Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Evren, annelerin gözündeki acıydı
Cemil Kırbayır’ın kız kardeşi Fatma Kırbayır’dan çığlık gibi sözler yükseldi. Kırbayır bir günlüğüne başındaki kara yazma yerine beyaz yazma örtüyor ve ekliyor: “Bu kara yazma onların da başına geçecek.” |
İstiklal Caddesi’ndeki Galatasaray Lisesi’nin önündeyiz. 78’liler Girişimi’nin basın açıklaması okunuyor. “Kenan Evren şike bir yargılamayla hesap vermeden öldü. Parlamentoyu kapatan Evren’e devlet töreni yapanlar Evren kadar onurludur!” sözünü elimizdeki deftere not düşerken, sırtımıza bir parmak dokunuyor. Turist olduklarını anladığımız çift İngilizce soruyor: “Affedersiniz, kalabalık ne için burada?” Turist çiftin sorusuna, yarım saat sonra, yine Galatasaray Meydanı’nda buluşan “Cumartesi Anneleri”nden cevap geliyor.
“12 Eylül darbesinde evlatları, eşleri, kardeşleri gözaltında kaybedilen Cumartesi Anneleri, cumartesi insanları ve hak savunucuları olarak Kenan Evren için Ankara’da düzenlenen törenle eşzamanlı olarak bizler Galatasaray’dayız. Musalla taşındaki Kenan Evren için ‘nasıl bilirdiniz’ sorusuna, 12 Eylül’de işkence gören, idam edilen insanların ailesi olarak cevap vereceğiz” diyorlar.
“Kenan Evren öldü, 12 Eylül yaşıyor” yazılı pankartı ellerinde tutan cumartesi insanları, kayıplarının isimleri ile birlikte anons edilerek mikrofona davet ediliyor. İşkencede öldürülen Nurettin Yedigül’ün kardeşi Muzaffer Yedigül, “Abim insanlığından vazgeçmedi” derken, İstiklal Caddesi’nin o meşhur tramvaylı kalabalık sesini, ezan sesi bastırıyor. Yedigül’ün “35 yıldır çektiğimiz acıların baş sorumlusunun adını anmak istemiyorum. Bu dünyada ona hesap soramadık. Öbür dünyada annelerimizin, kardeşlerimizin eli yakasında olacak” sözleri, yükselen ezan sesi ile birlikte kayda geçiyor.
Hakkım helal değil
12 Eylül 1980’de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, “Kenan Evren babasına doğum müjdesi vereni de cenazesini kıldıran imamı da yalancı çıkarmıştır. Musalla taşında sorulan bizler olsaydık, o bir insanlık suçlusudur diye haykıracaktık” diyor. Konuşma sırası Cemil Kırbayır’ın kardeşi, Berfo Ana’nın kızı Fatma Kırbayır’a geldiğinde, gazetecilerin fotoğraf makinelerinden peş peşe flaş sesi geliyor. Sebebi Fatma Kırbayır’dan yükselen çığlık gibi şu sözler: “Hakkımı helal etmiyorum Kenan Evren. Kenan Evren’in kızı diyor ki, bize babamın çok güzel haberleri geliyor. Hangi haberi geliyor? Dünyayı kan gölüne çeviren katil Kenan Evren’e hakkımı helal etmiyorum. Hangi hoca onu kaldırsa, ‘hakkınızı helal ediyor musunuz’ diye soracaktır. Allah katında Kenan Evren sürünerek öldü ve bizim ekmeğimiz boğazında kalarak öldü. Ölümü Allah’ın annelere bir hediyesi oldu. O Allah’ın sopası yoktur. Burada adaleti yarıda bıraktı ama öbür dünyada görecek. Rüyamda da görmüştüm. Geçen cumartesi gelip ona soracaktım. Ölünün arkasından sorulur. O ölü bile değildir. Katil, hakkımı helal etmiyorum. Bütün devrimciler, yiğitler, Cemil Kırbayır için, bana bu kara yazmayı bağlayan için, ben şimdi Allah’ın huzurunda kara yazmamı ona göndereceğim. Orada yargılansın. Berfo Ana onu orada bekliyor. Analar onu bekliyor. Hiç utanmadın mı? Helal etmiyorum, toprağı kan olsun, ateş olsun. Orada huzurlu yatmayasın.” Fatma Kırbayır, titreyerek tamamladığı bu sözlerin ardından başındaki siyah yazmanın yerine beyaz yazma örtüyor. Bir günlüğüne beyaz yazma taktığını söylüyor. Ve ekliyor: “Bu kara yazma onların da başına geçecek.”
Mikail Kırbayır: Musalla taşında sorulan bizler olsaydık, insanlık suçlusudur diye haykıracaktık.
Affetmeyeceğiz
Ankara’da 1984 senesinde gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Nurettin Öztürk’ün yeğeni Hülya Öztürk ise mikrofana davet edildiğinde, elindeki resmi göstererek, “Bu resim zaten her şeyi söylüyor. Ben herkesi sessizliğe davet etmek istiyorum. Ve hakkımızı helal etmeyeceğiz” diyor.
Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu adına ortak basın açıklaması okunuyor: “Merhumu bir insanlık suçlusu olarak bilirdik. Onu evlatları katledilen annelerin gözündeki acı, dillerindeki beddua olarak bilirdik. Kenan Evren’in ölmesi 12 Eylül’ün öldüğü anlamına gelmiyor. 12 Eylül yurttaşı düşman gören zihniyet ve kurumlarıyla devam ediyor. Devleti yönetenler 12 Eylül’ü sahiplendikçe, 12 Eylül yaşayacak. Kenan Evren rahat uyuma. Yarattığın zihniyetle mücadelemiz devam edecek.”
Basın açıklamasının ardından, mikrofondaki sözcü bir kez daha soruyor: “Cumartesi meydanının insanları Kenan Evren’i nasıl bilirdik?” Cemil Kırbayır, Maksut Tepeli, Hayrettin Eren, Süleyman Cihan, Veysel Güney’in resimleri ellerinde, kalabalıktan en çok o cümle yükseliyor:
“Affetmeyeceğiz!”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti