İzmir Valisi Mustafa Toprak ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasındaki sürtüşme, yer yer yeni çıkışlarla sürüyor.

Kocaoğlu’nun, Toprak’tan önce AKP’nin atadığı diğer valilerle böylesi bir çatışması olmamıştı.

Temel sorun, kapatılan İl Özel İdaresi mallarının dağıtımı.

Kocaoğlu, Toprak’ı “iktidarın valisi” olmakla suçluyor.

Toprak, geçen hafta malların yüzde 99 oranında belediyelere dağıtıldığını söyledi.

Tartışma yeniden alevlendi.

Bu doğru bir bilgi değil.

Ardından Kocaoğlu, açıkça valiyi “yalancılıkla” suçladı.

“Vali Bey bir ara sustu. Şimdi gazetelerde konuşmaya başladı. Ev sahibini bastırıyor. İzmirliyi bastırıyor. Olmaz... İzmirli kimin ne zihniyette, kimin kafasının arkasında hangi planlar var, hepsini biliyor. Bunları yaparak, gazetelere beyanat vererek, siz İzmir’e yaptıklarınızı, İzmir’in mallarına yaptığınız gaspı ortadan kaldıramazsınız. Bunu başkaları yiyebilir ama İzmirli yemez” dedi.

Validen İzmir’i bırakıp, merkeze alınması için dilekçe vermesini ve kentliden özür dilemesini istedi.

Toprak’ın yanıtı “Kavga etmek istemiyorum” oldu ve yaşanan çatışmalara karşın “İzmir’de 1,5 yıldır görevdeyim, hiç kavga ettiğimi gördünüz mü?” dedi.

***

Bırakın vermeyi, kapatılan belediyelerin elindeki mallar bile Hazine ya da bakanlıklara gitti İzmir’de. Diyanet İşleri, bu dağıtımlarda önemli bir pay aldı.

Oysa diğer illerde malların tümü AKP’li belediyelere verilmişti.

İzmir’e ve diğer muhalif belediyelere yapılan bu ayrımcılık, iktidarın ve onun görevlendirdiği bürokratların ayrımcı tutumunu sergiliyor.

Nitekim İzmir’in iş dünyası, meslek odaları, sivil toplum örgütleri Vali Toprak başkanlığındaki komisyonun yaptığı bu dağıtıma tepki gösteriyor.

“İzmir’in malı izmir’de kalsın” kampanyaları düzenleniyor.

Bu çatışma, gerilim belki bir yere kadar önemli, ama bir gerçek var ki, su götürmez.

Açıktır, iktidar, bir türlü elde edemediği İzmir’i her fırsatta cezalandırıyor.