Olaylar Ve Görüşler

Eğitimde başarı için

12 Eylül 2019 Perşembe

Bilgi üretim ve paylaşım modeli, uzun zamandır ulusal zenginliğinin kaynaklarından biri olarak kabul ediliyor. Bunun bilincinde olan ülkeler doğru politikalarla sahip oldukları stratejik konumları korurken; bazı ülkeler de köklü stratejik değişimlerle bilginin 1. lig ülkeleri arasına girmeye çalışıyorlar.
Peki, bilgi nasıl üretiliyor ve paylaşılıyor? Öncelikle bilgi paylaşımının temel fonksiyonunun adını yazalım: Eğitim. Başarılı eğitim sist§emlerine sahip ülkeler çağın ekonomik ve insani değerlerine uygun bilgi üretiyor sonra da bunu toplumlarıyla paylaşıyorlar. Bunu da eğitimde doğru stratejilerle gerçekleştiriyorlar. O zaman şöyle soralım. Bu ülkeleri başarıya taşıyan ortak strateji ve uygulamalar nelerdir? Devletlerin politik, ekonomik ya da sosyo-kültürel tercihleri ile eğitim performansları arasında bir bağ var mı?

Ortak özellikleri mi var?
OECD Eğitim ve Beceriler Direktörü Andreas Schleicher’ın liderliğinde hazırlanan “Dünya Standartlarında 21. Yüzyıl Okul Sistemi İnşa Etmek” adlı rapor başka soruların yanı sıra eğitimde yüksek performans sağlayan ülkelerin ortak özelliklerini de gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Schleicher’e göre “başarılı eğitim sistemlerinin hayat bulduğu ekosistemlerin, tarihi ve sosyo-kültürel bağlamda ortak özgün yapıları var”. İşte bu özgün yapılar:
Eğitim öncelikli yatırım alanıdır. Başarılı eğitim sistemlerine sahip ülkelerin en temel özelliği gerek yöneticiler gerekse toplumsal düzeyde en öncelikli yatırımın eğitim yatırımı olacağı konusunda bir uzlaşı olmasıdır. Bu ülkelerde kısa vadeli kazanımlar yerine niteliği artırmaya dönük uzun vadeli yatırım hedefleri önemsenir. Çalışan her çocuğun başarabileceğine dair ortak bir inanç ve kültür vardır. Böylece her çocuğun nitelikli eğitime ulaşabilme hakkı korunur. Bu inancın uzantısı olarak eğitim, toplumun belirli bir bölümüne ayrıcalık sağlayacak şekilde değil, herkese eşit olanaklar sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Sistem, öğrencileri ölçmeye değil geliştirmeye odaklanır. Böylece öğrenciler ayrıcalıklı eğitimler almak için uğraşmak yerine yetenek ve bilgilerini geliştirmek için çalışırlar.
Genel eğitim hedeflerinden taviz vermeden farklı öğretim seçenekleri de sunulur. Öğrencilere standart bir bilgi düzeyinin verilmesi önemlidir. Bununla birlikte öğrencilerin bireysel farklılıklarını da gözeten; farklı yetenek, eğilim ve ihtiyaçları olan öğrencilere de seçenekler sunan eğitim olanakları sağlanır.
Öğretmenler sadece akademik başarıya odaklanmaz. Öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra kişilik gelişimlerine ve duygusal iyi olma halleri de önem verirler. Bu şekilde öğrenciler, sadece akademik düzeylerinin değil kişiliklerinin, sosyal gelişimlerinin, tutum ve davranışlarının da önemli olduğu mesajını alırlar. Öğretmen gelişimi ve mesleki koşulların iyileştirilmesi politik bir önceliktir. Başarılı eğitim sistemlerine sahip ülkelerde öğretmenlik mesleği gelişime açık bir kariyer mesleği olarak görülür. Öğretmenlerin gelişimine ve mesleğinin statüsünün korunmasına dair kararlar eğitim politikalarının belkemiğini oluşturur. Bir eğitim sisteminin, sahip olduğu öğretmenlerin kalitesinden daha iyi olamayacağı inancıyla tüm eğitimcilerin mesleki gelişimleri ve ekonomik koşulları dikkatle planlanır.
Eğitimde başarı bir bütündür. Amaç nitelikli eğitimi ülkenin bütününe yaymak, bütün öğrencilere ulaştırmaktır. Bunu sağlamak için eğitim başarısının düşük olduğu bölgelere özel destekler verilir, deneyimli liderler görevlendirilir.
Sonuç olarak eğitimde başarı yıldan yıla değişen uygulamalar, ideolojik tercihler, küçük bir zümreye iyi eğitim sunmak ya da başka ülkelerdeki uygulamaları ithal etmekle iyileştirilemeyecek kadar büyük bir stratejik alandır. Başarının en önemli koşulu etkili ve tutarlı liderliktir. Uzun dönemli başarı ise eğitimin bütün bileşenlerinin akılcı şekilde geliştirilmesinden geçer.

Aylin GÖÇMEN



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları