Bilim, Siyaset ve Tanilli

05 Aralık 2011 Pazartesi
\n

\n

Rize Üniversitesi Senatosu, üniversitenin adının Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olması için karar almış.

\n

Sinoplu Diyojenin Büyük İskendere gölge etme başka iyilik istememdediği eski çağlardan günümüze, bilim ile siyasetin uyuşmazlığıüzerine sayısız örnek vardır. Türkiye tarihi de bunun örnekleriyle doludur.

\n

Türkiyede de siyaset, geçmişte doğrudan ya da dolaylı olarak bilim insanları üzerinde baskı kurmuş; yok edici olmuştur. En uçtan başlayalım; kimi bilim insanı öldürülmüş, kimileri Server Tanilli örneğinde olduğu gibi ölümcül bir biçimde yaralanmış; pek çoğu üniversiteden, üstelik hiçbir gerekçe gösterilmeden kovulmuş; yine pek çoğu da üniversitede kalabilmiş ancak bilimsel çalışma olanaklarından yoksun bırakılmıştır. Bunlara, üniversite ortamının çıldırtıcı yıkımına daha fazla dayanamayıp kendi isteğiyle mesleğini terk etmek zorunda kalanlar da eklenmelidir.

\n

Bundan daha kötüsü mü olur demeyin; doğrusu AKP çok daha kötüsünü yapıyor!

\n

Geçmişte, siyasetin baskı altında tuttuğu bilim ortamı süreci, bugünlerde onuncu yılına giren AKP iktidarı döneminde, bir başka biçim alıyor. AKP iktidarında bilim kurumları, siyasetin emrine alınıyor.

\n

Eskiden siyasal iktidarın istemediği bilim insanları bireysel olarak ya da tek tek avlanıyordu. AKP döneminde avlama işlemi topyekûn, yani kurumsal yapılıyor.

\n

Aşamalı olan kurumsal avlama süreci şöyle işliyor:

\n

Önce, ülkemizde bilimsel araştırmaların en üst kuruluşu ve bir bakıma beyni olan TÜBİTAKın yönetimi, uzun süren yasal düzenleme uğraşılarından sonra AKPlileştirildi. Sonra, eskiden var olanları ve çok sayıda yeni kurulanlarıyla üniversitelerin ve bunların YÖK, ÖSYM gibi üst kurumlarının, son olarak da TÜBAnın yönetimleri AKPli oldu.

\n

Bilim kurumlarının yönetimlerinin bütünüyle AKPlileşmesi, bilimin siyasallaşmasının getirildiği en zararlı noktadır. Çünkü, siyasete bağımlı, onun emrindeki kurumsal yapı ve işleyiş süreci, öncelikle akademik özerklik kavramıyla bağdaşmaz, bu olgu, kaçınılmaz olarak bilimsel çalışmaların olmazsa olmaz biçimde önkoşulu olan araştırma özgürlüğünü ortadan kaldırır; bilim insanı adaylarının yaratıcılıklarını geliştirmelerini engeller; böyle bir yapıdan gerçek anlamda bilim insanı çıkmaz.

\n

Üniversite sayıları AKP döneminde çok arttı, 166’ya ulaştı; ancak bu sayısal artış bir türlü eğitim, araştırma ve topluma hizmet kalitesi artışına dönüşemiyor. Kaldı ki, bir taraftan iki rektör, üstelik milletvekili de seçilen Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, ağır sağlık sorunları ve bir türlü tamamlanmayan yargılanmalarıyla yıllardır tutuklu. Diğer taraftan iktidar gücünün ve medyanın da katkılarıyla AKP savunucusu rektörlerin ve öğretim üyelerinin sayısı hızla artıyor. Bilimsel nesnellikten uzak kurumsal yapılar oluşturuluyor. AKPye artık eleştirel bakılamıyor. Rektörün, Bu kararı almadan Başbakanımızdan müsaade aldık diyerek açıkladığı Rize Üniversitesinin isim değişikliği kararı, siyasallaşan bilimin son somut örneğidir.

\n

***

\n

Prof. Dr. Server Tanilliyi yitirdik. Tanilli, pek çok arkadaşımızın, siyasal güce teslim olmadan, bilim insanı olarak onurlu duruş sergiledikleri; kişisel çıkarları için dalkavukluk yapmadıkları; toplumsal sorumlulukla davrandıkları; akademik özerklik ve bilimsel araştırma özgürlüğünün bu ülkede de yerleşmesine çalıştıkları için faşist kurşunlarına hedef olduğu ve pek çoğunun öldürüldüğü günlerde, 7 Nisan 1978de kurşunlandı.

\n

Tanilli, o tarihten bu yana, 33 yıl yedi ay 22 gün felçli yaşadı. Doğrusu, yaşamının bu döneminde de bir yapıtına verdiği isimdeki deyimiyle yaratıcı aklını en verimli ve üretken bir biçimde değerlendirmesini bildi; felce inat ya da sağlamlara taş çıkartırcasına çok sayıda eser verdi, yazı yazdı; bilimin toplumu aydınlatma görevinin, en üretken temsilcilerinden biri olarak yaşadı ve örnek bir bilim insanı olarak yaşayacak.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları