Yaşamdaki En Büyük Ödül...

16 Aralık 2012 Pazar

Hafta içinde Sedat Simavi Ödüllerinin sonuçları açıklandı. Olay, küçük bir haber olarak yansıdı tüm gazetelere Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin kurucu başkanı Sedat Simavi adına 36 yıldan bu yana sürdürülen çok değerli ve prestijli ödül, çeşitli dallarda veriliyor. Bu yıl Gazetecilik Ödülünü ve Edebiyat Ödülünü Cumhuriyet gazetesinin iki yazarı kazandı. Hiçbir yazılarını kaçırmamaya çalıştığım Utku Çakırözer ve Ahmet Cemali bu köşeden kutluyor, ikisini de kucaklıyorum. \n

\n

Başbakan ne isterse \n

\n

Anımsayacaksınız: Suriye Devlet Başkanı Esadla röportaj yapmak üzere birçok anlı şanlı gazetecinin talebi ve başvurusu vardı. Suriyeden onay geldi. Ancak bir zamanlar Başbakanın kankası olan zat, o arada düşmana dönüşmüştü. Başbakan zinhar röportaj yapılmayacak buyurdu; tüm öteki gazeteciler buyruk büyük yerden diye ya korktular ya da gazeteleri sahip çıkmadı, sonuçta röportajı yapmadılar. Utku Çakırözer işte gerçekleştirdiği Esad söyleşisiyle Sedat Simavi Gazetecilik Ödülünü kazandı. Sonuna dek yazarının yanında duran, yazarını kollayan, destekleyen tek gazeteydi Cumhuriyet. O nedenle bir koca kutlama da gazetemize! (Elbet ödül haberlerinde belleksiz toplumumuza, bu ayrıntılar anımsatılmadı. Bari ben anımsatayım dedim.) \n

\n

Gazetecilik yaşamımda gençken yöneticilerden duyduğumEvet ama okur bunu ister, şunu istersözünden hep nefret etmiştim! Şimdi anlaşılan yeni ölçüt Başbakan’ın istekleri!.. \n

\n

Halkımız ne isterse\n

\n

Sedat Simavi Edebiyat ÖdülüAhmet Cemal, denemelerini topladığı Lanetlenmiş Ağustosböcekleri (Can Yayınları) kitabıyla kazandı. Her yazısında sanatın farklı alanlarını düşünce ve tartışma gücüyle irdeleyen, okuru derinlemesine sorular sormaya yönelten yazar aynı zamanda dünyamızı zenginleştiren usta bir çevirmen. Almanca edebiyatın sayısız değerini ben onun çevirilerinden okudum. Daha yenilerde, eşsiz bir eser kazandırdı dilimize: Yirminci yüzyılın dehalarından Avusturyalı Hermann Brochun başeseri Vergiliusun Ölümü. (İthaki Yayınları) \n

\n

Geçenlerde yazdığı bir yazıda Ahmet Cemal, emeklerin yok sayılmasından; görmezden gelinmesinden söz ediyordu. Çeviri alanında kazandığı iki önemli ödülün, örneğin Cambridge Düşesinin gebelik haberi kadar bile habere değer bulunmamasından yakındı. \n

\n

Ne yazık ki, medyamızın değer ölçüleri böyle Sevgili Ahmet Cemal. Popülerolmayanın yok sayıldığı bir dönem bu. Nitelikli işleri savunduğunda elitizmle suçlanıveriyorsun. \n

\n

Halk bunu ister ya da halk bunu istemezölçütü ve şimdilerde buna eklenen Başbakan bunu ister / istemezgerekçesi, evrensel çağdaş değerlerin önüne geçti mi yapacak bir şey yok sanırsın. \n

\n

Ama var. Çalışmaya, üretkenliğe devam. Başkaları övsün, beğensin, ödüllendirsin diye değil; başka türlü yapamayacağın için, işini iyi yapmaya çalışmak Tıpkı senin yaptığın gibi. \n

\n

(Hiç unutmam, Aziz Nesin, Aman herkes beni sevmesin, herkes beni beğenmesinderdi!) \n

\n

Zaten hayattaki en büyük ödül, hiç tanımadığın bir insanın senin bir cümlenden etkilenmesi; adını bile bilmediğin bir gencin, yazını okurken gülümsemesi; sıradan bir karşılaşmada sıcak bir gülümseyiş; omuzuna dokunan bir elİşte hepsi bu Sevgili arkadaşlarımı tekrar kutluyorum.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları