Filistin-İsrail Çatışmasında Psikolojik Bir İnceleme- Can KUSEYRİ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Filistin-İsrail Çatışmasında Psikolojik Bir İnceleme- Can KUSEYRİ

29.05.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

İnsan davranışlarının arkasında, hissedilen duygular, benimsenen düşünce ve inançlar vardır. Bu duygu ve düşünceler dış faktörler tarafından şekillenir. Fakat bir insanı bir davranışa iten asırlar önce olmuş bir olay değil, insanın o olay hakkında şu anda beslediği duygular, kanaatler ve yaklaşımlardır. Öyleyse Filistinliyi ve İsrailliyi bu bitmek bilmeyen karşılıklı kırım ve katliama iten olumsuz duygular, özellikle de öfke ve nefret nereden gelmektedir ve neden hâlâ sürmektedir? 

ARKA PLANDA NE VAR?

Cevaplar insan psikolojisi ve psikiyatri biliminde yatıyor. Bahsi geçen duygular bu toplumlarda yaşanmış travmaların ürünüdür ve bu travmalar düzgün bir şekilde işlenmedikçe ne azalmaları ne de yok olmaları mümkündür. Travmaya maruz kalmış insanların yaşadığı en baskın duygular acı, çaresizlik ve üzüntüdür. Bunların yerini zamanla nefret, öfke, suçluluk ya da intikam hisleri alır.

Psikanalist Balint duyguların bu evrimini Acı insanı kötü yapar” şeklinde özetlemiştir. Travmaya uğramış bir insanın ilerleyen zamanda başka insanları travmaya uğratması sıkça karşılaşılan bir fenomendir. Edebi bir dille söylemek gerekirse Mazlum, zalime dönüşür”. Filistin-İsrail çatışmasına da bu arka planla yaklaşmak birçok noktaya açıklık getirebilir.

ENGELLENEN YÜZLEŞME

Bir tarafta, Kolezyum inşaatında köle olarak çalıştırılmalarından beri binlerce yıldır Avrupa halkları tarafından ezilmiş ve sonunda nüfusunun çoğunluğu Nazi Almanyası ve işbirlikçilerince fiziki olarak yok edilmiş” Yahudi topluluğundan bahsetmekteyiz.

Böylesi bir kuşaklar arası mirasın açtığı ruhsal yaranın iyileşmesi için önce bireylerin sakin, güvenli bir yere geçmesi ve hayatta kalma (survival) modundan çıkması gerekir. Lakin İsrail’deki Yahudilerin çoğunluğu için böyle bir sükûnet mümkün olmadığı gibi, İsrail’in soykırımın unutulmasının önüne geçme çabaları mevcut şekliyle, Yishai Sarid’in de vurguladığı üzere, yaşanan vahşetin ruhsal anlamda işlenmesine değil, olumsuz duyguların ebedileşmesine yol açmaktadır.

Öte tarafta, Osmanlı’dan bağını kopardığından bu yana siyasi ideallerinin gerçekleşemediğini deneyimlemiş ve dünyaya derdini anlatamadığını hisseden bir Arap halkı var. Maalouf’un üzerinde durduğu gibi Nasır liderliğinde dahi aşağılanmaktan kurtulamamış, çaresizlik ve öfke arasında salınan bu insan topluluğunun kanayan yarası yalnızca son yüz yıldır yaşadığı acılar değil, aynı zamanda bu acıların kabul ve saygı görmemesidir.

Kötülük kötülüğü doğurur derler. Holokost’a İbranicede verilen isim “Şoa” yani felaket”tir. Tıpkı 1930’lardan bugüne yaşanan tehcir ve işgalin Arapçadaki adı “Nakba” gibi. Bir halkın yaşadığı felaket diğer bir halkın felaketine yol açmıştır... Süregelen daha küçük boyutlardaki felaketler (re-travmatizasyonlar) İsrail ve Filistinli bireyleri bir kısır döngüye itmekte ve deneyimledikleri ya da sebep oldukları acılarla yüzleşmelerini engellemektedir.

SÜRGÜN HİKÂYESİ

ABD’li Yahudi gazeteci Beinart, The New York Times’taki makalesinde dünyanın dört bir yanındaki Museviler gibi 20. yüzyılda yerinden edilmiş Filistinlilerin de Kenan’a dönme hakkını vurguluyor. Bunun gerçekleşmesi, halkların birbiriyle konuşmasını ve birbirlerinin dertlerini anlamaya çabalamasını gerektirir. Suçluluk, utanç, kendinden ve başkasından nefret, intikam duygularına bulanmış bir ruh ne kendi acısını dindirebilir ne de karşısındakine anlayış, şefkat ve dert ortaklığı sunabilir.

İki kadim halk arasındaki bu sorunun tohumu kutsal topraklarda değil, Avrupa’nın toplama kampları ve emperyalist masalarında atılmıştır; fakat çözümü bu toprakların bilgeliği ve hoşgörüsündedir. 

Kendisi ve çevresiyle barışmak isteyen her bireyin geçmesi gereken bu zorlu yolu yaşamış Filistinli ozan Derviş’in sözleri yolumuza ışık tutacaktır:

Bağışlamayı öğrendim. Çünkü nihayetinde hepimiz sürgünüz. İşgalci de ben de, ikimiz de sürgünden mustaribiz. O benim içimde sürgün, ben onun sürgününün mağduruyum. Bu güzel dünyada hepimiz komşuyuz, hepimiz sürgünüz, hepimiz aynı devranda, aynı insanlık kaderinde yürüyoruz ve bizi birleştiren şey işte bu sürgünün hikâyesini anlatma ihtiyacıdır.”

DR. CAN KUSEYRİ

ÇOCUK VE ERGEN PSİKİYATRİSTİ

Yazarın Son Yazıları

Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025