Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İki Lider
Miting alanlarında halkın içinden bir lider doğuyor. Sessiz ve sakin. Kendine güvenli. Herkesle ilişki kurabilen bir insan. Özgürlükçü. Sahici bir insan. Ve belki de sahici bir politik lidere sahip olacak Türkiye. Habertürk’ten Duygu Canbaş soruyor; “Kılıçdaroğlu, ‘iktidara geldiğimde söylediklerimi yapmazsam politikayı da iktidarı da bırakırım’ diyor, bırakır mı, yoksa bütün diğer politikacılar gibi söyledikleri miting alanında mı kalır..”
\nSahici insanlar, verdikleri sözün altında ezilirler. Özellikle dört konunun altını çiziyor, aile sigortası, memurlar için intibak yasası ile milli gelirden pay, askerlik süresinin düşürülmesi, çiftçilere mazotun 1.5 liraya düşürülmesi.. Bunlar yapılmayacak şeyler değil ayrıca. Tercih meselesidir sadece! Neye öncelik vereceğiniz, neyi önemsediğinizle ilgilidir.. Bu da iktidarda oturanların elindedir.. İktidara gelir de bunları yap(a)mazsa, milletin yüzüne bakamayacak bir insan izlenimi edindim Kılıçdaroğlu’ndan... Açık ve net.
\nKılıçdaroğlu’nu yakından izlemeye çalıştım. Davranışlarını, konuşmalarını, yakın çevresiyle ilişkilerini... İçindeki insanı görmeye çalıştım. Orada, büyük Kılıçdaroğlu’nun yanında şakacı bir çocuk da oturuyordu...
\nOnu televizyonda Ankara Belediye Başkanı ve bugün Erdoğan’ın saf dışı bıraktığı Dengi Mir Mehmet Fırat ile çıktığı TV programlarında izlemiş ve her ikisini de büküp bir kenara koyduğunu görmüştük. Açık, sade ve konusuna odaklı bir insandı. Boşa konuşmuyordu. Erdoğan, karşısına çıkmaktan bu nedenle kaçınıyor. İkisinin karşılıklı TV düellosundan Kılıçdaroğlu, oylarını beş puan arttırarak çıkar.
\nErdoğan despot sinyalleri veriyor durmadan. Müstebit veya muktedir... Her şeye hâkim, korkutan, boyun ve başeğdiren... Herkesin yüzüne karşı değil de arkasından konuştuğu bir insan. Yüzüne karşı ancak iyi şeyler söyleyebilirsiniz...
\nKarşısına çıkacak gazeteciler eğilip bükülmek zorunda, istedikleri soruları yöneltememenin karın ve baş ağrıları içinde kıvranmak zorunda... Durmadan efendim, sayın vb. ile hitap etmek zorunda... Hoşuna gitmeyecek soruları sürekli atlamak zorunda.. Bence böyle bir soru sorucu olmaktansa, bu konuma düşmek istemeyen gazeteci, Muktedir’in karşısına çıkmamalı! Gazeteci mesleğini ve kendini korumak için..
\nKılıçdaroğlu ise özgürlükçü sinyalleri veren ve her soruyu sorabilirsiniz, benimle tartışabilirsiniz, diyen bir insan. Gazeteciler bundan cesaret alarak, iktidar adına Kılıçdaroğlu’nu hırpalamaya yönelik sorular da soruyor. Gerçi yanıtlarını net aldıklarını görüyoruz ama mesleğe ayıp ediyorlar! Zaten gazetecilik mesleğinin, iktidara tam peşkeş çekildiği zamanlarda yaşıyoruz.
\nAyrıca bazıları “evet biz eskiden darbeciydik..” demez mi... Biz dediği kim? Ben darbeciydim, askere hep boyun eğdim, demesi gerekir... Bu tipler, bugün gazeteciliklerini sürdürebilmek için kendilerine iktidara giden yollar açmak peşinde!
\nKılıçdaroğlu’nun en önemsediğim konularından birisi, medyayı özgürleştirmek için adımlar atacağını söylemesi!
\nMedya patronlarının devletten ihale almalarını engelleyeceğini söylüyor... Bu çok önemli!
\nİkincisi ise medya çalışanlarının sendikalaşmasını teşvik edeceğini belirtiyor.
\nMedya örgütsüzdür... Bu anlamda da özgürlükten epey yoksundur!
\nBu vaade bütün medya çalışanları sahip çıkmalıyız.
\nMedyayı özgürleştirecek, bağımsızlaştıracak, özellikle devletten siyasilerce türlü çeşitli beslenmelerini engeleyecek her adım, Türkiye’de demokrasinin yerleşmesine çok önemli katkı olur! Özgür bir kamuoyunun oluşmasında ve gerçeklerin tartışılmasında!
\nKılıçdaroğlu’nun demokrasi toplantısına katılan Fatih Altaylı “medya patronlarının devletle ilişkilerini keseceği” sözüne çok zor hatta imkânsız demişti.. O zaman demokrasi de imkânsız bir hayal demek olur...
\nAltaylı’nın The Economist konusunda Başbakan’ın söyledikleri üzerine atik davranıp; doğru şeyler yazdı, gerçekten de bu dergi 8 yıldır Erdoğan hükümetine sadece övgü yazdı... Erdoğan bunların hepsini cebine koydu, sevdi, okşadı... Ancak, aynı dergi, Türkiye’de otoriter bir yönetime gidişi önlemek için CHP’ye oy vermek gerekir, şeklinde yazınca, Erdoğan yeri göğü inletti!
\nMuktedirliğin tipik dışa vurumlarından biri!
\n***
\nTürkiye’de hayatın restore edilmesi gerekir.. CHP’nin ortaya koyduğu program ve bakışlar, böyle bir restorasyon için son derece gerekli..
\nDemokrasinin restorasyonu değil, yerleştirilmesi gerekir, Cumhuriyetin restorasyonu gerekir.. Halk arasında eşitliğin gelir uçurumunun düzeltilmesi gerekir..
\nTürkiye’nin buna ihtiyacı var..
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
En Çok Okunan Haberler
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Bozdağ, AKP’li Osman Gökçek’i yalanladı!
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
İmamoğlu'nun ifadesi Cumhuriyet'te!
-
Bakan Ersoy’un eşinden ‘destek’ geldi!
-
‘Affedebileceğim bir şey değil’
-
'Ordunun yeni Türkçe sözcüsü eski bir gangster'
-
Sigara fiyatlarına dev zam: Tarih verildi!
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı