Yeni bir yıla doğru
Ataol Behramoğlu
Son Köşe Yazıları

Yeni bir yıla doğru

17.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İnsanlık iki hafta sonra yeni bir yıla giriyor.

Zamanı adlandırmamız, sayılarla nitelememiz ne kadar görece olsa da yeni bir yıl yeniliklerin, iyiliklerin beklendiği bir yıldır ne de olsa...

Ya da hiç değilse ümit etttiğimiz...

Şairin dediği gibi, ümit fakirin ekmeği olsa da...

Söz, bugün artık neredeyse tümüyle unutulmuş, şair, yazar, bir dönem mizah yazarı, gazeteci, siyasetçi Orhan Seyfi Orhon’unmuş (1890-1972). Bu vesile ile onu da anmış olalım.

Bizim adlandırmamızla 2025 sona eriyor, 2026’ya giriyoruz.

2025 denince Gazze’deki vahşet, Ukrayna’da sona ermeyen savaş ve Ortadoğu’da Suriye odaklı emperyalizm oyunları anımsanacak.

Ve tabii, bizim bakımımızdan, Ortadoğu’daki emperyalist oyunların tam odağındaki kendi ülkemiz...

Çatırdamakta olan Cumhuriyet değerleri...

Hafifçe de olsa uyanmaya başlar gibi olan halkımız vb.

***

2025’le ve kendimizle sürdürelim...

Ben ülkemiz için hiçbir zaman bu kadar kaygı duymamıştım.

En kötü zamanlarımızda bile, başta sınırlarımız olmak üzere bir ülkeyi o ülke yapan değerler tartışma konusu olmamıştı.

Cumhuriyetimizin sadece değerleri değil, kendisi böylesine küçümsenip saldırıya uğramamıştı.

Ve hukuk... 80 darbesi ve Ergenekon dönemleri dışında hiçbir zaman bu ölçüde siyasal iktidarın infaz kurumuna dönüşmemişti.

Bir yılı geride bırakırken ülkemiz bakımından özellikle bu sorunları ve nedenlerinin neler olabileceğini düşünüyorum.

***

Sanırım başlıca neden, bugün siyasal iktidarı elinde tutan başlıca kişi ve çevrelerin, en hafif deyimiyle, Cumhuriyeti ve değerlerini yeterince içselleştirememiş olmalarıdır.

Türkiye Cumhuriyeti hangi koşullarda, hangi olumsuz etkenlere karşı, hangi güçlükler aşılarak kuruldu?

Sadece iktidar çevreleri değil, büyük çoğunluğuyla halkımız ve korkarım aydınlarımızın pek çoğu, ezbere bilgiler dışında bunun tam olarak bilincinde değil.

İktidar çevreleri ülke yönetmenin şirket yönetmekten farksız olduğunu açıkça dile getirerek bu konudaki tavır ve kimliklerini ortaya koydular.

Bu nedenle onların bugün yaşanmakta olanlardan kaygı duymaları söz konusu olmadığı gibi zaten olumsuzlukların çoğunun nedeni ve tarafıdırlar.

Beni asıl kaygılandıran, ekonomik sorunlar dışında bir kaygısı yokmuş gibi görünen halkımızın ve ne yazık ki yine büyük çoğunluğuyla gençliğimizin ve aydın demeye dilim varmayan okumuş yazmışlarımızın kuzuların sessizliğini andıran vurdumduymaz sessizliğidir.

Bir yerde topluca duran, sakince oturan insanlar gördüğümde “Ülkemiz elden gidiyor haberiz var mı? Yakında Türkiye diye bir şey kalmayabilir, ekonomik sorunlarımızdan da çok daha vahim bir gerçektir bu!” diye haykırasım geliyor.

Kuşkusuz “Kaçık bu” diyecek, gülüp geçeceklerdir.

***

Ortalık yerde bağırmıyorum fakat zihnim çığlık çığlığa bu düşüncelerle dolup taşıyor.

Türkiye Cumhuriyeti modern anlamda ulus devlet oluşturan cumhuriyetlerin en gencidir.

Avrupa cumhuriyetlerinin uluslaşma süreçlerinin 300, 500 yıllık geçmişleri var.

Balkanlar’daki bağımsızlık savaşlarının tarihi bile 200 yıla yaklaşıyor.

Kaldı ki hiçbir çağdaş cumhuriyetin yakın geçmişinde, Osmanlı’nın yıkıntılarından kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde olduğu gibi, birbiri içinde, dil, alfabe, ulusal kimlik ve modernleşme sorunları yaşanmadı.

Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasının ürünü yepyeni bir modern ulus devlettir. Yepyenidir. Bu nedenle de yara almaya daha açıktır ve dışarıdan emperyalizmin, içeriden cumhuriyet ve çağdaşlaşma karşıtlarının haince saldırılarına karşı daha bilinçli, daha kararlılık ve kuvvetle korunup savunulması gerekir.

Sözünü ettiğim öteki modern ulus devletlerin böyle bir sorunu yoktur. Türkiye ise elbette üstesinden gelinmesi gereken ekonomik sorunların çok üstünde ve ötesinde, genç bir ulus devlet olarak böyle bir var olma yok olma ikileminin tam kavşağındadır.

Bu gerçeği öncelikle aydınlarımızın kavraması ve halkımızın özellikle bu yönde bilinçlendirilip örgütlenmeye çalışılması gerekir.

***

Yeni bir yıla bu kaygılarla ve yüreğim cezaevlerindeki arkadaşlar için çarparak yaklaşırken bütün kötülüklere karşın insana daha yaraşır bir dünyaya ve Türkiye’ye umudumu korumak istiyorum.

Okurlarımın yeni yılını şimdiden kutlarken iki hafta dinlenme izni istiyorum.

Yazarın Son Yazıları

Yeni bir yıla doğru

İnsanlık iki hafta sonra yeni bir yıla giriyor.

Devamını Oku
17.12.2025
Barbarlar

İzlenebilecek bir film arayışında TV kanallarında gezinirken Güney Afrikalı-Avusturyalı romancı John Maxwell Coetzee’nin aynı adlı romanından sinemaya aktarılmış “Barbarları Beklerken”e rastladım.

Devamını Oku
10.12.2025
Ümmet

Haftada bir kez yazmanın “trajedi”si, sizin yazmayı tasarladığınız güncel bir konunun sizden önce başka yazarlarca yazılması oluyor.

Devamını Oku
03.12.2025
İmralı

Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.

Devamını Oku
26.11.2025
İddianame

Türkiye’de bugün hukukla ilgili kurumların en az güven duyulan kamusal kurumlar arasında en ön sırada yer aldığını, bu kurumların giderek siyasal erkin hukuk bürolarına dönüşmekte olduğunu iddia ediyorum.

Devamını Oku
19.11.2025
İki şiir

Gazetemiz Cumhuriyet ve Kadıköy Belediyesi’nce 7-9 Kasım günlerinde Kadıköy’de düzenlenen şiir günlerinde...

Devamını Oku
12.11.2025
Seraf Özer’in konuşması

Esenyurt’un tutuklu belediye başkanı Prof. Dr. ve yazar sayın Ahmet Özer’in kızı ve avukatı sayın Seraf Özer’in 31.10.2025 tarihindeki Aile Dayanışma Ağı’ndaki konuşmasında söylediklerini bir ölçüde özetleyerek de olsa okurlarımla paylaşmak istedim...

Devamını Oku
05.11.2025
Zulümle imtihan

Yazımın adı ne olmalı diye pazar gecesinden beri, şu sözcükleri yazmakta olduğum pazartesi öğleye kadar düşündüm.

Devamını Oku
29.10.2025
Hayâsız

İkinci a harfi üzerinde düzeltme (ya da inceltme, şapka vb.) işareti ile hayâ, utanma, utanç duygusu anlamına gelen bir sözcük.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyal demokrat bir lider nasıl olmalıdır?

Genç arkadaşım, değerli dostum ve düşündaşım profesör Okan Toygar’ın benimle yaptığı söyleşiler toplamı bir iki hafta önce bir nehir söyleşi olarak “Hayatımız Güzeldir” başlığı ve “Ataol Behramoğlu’nun Siyasal Kimliği” alt başlığı ile yayımlandı.

Devamını Oku
15.10.2025
Grup Yorum 40 yaşında

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi Şehir Planlama öğrencisi dört arkadaşın (Ayşegül Yordam, Metin Kahraman, Tuncay Akdoğan, Kemal Sahir Gürel) birlikte 1985 yılında kurdukları Grup Yorum, içinde bulunduğumuz 2025 yılında kırk yaşına basmış oluyor...

Devamını Oku
08.10.2025
Kara mizah

Zihnimde beliren kavramın karşılığını ve açıklamasını bulmak için internete baktığımda kara komedi de denen kara mizah kavramının en yakın açıklamasını TDK sitesinde buldum...

Devamını Oku
01.10.2025
Kara Bir Rüzgâr

Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun...

Devamını Oku
24.09.2025
Erdem ve Erdemsizlik Üzerine

Utanç insana özgü bir duygu sanılır...

Devamını Oku
17.09.2025
Türk Türkçe Türkiye

Türkler Türkiye’yi oluşturan etnik unsurlardan sadece biri mi; yoksa öncü-kurucu etnik grup olarak aynı zamanda ülkeye adını veren topluluk mudur?

Devamını Oku
10.09.2025
30 Ağustos ruhu ve karşıtlığı

30 Ağustos ruhu; akıl, öngörü ve cesaret demektir.

Devamını Oku
03.09.2025
Felsefenin tesellisi

Geçen yaz okumayı tamamlayamadığım başucu kitaplarımdan biri de Roger Scruton adlı yazarın Modern Felsefenin Kısa Tarihi adlı yapıtıydı.

Devamını Oku
27.08.2025
Bir günün sonunda can sıkıntısı

Sonu gelmezce üst üste yığılan sıkıntılara Aydın’daki inanılması güç olay eklendi.

Devamını Oku
20.08.2025
Bir ahlak dersi

Tasarladığım yazının adını “Bir dilbilgisi dersi” olarak duyurmuştum. Sonradan yukarıdaki başlığı daha uygun gördüm.

Devamını Oku
13.08.2025
Etnik aidiyet ve ulus devlet

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün 28 Temmuz tarihli Cumhuriyet’te “Devlet yöneticilerinde ırk ve din farkı aramak” başlıklı bir yazısı yayımlandı.

Devamını Oku
06.08.2025
Kuraklık

Ülkemizin (bu demektir ki insanlığın) sorunlarına duyarlı bir arkadaşımdan aldığım mesajda Birleşmiş Milletler’e bağlı bazı kuruluşlarca hazırlanan raporlarda Türkiye’nin 2030 yılında su fakiri ülkeler statüsüne gireceğinin bildirildiğini öğrendim.

Devamını Oku
30.07.2025
Vatan

Yazmayı tasarladığım yazının başlığı olarak günlerdir zihnimde “vatan” sözcüğünü dolaştırıyorum.

Devamını Oku
23.07.2025
Türkiye düşünüyor

“PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş. Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor. Peki, ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim? Vahiy mi geldi? Rüyasında mı gördü? Yoksa... Asıl soru budur... Çocuk mu kandırıyorsunuz?”

Devamını Oku
16.07.2025
Denklem çözülürken

Bu kadar kötülük tek bir kişinin ya da bir grup insanın eseri mi, yoksa daha geniş çevrelerce hazırlanan bir planın uygulanması mıdır?

Devamını Oku
09.07.2025
Kalbinde dünyayı taşımak

“O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan... Uğrunda asılırız...

Devamını Oku
02.07.2025
Yeni Türkiye?(2)

Geçen haftaki yazıma “Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz” sorusuyla başlamış...

Devamını Oku
25.06.2025
Yeni Türkiye?

Epey zamandır iktidar çevreleri bu sözü ağızlarında geveleyip duruyor: Yeni Türkiye! Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz?

Devamını Oku
18.06.2025
Nekâhet

Birinci a harfinin inceltme işaretiyle yazıldığı bu Arapça sözcük, bir hastalık sonrasında sağlık ve güç kazanıncaya kadar geçen zayıflık dönemi demekmiş.

Devamını Oku
11.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (3)

Doğu Batı Yayınları’nın üç kitapta yayımlanan “Modern Türk Şiirinin Doğuşu” dizininin ilk kitabı üzerine yazmayı sürdürüyorum.

Devamını Oku
04.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (2)

İlki 30.10.24’te bu sütunda yayımlanan yazı dizisinin ikincisiyle, Doğu Batı Yayınları ürünü “Modern Türk Şiiri” kitapları üzerine düşünmeyi sürdürüyorum.

Devamını Oku
28.05.2025
Ahtapot

Ahtapot şirin bir varlıktır.

Devamını Oku
21.05.2025
Tersinden bakmak

Az sonra üzerinde duracağım bir olguyla ilgili olarak “tersinden bakmak” kavramı üzerine düşünürken aklıma bu kavramı metafor olarak en iyi anlatabilecek “dürbünün tersinden bakmak” gibi bir söz düştü. Öyle ya, işlevi uzaktaki canlı ya da cansız bir nesneyi yakınlaştırmak olan dürbünle yapılabilecek en ters şey ona (onunla) tersinden bakmaktır.

Devamını Oku
14.05.2025
Başarısız bir saldırının analizi

Başarısız bir saldırının analizi

Devamını Oku
07.05.2025
Ahmet Özer’in mesajı

Ahmet Özer’in mesajı

Devamını Oku
30.04.2025
‘Yapay zekâ’ hakkında

‘Yapay zekâ’ hakkında

Devamını Oku
23.04.2025
Yapay zekâ

Yapay zekâ

Devamını Oku
16.04.2025
Engizisyon

Engizisyon

Devamını Oku
09.04.2025
Yunus Gibi

Yunus Gibi

Devamını Oku
02.04.2025
Halkımız darbeye geçit vermiyor

Halkımız darbeye geçit vermiyor

Devamını Oku
26.03.2025
İnsanın yüceliği üstüne

İnsanın yüceliği üstüne

Devamını Oku
19.03.2025