Tarımda Hasat Zamanı - Mehmet Şakir ÖRS
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Tarımda Hasat Zamanı - Mehmet Şakir ÖRS

11.09.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

İçinde bulunduğumuz günler, tarımda hasat zamanıdır... Karadenizli fındık üreticileri, Karadeniz kıyısında horona durur... Trakya’nın kırsal kesimini adeta bir tablo gibi süsleyen ayçiçeği tarlalarında, yeni bir hasat dönemine ulaşmanın sevinci vardır... Ortalığı Balkan ezgileri, havaları kaplar... İncirin, üzümün, pamuğun diyarı Ege’de ise üreticiler harmandalıya kalkıp diz vururlar...

Çukurova’nın ve Güneydoğu Anadolu’nun göz alabildiğine uzanan geniş arazilerinde beyaz zambaklar gibi açan pamuk kozaları, üretimi, emeği ve hayatı selamlarlar!.. Kısacası, üretmenin ve yaratmanın güzelliği kaplar dört bir yanı…

Aslında her hasat döneminde, üretim yörelerinde, yukarıda betimlemeye çalıştığımız tablo yaşanmalıdır. Bilincimizden, yüreğimizden bunlar geçmektedir. Ama acaba gerçekte hasat dönemi böyle mi yaşanmaktadır? Bu soruya olumlu yanıt vermek maalesef mümkün değildir.

HASAT DÖNEMİNİN DERDİ ÇOK

Üretici için düğün, bayram günleri olması gereken hasat dönemi, son yıllarda maalesef dert ve sorun dönemi haline geliyor. Oysa bir yıl boyunca çalışan, alın teri akıtan üretici, tam da bu dönemde emeğinin karşılığını alacaktır. Ama bağdaki, bahçedeki, tarladaki hesap, bir türlü çarşıya pazara uymamaktadır.

18 yıldır işbaşında bulunan siyasal anlayışın, ekonomi alanındaki tahribatlarından en büyüğü tarımsal alanda yaşanmaktadır. Bir zamanlar kendi kendine yetebilen sayılı ülke arasında yer alan Türkiye, artık neredeyse birçok tarımsal ürünü ithal eder hale gelmiştir.

Bu yanlış politikalardan en büyük darbeyi de, tarımdan geçimini sağlayan yüz binlerce üretici ailesi almaktadır. İşte bu nedenle, kırsal kesimde, önemli bir nüfus, hızla tarımdan, tarımsal üretimden uzaklaşmaktadır.

Hayvancılıkta olduğu gibi tarımsal üretimde de ortalığı ithal ürünler kaplamakta, sonuçta olan üreticimize olmaktadır. Tıpkı, bu yıl, patates ve ayçiçeği üreticilerinin başına gelenler gibi!.. Hele dünyanın en değerli fındığının yetiştiği Karadeniz yöresinde, fındık fiyatının ve piyasasının uluslararası yabancı kumpanyaların ve onların yerli işbirlikçilerinin elinde olması gerçeği unutulmamalıdır.

PANDEMİ KOŞULLARINDA HASAT

Bu yılki hasat döneminde, yaşanan onca soruna bir de koronavirüs salgınının kırsal kesime yansımaları eklendi. Pandemiye rağmen, yüz binlerce üretici ailesi ve tarım işçisi, adeta pandemiye meydan okurcasına, bağda, bahçede, tarlada hasat yapıyor.

Güneşin altında, 40 dereceyi aşan yaz sıcağında, maskeden, hijyenden ve sosyal mesafeden söz edilemeyecek koşullarda; insanlar ürünlerini topluyorlar. Yol kenarlarında çocuklarıyla birlikte konaklayan mevsimlik tarım işçilerinin hali pürmelali, gerçekten insanın yüreğini acıtıyor.

İçinde bulundukları ekonomik zorlukta ve yaşadıkları hayat koşullarında, insanlar koronavirüs tehlikesine karşı canlarını ve sağlıklarını ister istemez Allah’a emanet ediyorlar!..

REKOLTE TARTIŞMALARI

Hasat dönemlerinin artık geleneksel hale gelmiş önemli bir gündem maddesi de rekolte tartışmalarıdır. Rekolte, üretim yılında elde edilecek tahmini üretim miktarıdır. Ürün alım fiyatının belirlenmesinde başat etkendir. Bu nedenle de hemen her ürün için önemlidir.

Bir başka tartışma konusu da sözleşmeli tarım uygulamasıdır. Bu sözleşmeler nedense hep alıcıların, aracıların hukukunu korur. Hakkını hukukunu arayamaz durumda olan üreticinin ise hep eli böğründe kalır. Tıpkı bu yıl domateste olduğu gibi... Çok geniş bir coğrafyada üretimi yapılan domateste, alıcı firmalar ve aracılar tarafından rekolte yüksekliği gerekçe gösterilerek fiyatlar aşağıya çekiliyor. Tarlada fiyatı 30 kuruşa kadar düşen domatesi üretenler ise yaşananlara kahrediyorlar.

Başta sanayici, ihracatçı ve tüccar olmak üzere, işin ticaretiyle uğraşanlar rekolteyi mümkün olduğunca yüksek göstermeye çalışırlar. Bu durumda alım fiyatı düşük tutulacaktır. Bu yıl siyaseti de etkileyen fındıkta yaşanan tartışmalar benzeri atışmalar, çekişmeler, hemen her üründe yaşanır. 

ÜZÜMÜNÜ YE, BAĞINI SOR!

Ege’nin en verimli ovalarından Gediz yöresi başta olmak üzere geniş bir alanda yetiştirilen çekirdeksiz üzümde de birçok sorun yaşanıyor. Üzümde, en az taban fiyat meselesi kadar önem taşıyan bir güncel konu da, ürünün taze -üreticinin deyişiyle yaş”- olarak değerlendirilmesinde karşılaşılan mağduriyetler…

Bu piyasanın kuralsızlığı, başıboşluğu, disipline edilmemiş oluşu, üreticiyi mağdur ediyor. Her yıl çok sayıda üretici, bin bir emekle ürettiği ürününü dolandırıcılara kaptırıyor. Üzüm üreticisi, yetkililerden bu işe ilgi ve çözüm bekliyor. “Üzümünü ye, bağını sorma” özdeyişinin artık tersine dönmesini; bağın da bağcının da hakkının, hukukunun korunmasını istiyor.

Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes havzalarında, özellikle de bağlarıyla ünlü Alaşehir, Salihli ve Sarıgöl ovalarında yaşanan bir diğer sıkıntı da açılan jeotermal kuyularının çevreye, üretim alanlarına zarar vermesi. Egeli üretici, bu önemli konunun ilgililerce değerlendirilmesini ve önlem alınmasını talep ediyor.

ÜRETİCİLER HAZIR

Üç yıl önceki hasat döneminde, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılımıyla, ülkemizde üzümcülüğün merkezi olarak bilinen Alaşehir’de “Üzüm Çalıştayı ve Mitingi” gerçekleştirmişti.

Çalıştayda söz alan üretici temsilcileri, sorunlarını Kılıçdaroğlu’na anlatmışlar ve muhalefetin kendilerine sahip çıkmasını istemişlerdi. Ana muhalefet lideri de her koşulda üreticiye sahip çıkacaklarının sözünü vermişti. Üzüm yöresinde bu çalıştay ve sözler unutulmuyor, her fırsatta konuşuluyor.

Üreticiler, kendilerine ve sorunlarına el uzatacak siyasetçilere destek olmaya hazırlar. Tıpkı bu yörede gerçekleştirilen çalışmalar sonucu, CHP’nin 71 yıl sonra Alaşehir Belediyesi’ni kazanması örneğinde olduğu gibi…

KUTU - YENİDEN KOOPERATİFÇİLİK

Karadeniz’den Trakya’ya, oradan da Ege’ye ve başka üretim alanlarına uzanan tarımsal kesimde yaşanan sorunların temelinde, plansızlık, programsızlık ve üretime olan duyarsızlık yatıyor. Bir diğer temel sorun da tarım üreticilerinin örgütsüz oluşu...

Ülkemizde tarımsal kooperatifçiliğin geçmişinin çok eski yıllara uzanmasına karşın, son dönemde bu alanda yaşanan olumsuzluklar, tarımda izlenen politikaların yanlışlığını çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.

TARIM ÜRETİCİLERİ ÖRGÜTSÜZ

Örneğin üzümde Tariş, fındıkta Fiskobirlik gibi güçlü geleneklere ve uzmanlık birikimine sahip kooperatifçilik kuruluşları varken, alımlar için hiçbir uzmanlığı, altyapısı olmayan ve o yörelerde deposu bile bulunmayan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) görevlendirilmesi anlaşılamaz bir durumdur. Sonuçta, bu alımlar göstermelik kalmakta ve üreticinin sorununa çare olmamaktadır. Temel çözüm, kooperatifçilik kuruluşlarına sahip çıkmaktan ve kooperatifçiliği yeniden ayağa kaldırmaktan geçiyor.

ALIN TERİNE SAHİP ÇIKILMALI

Var olan sorunların çözümü için, tarıma bakışı, tarımsal anlayışı tümden değiştirmek gerekiyor. Tarımsal politikalar ve yapılar yeni baştan oluşturulmalıdır. Üretim ve üretici odaklı bir anlayış, tarıma egemen olmalıdır.

Üretim yörelerinde çağdaş anlayışta ürün araştırma geliştirme (Ar-Ge) birimleri kurulmalıdır. Üreticinin, katma değeri yüksek yeni ürün çeşitlerine yönelmesi sağlanmalıdır. Üretim özendirilmeli, desteklenmeli ve üreticinin işi kolaylaştırılmalıdır.

Sözün ö; galoşla toprağa basanlar, günümüzde tarıma, toprağa, ürüne ve üreticiye sahip çıkamamaktadır, çıkmaları da mümkün değildir. Onların izlediği yanlış tarımsal politikalar, üretimi ve üreticiyi vurmaktadır. Böylesi koşullarda, emekten, üretimden ve demokrasiden yana güçlerin temel görevi, tarıma, toprağa, üreticiye ve üreticinin alın terine sahip çıkmaktır.

MEHMET ŞAKİR ÖRS

Yazarın Son Yazıları

Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025