Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İhracat Kulvarında Neden Çuvallıyoruz?
İhracat bir süredir düşüş eğiliminde. Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 oranında geriledi, ocak ayında da ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.8 oranında gerilemişti. 2015 yılı ihracat hedefi 173 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Ama bu yılın ilk iki ayının ihracat rakamlarını görünce bu hedefin tutmayacağını şimdiden söylemek mümkün.
Gerilemenin nedenleri arasında döviz kuru paritelerinin dolar lehine gelişmesi, kötü hava koşulları ve Merkez Bankası’nın faizleri bir puan indirmemesi gibi olgular sıralanıyor... Ancak Türkiye’nin uzun bir süredir uyguladığı büyüme modelinin yanlışları nedense dile getirilmiyor. Kalkınma Bankası Uzmanı Bayram Ali Eşiyok, Türkiye’nin ihracatında son aylarda giderek belirginleşen aşınmanın esas nedenini mevcut büyüme modelinin yüksek teknolojilere dayalı değil, düşük ve orta teknolojilere dayalı dinamiğinde aramak gerektiğini vurguluyor. Eşiyok, “Ucuz emek rezervlerinin kullanımına dayalı bu büyüme modeli teknolojik gelişmeyi özendirmiyor.
Oysa ihracatın kalıcı bir platoya yerleşmesinin olmazsa olmaz koşulu yüksek teknolojilere dayalı verimlilik artışlarına bağlı. Düşük reel ücretler ve reel kura dayalı bir rekabet gücünün (ihracat artışının) önünde önemli açmazlar bulunuyor.
Başka bir ifadeyle, verimlilik artışları ile desteklenmeyen ihracat artışlarının sürdürülebilir olmasının önünde önemli engeller bulunuyor” diyor. Benzer saptamaları TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça’nın da “orta gelir tuzağı”na dikkat çekerek yaptığını anımsatalım.
Büyüme modeli değişmeli
Eşiyok, Türkiye’nin spekülatif yönlü büyüme modelinde ısrar etmesi halinde önemli yapısal sorunlarla karşılaşacağı uyarısını da yapıyor, “düşük ve orta teknolojilere dayalı bir ihracat yapısı ile ihracatın sürdürülebilir olması mümkün gözükmüyor. Son aylarda ihracatta meydana gelen tıkanmaları da bu perspektifte incelemenin sayısız faydaları bulunuyor” diyerek.
İleri teknoloji üretimi ise bambaşka bir kulvar. Yüksek teknoloji içerikli ürün ihracatının toplam imalat sanayi ihracatı içerisindeki payı incelendiğinde Türkiye’nin henüz yüzde 2 eşiğini aşamadığı görülüyor. Eşiyok, “Oysa söz konusu oran Türkiye ile aynı kategoride yer alan (gelişmekte olan büyük ekonomiler) ülkelerden Çin’de yüzde 26.3 gibi yüksek bir oranda gerçekleşirken Kore’de yüzde 26.2, Hindistan’da ise yüzde 7.3” diyor.
Nitelikli insan kaynağına odaklanan ve bu doğrultudan eğitim politikalarını şekillendiren, örneğin öğrencilerin matematik, fen ve okuma becerilerini uluslararası kulvarda değerlendiren PISA sonuçlarını utanç kaynağı olmaktan çıkaran; kamunun teknoloji alımlarında yerli şartını uygulanabilir hale getiren bir planlama ve zihniyet değişikliğini beraberinde zorunlu kılıyor.
Sonuçta; ucuz emek rezervlerinin kullanımına ve düşükorta teknolojilere dayalı bir ihracat yapısı ile ihracatın sürdürülebilir olması mümkün gözükmüyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
Yılmaz Erdoğan'dan Bahçeli'ye 'teşekkür' telefonu
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı
-
Alaattin Köseler görevden uzaklaştırıldı!
-
Kayıp Mimar Ece Gürel'in eşyaları bulundu