Edebiyatçı Aziz Nesin

14 Eylül 2011 Çarşamba
\n

Başlığı görünce, edebiyatçı değilse ne?diye soranları duyar gibi oluyorum. Ancak mizah yazarlarının yazgısı mıdır bilinmez, Aziz Nesinin hayatı boyunca edebiyatçı sayılıp sayılmama gibi bir sorunu oldu. Aslında bugün de bu sorunun sürdüğü söylenebilir.

\n

Çağdaş Türk edebiyatını üstüne yapılmış inceleme ve araştırmalarda, derlemelerde, seçkilerde Aziz Nesinden örneklere pek rastlanmaz. Sözgelişi Fethi Nacinin, roman sanatımızın 1900den 2000 yılına dek genel görünümünü yansıtan büyük çalışması Yüzyılın Yüz Romanında (İş Kültür Yayınları) incelediği yüz roman arasında Aziz Nesinden tek bir örnek yoktur. Semih Gümüşün 43 öykücüden örneklere yer verdiği Türk Yazınından Seçilmiş Kısa Öyküler (Adam Yayınları) derlemesinde de Aziz Nesinin bir öyküsü yer almaz. Yine aynı yazarın Hayvan Öyküleri ve Aşk Öyküleri derlemelerinde de Aziz Nesin yoktur. Çok satılan kitaplar sıralanırken bugün de yıllık satışı yüz binin üzerinde olan Aziz Nesin kitapları anılmaz.

\n

Aziz Nesin de edebiyat çevrelerinin kendisine bu yaklaşımının ayrımındaydı ve hakkında yazılmış ender eleştiri yazılarını, kitaplarının yeni basımlarına eklerdi.

\n

Bu olgunun nedenleri düşünüldüğünde ilk akla gelen yanıt, onun bir edebiyatçı değil, mizah yazarı sayılmasıdır. Mizah türünde ürünler vermek edebiyatçı sayılmaya neden engel olsun? Mizah da bir edebiyat türü değil mi? O zaman Aziz Nesin neden bilinçli ya da bilinçsiz edebiyat dünyamızın dışında sayıldı, sayılıyor?

\n

Üstelik mizah dışında onca yapıtı olmasına karşın. En başarılı romanlarından biri olan Surname (Nesin Yayınları) mizah dışı bir üründür. Yaşamının son dönemlerinde yazdığı öykülerin çoğunluğu mizah dışıdır. Öyküleri arasında mizah türünde yazılmış olmasına karşın evrensel edebiyat değeri olan çok sayıda örnek kolaylıkla bulunabilir. Ayrı bir inceleme konusu olabilecek tiyatro yapıtları arasında dramatik ürünlerin büyük ağırlığı vardır.

\n

***

\n

Aslında temel sorun belki de Aziz Nesinin bütün kişiliğiyle edebiyatın sınırlarını aşıp, çağdaş bir aydın kimliğine bürünmüş olması. Toplumumuz onu kendi adıyla deyimleşmiş, Aziz Nesinlikolaylarla anmıyor yalnızca; 1940lardan ölümüne dek bütün iktidarlara karşı muhalif aydın tutumuyla tanıyor. Nesin Vakfını kurup, kitaplarının geliriyle yoksul çocukları okutan örnek bir insan olarak tanıyor.

\n

Aziz Nesinin bir hayata sığdırdıkları kolayca kavranamayacak genişlikte bir yüzeye yayılıyor. Edebiyat içi ve dışında öylesine çok alanda türlü eylemlerle sürdürülmüş bir hayat ki ucu bucağı belirsiz. Ölümünün üzerinden on altı yıl geçti, hemen her yıl yeni bir kitabı yayımlanıyor. Bitmek bilmeyen bir birikim. Bir aydını ilgilendirmesi gereken her konuda, mesleği, yurdu, insanı, yaşadığı dünya üstüne durmadan düşünmüş, yazmış, kavga etmiş, savaşmış bir insan...

\n

Aziz Nesinin evrensel aydın kişiliği, edebiyat dünyasının kalıplarına sığmamıştır. Yazdıkları okurların bunca ilgisini çekerken edebiyat dünyamızın onun yapıtlarına yeterli ilgiyi gösterememiş olmasının temel nedeni sanırım budur.

\n

Kimi dönemlerde Aziz Nesin gibi sakınmasız aydınlar, toplumlarını öteki sanatçılardan daha fazla sarsabiliyorlar. Böylesi sarsıntılar toplum belleğinde daha kalıcı izler bırakabiliyor.

\n

Aziz Nesinden bizlere kalan temel sorulardan biri de bu: Edebiyatçılar, sanatçılar, aydın sorumluluklarını, topluma karşı yükümlülüklerini nasıl yerine getirecekler?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları