Kuralsız DüzeninKuralsız Savaşları...

13 Eylül 2012 Perşembe
\n

\n

Bu başlığı daha önce ABDnin 11 Eylül travması sonrası kullanmıştım... Dünya tarihinin akışını, en çok İslam dünyası ülkelerinde değiştiren bu büyük travmanın yıldönümünde, yine radikal İslam kökenli tepkilerin ürünü Libyada ABD Büyükelçisinin vurulması iddiası, olayı, kuşkusuz kuralsız düzenin kuralsız savaşlarının yeni çarpıcı bir ürünü. Sanırım ABD eksenli güdülenen Arap Baharı hareketlerinin Arap kaosuna dönüşmesinin bir yansıması. Yine sanırım geleceğe yönelik dengeler değişiminin dönemeç taşı olabilecek önem ve anlamda...

\n

Nereden bakarsak bakalım Kaddafi diktatörlüğünün yıkılmasında, dünyanın anlamlı petrol odaklarından biri olan ülkenin geleceğinde daha etkin söz sahibi olma adına ABD ve zengin Kuzey dünyası doğrudan müdahaleci olma gereğini duymuşlar, NATO gücü olarak müahalede Türkiyeye de önemli rol vermişlerdi... Libyadaki aşiretler güç dengesinin bozulması sonrası oluşacak iktidar kaosu riski göze alınamamış, kuralsız düzenin kuralsız savaşları belirleyiciliğindeki düzenin akışına el konulması gereği duyulmuştu... Uzaktan Libya diktatörlüğünün devrilmesinin sağlanmasına karşılık Libya içi iktidar dengelerinde istenen başarıya ulaşılamadığını duyuyorduk. Yine de Libya içi aşiretler eksenli iktidar çatışmalarına, hortlayan geriye dönük radikal İslami akımlar, ABD karşıtı öfkenin eklemlenmesiyle, dünyanın en iyi korunan ABD elçilerinden birinin, ABDde çekilmiş bir film gerekçelendirilerek, ABDye daha yakın varsayılan bir bölgede, güçlü bir teknik sabotajla öldürülebileceğini öngöremezdik...

\n

Aradan bir 24 saat geçtikten sonra bile olayın kendisi hakkında bilgi veremeyecek bir büyük şokun içindeki ABD yönetiminin, 11 Eylülün yıldönümünde yeni bir büyük travma ile karşı karşıya olduğu kuşku götürmez. Arap baharlarının Arap kaoslarına dönüşmesi, diktatörlüklerin götürülebildiği, sözde seçimlerin yapılarak yeni iktidarların yönetime geldiği ülkelerin tümünde, çok daha radikal siyasal İslami yapılanmaların iktidar olmasının kaygısı ile önlemler almaya çalıştığı kuşkusuz ABD, zengin Kuzey dünyası imparatorluğunun bu dönemden en az zararla kurtulmaya yönelik projeler üretmeye çalıştığını da biliyoruz... 11 Eylülün travmasında radikal İslami terörle kaynağında, yatağında mücadele adına Afganistan, Irak işgalleri ile gündeme sokulan stratejiden çoktan vazgeçilmişti zaten...

\n

***

\n

Sözde insan hakları, demokrasi getirme adına gerçekleştirilen işgallerin, işgal edilen ülkelerin halklarını yakması sonrası ortaya çıkan bataklıkta doğrudan askeri işgallerle düşlenen getirilerin, götürüye dönüşmesi derslerinin alınmasıyla doğrudan askeri işgaller stratejisinden hızla vazgeçilmiş, geçişte esnek stratejiler olarak NATO aracılığında müdahaleler gündeme girmişti. Besbelli o yöntemlerle de istenen amaçlara varılamayınca, maliyet ve sorumlulukları en aza çevirmeye yönelik yandaş bölge iktidarları yönlendirmesinde dışardan destek stratejileri gündeme girmişti. Suriyede halen en çok Türkiyeyi zorlayan strateji değişikliklerinin değişim sürecinde, NATOyu u- nutun, BM kararları ile bile işin, doğrudan ABD, AB ülkeleri, zengin Kuzey dünyasının işin içine bulaşmama eğilimleri dikatleri çekmekte.

\n

İlk maddi gerekçelendirmelerde Suriyede Libya gibi petrol olmaması, İran-Rusya-Çinin Suriyeden yana duruşları öne çıksa da, bence işin aslında, çok umut bağlanmış Arap baharlarının Arap kaosuna dönüşmesi gerçeğinin dersleri var. Sağlam, güçlü iktidarda kalabildikleri süreçte diktatörlük ya da sandık çıkışlı olmalarına bakılmaksızın sağlam yandaş iktidarlarla ittifak yapma stratejilerinde zengin Kuzey dünyası giderek yeni güçlüklerle karşı karşıya kalıyor...

\n

Zengin Kuzey dünyasının dünya savaşları ile aralarında çok kanlı hesaplaştıkları süreçler, iki kutuplu dünya dengeleri sonrasında tek kutuplu dünya düzeninde, savaşları yoksul Güney dünyasına, kuralsız düzenin kuralsız savaşları olarak aktarma, sistemi ayakta tutan supap olarak kullanma süreçleri artık eskisi kadar kolay yürümüyor... Yoksul Güney dünyasının, hele de enerji ya- taklarının üzerinde ağırlıklı İslam dünyasının, ırklar-aşiretler, İslamın mezhepleri arasında çarpıştırılmaları, en aşağıda en yoksul, en çaresiz kalmama uğruna, en ilkel, en kanlı, en çaresiz kuralsız düzenin kuralsız savaşlarına kapılmaları, terör kavramı üzerinden bir büyük kaosa, bataklığa çe-kilmelerinin hiç de öngörülemeyen yeni yeni patlamaları, refleksleri gündeme giriyor...

\n

Yıllardır büyük şaşkınlıkla, sinema filmi gibi iz- lediğimiz ABDnin güç simgesi gökdelenleri biçen terörist eylemlerle uçakların bomba yapılması olayının şokunu, travmasını atamadan, yine ağırlıklı yoksul dünyadaki milyonlar-milyarlar üzerindeki katlanan insanlık dışı vahim sonuçlarını analiz edemeden, yeni bir boyuta sıçramış gibiyiz. Olay çok taze, resmi açıklaması bile yok. Ama Arap baharlarını Arap kaosuna dönüştüren kuralsız düzenin kuralsız savaşlarında yepyeni bir boyuta geçtiğimizden kuşkunuz olmasın... Sonuçları Türkiye için çok daha yaşamsal...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları