Olaylar Ve Görüşler

Kıbrıs için yeni şans

01 Ağustos 2015 Cumartesi

Türkiye ve Yunanistan genel seçimlerinin kazananı Kıbrıs olacak gibi görünmektedir. Her iki ülkenin kendi iç siyasetine dönmesi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın hareket alanını genişletmiştir.

Türkiye’deki seçim sonuçları koalisyonu işaret ederken Yunanistan, AB Troika’sına karşı ölüm/yaşam savaşımı vermektedir. Eylül ayında New York’ta yapılması planlanan, garantör ülkelerin de katılacağı uzlaşma zirvesinin henüz yol haritası belli olmadığından, KKTC’nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı önündeki zamanı Kıbrıs çözüm süreci çalışmalarına ve sonuç alınabilecek noktalar üzerine yoğunlaştırdı.
Nisan 2004’te KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde, Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet olmasının onaylandığı referandum, Rum tarafının hayır oyu vermesiyle Annan Planı’nın başarısızlığa uğraması çözüm sürecini ortada bıraktı.
Nisan 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimini Mustafa Akıncı’nın kazanması, Kıbrıs’ın bütünleşmesi açısından yeni bir şans olarak Türkiye dışındaki diğer üçüncü ülkeler tarafından da değerlendirilmektedir.

Bağımsızlık azmi
Barış Harekâtı’nın 41. yılında Mustafa Akıncı’nın “Kuşkusuz ki biz adına ‘Barış Harekâtı’ desek de bu bir savaştı; 1950/ 60’larda Kıbrıs Türk halkının büyük acılarından sonra, Rum toplumu da Yunan cuntasının sebep olduğu 1974 trajedisinin en büyük mağdurlarından biri oldu” söylemi “Neden rahatsız olunuyor kardeş ilişkisinden? Bu yavrunun büyümesini istemiyor mu Türkiye? Biz hep yavru mu kalalım? Ayakta durmasını beceremeyelim mi? Artık yetişkin bir insan olmayalım mı” mesajı ile beraber değerlendirildiğinde, Kıbrıs halklarının bütünleşme/ bağımsızlaşma azmini (Türkiye-Yunanistan-İngiltere) garantör ülkelere de duyurmuş oldu! 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Anavatan-yavru vatan, el ele, omuz omuza çalışmalarımızı sürdüreceğiz” açıklaması ve AB’nin garantörlüğü dışlayarak çözümde yer almasını kırmızı çizgi ihlali olarak görmesi, Kıbrıs’ın Türk ve Rum halklarını ve geleceğini anlamadığını göstermektedir.

Çözüm isteyen taraf
Oysa Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias, adada çözüm için yabancı orduların yollanması ve garantörlük koşullarının kaldırılması gerektiğini söyleyerek çözümü gerçekten isteyen taraf olduğunu gösterdi.
AKP iktidarının Kıbrıs politikaları adaya ne kazandırdı? Okuldan çok camilerin açılması ve imamlarının Türkiye’den gönderilmesi, Anavatan’dan göç edenlerin çoğunluğu ele geçirme siyaseti, KTHY’nin içinin boşaltılması ve Türkiye’den gönderilen büyük sermaye gruplarının palazlandırılması, turizmde tesettürlülere özel yapılan otellerin çoğalması, muhafazakârlaştırma baskıları, Türkiye kaynaklı hammaddenin neredeyse adada zorunlu tutulması ve Mersin Liman ticaretinin sonlandırılması, polis teşkilatının, Merkez Bankası’nın bile Türkiye’den yapılan atamalarla oluşturulması pek ‘Anaç’ tavır olarak Kıbrıs Türkleri tarafından algılanmadı! Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Türkiye’ye gönderdiği mesajların da gidişe son verildiğinin ültimatomu oldu.

Denklem
Akıncı’nın “Müzakere masasında oturanlar düşman değil, gelecek üreteceğimiz ortağımızdır” yaklaşımı adayı nereye götürecektir?
Başta Maraş sorununun çözümü ile birlikte ada, Türkiye de dahil birçok ülkenin içinde bulunduğu çoklu bilinmeyenli denklemi de çözecektir.
Kıbrıs’ın uydu ve telekomünikasyon ağının merkezinde bulunması, yeni bir transit ticaret merkezinin oluşması; Ortadoğu’ya alternatif pazarların açılması kaçınılmazdır.
Adanın çevresindeki doğal kaynakların enerji sorununu çözme potansiyeline sahip olduğunu, hidrokarbon yataklarının çokluğu ve kullanım alanı belirleyecektir.
Doğal enerji kaynaklarının tüm Kıbrıs’a ait olduğunun kabulü işbirliğini arttıracak ve AB’nin yeni bağımsız ülkesi olma yolunu da açacaktır.
Kıbrıs, özgürleşme yoluna girdi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi kurulan temaslar sadece bir ‘Peşrev’ olmanın ötesindedir.  

BAYRAM SARI Yazar



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları