Edebiyat Dergileri

22 Haziran 2011 Çarşamba
\n

\n

18 Haziran Cumartesi günkü Radikalde, gazetenin kültür sayfası yöneticisi Cem Erciyesin Edebiyatta Dergiler Bitti, Artık Bloglara Bakalım başlıklı bir yazısı yayımlandı.

\n

Yazıda, Eskilere baş kaldıran, kendi sözünü duyurmak isteyen ekiplerin, grupların, akımların kendini gösterdiği ve kanıtladığı dergiler yakın zaman önce bitti; artık bunu kabul etmek lazım denildikten sonra dağıtım olanaklarının zorlukları hatırlatılıyor.

\n

Sonra da, Bir form olarak artık derginin karşılığı kalmadı. Yani bu edebiyata has bir mesele değil aslında, medya dünyasındaki bir gelişme. Hangi alanda olursa olsun yeni bir dergi çıkarma fikri, biraz beyhude bir çaba, hatta açıkçası enerji israfı gibi geliyor bana. Çünkü neredeyse kimse dergi almıyor, dergilere ilan vermiyor denilerek gelişen sanal ortam yayıncılığı gösteriliyor. Herkesin kişisel bloglarında gönlünce yayın yapabildiği bir dünyada dergilerin değil, blogların bu işlevi üstlendiği vurgulanıyor.

\n

***

\n

Kültür alanında çalışan bir insanın, edebiyat dergiciliğine böylesine uzaktan bakışına ne yalan söyleyeyim, çok şaşırdım.

\n

Edebiyat dergiciliğinin güç yitirdiği, etkinlik alanının giderek daraldığı bir gerçek. Ancak bunun nedenlerinin yukarıdaki gerekçelerden çok farklı olduğunu düşünüyorum.

\n

Başta bir dergiyi etkin kılan unsurun satış olmadığı kabul edilmeli. Edebiyat geçmişimizin en etkin dergileri olarak anılan Memed Fuatın Yeni Dergisi ile Cemal Süreyanın Papirüsü ancak bin kadar satılıyordu. Bugün ulusal dağıtım ağıyla bütün ülkede dağıtılan Sözcükler, Notos ve Kitaplık ile, dağıtımdan yeni ayrılan Varlık dergileri bu sayının çok üzerinde satılıyor.

\n

Dergileri etkin kılan unsur, satış sayıları değil, yayın ilkeleridir. Okurlar bir derginin yayın anlayışına, yazar kadrosuna, yayın yönetmeninin kişiliğine ve seçimlerine güven duydukları için o dergileri izlerler. Bugünün dergilerinde bir güçten düşme olgusu varsa, dergicilik anlayışındaki ilkesizliklerde, kolaycılıklarda, magazinleşme eğilimlerinde aranmalı.

\n

Blogları izleyelim, dergilere ne gerek var düşüncesini ise çok çocuksu buldum. Blogların herkesin kendi ürünlerini yayımladıkları alanlar olarak demokratik bir işlev gördükleri kesin ancak son on yılda bloglarda yayımladıklarıyla edebiyat dünyasında adını duyurabilmiş bir yazara rastlamadım. Yeni yazarlar yine edebiyat dergilerinde fark ediliyor. Blogların denetimsizliğine karşın, dergilerde gelen yazıları değerlendiren yayın yönetmenleri var.

\n

***

\n

Bu yazıyı yazarken masamın üzerinde Sözcükler dergisinin Mayıs-Haziran tarihli 31. sayısı duruyor. Dergide en yeni ürünleri yayımlanan yazarlara göz atıyorum. Nâzım Hikmetin ilk kez yayımlanan bir günlüğünün yanı sıra aralarında Cevat Çapan, Tahsin Yücel, Emin Özdemir, Refik Durbaş, Cemil Kavukçu, Enis Batur, Alova, Şavkar Altınel, Mehmet Başaran, Uğur Kökden, Yüksel Pazarkaya, küçük İskenderin de bulunduğu farklı kuşaklardan 41 yazarın ürünleri yer alıyor.

\n

Bu değerli yazarlar, nitelikli edebiyatın örnekleri olarak edebiyat dünyası için yol gösterici oluyorlar.

\n

Edebiyat dergilerinin satışları az bulunabilir ama gerçek edebiyat okurlarınca izlendikleri biliniyor. Buna karşın blogların kimlerce ne kadar okunduğunu kim söyleyebilir.

\n

Bence Cem Erciyes, edebiyat dergilerini daha yakından izlemeli. Hiç değilse ayda bir gün de köşesinde ya da gazetesinin kültür sayfasında ayın edebiyat dergilerini değerlendiren yazılar yayımlayarak okurlarına daha yararlı olmalı.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları