerel-genel yönetimlerin sorumluluğunu anımsattık ama burada toplumun, hepimizin üzerine düşenler var.

AST’yı yaşatmalıyız, yaşatabilmeliyiz...

Tiyatro, en eski sanat dallarının başında geliyor. Anadolu’daki 3 bini aşkın antik kentin büyük çoğunluğunda tiyatro var. Üstelik bugüne kadar ayakta gelmiş...

Tiyatro, insanın tabiata ek olarak yarattığı bir tabiat.

Tiyatro, toplumun aynası...

Kırılırsa kendimizi nasıl görebiliriz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları