Çevreci, AKP’li olmaz; hayvansal tüketimi sürdürmez

05 Haziran 2022 Pazar

Bir iktidar düşünün ki ülkesini Avrupa ülkelerinin çöp merkezi haline getiriyor.

Bir iktidar düşünün ki kurduğu HES’lerle ekosistemi bozup biyoçeşitliliği yok ediyor, yaşam alanlarını tahrip ediyor.

Bir iktidar düşünün ki Kazdağları’ndan Munzur Dağı’na, Cerattepe’den İşkencedere Vadisi’ne, ülkenin ormanlarını, vadilerini, dağlarını maden sahalarına, taş ocaklarına açıyor, siyanürlü atık barajları kuruyor. 

Bir iktidar düşünün ki insan sağlığı için tehlikeli olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış olsa da nükleer santral ve kömürlü termik santral yapımında ısrar ediyor.

Bir iktidar düşünün ki tarım alanlarındaki üretimi yok etme pahasına jeotermal enerji santrallarının yapımına hız veriyor.

Bir iktidar düşünün ki Marmara Denizi kirlilik yüzünden ölümle pençeleşirken uzmanların tüm uyarılarına karşın, İstanbul Kanalı adlı felaket projesini sürdürüyor.

Bir iktidar düşünün ki İstanbul’un akciğeri Kuzey Ormanları’nı mega projelere feda ediyor.

Bir iktidar düşünün ki bunları yaparak ülkeyi talancı şirketlere açarken aynı anda halkın hem sağlığını hem de geçim kaynaklarını ellerinden alıyor.

Bir iktidar düşünün ki iki millet bahçesi yapmak için milyon yıllık bir sürede oluşan Salda Gölü’ne iş makineleri sokuyor, eşsiz kumsalı tahrip ediyor. 

Bir iktidar düşünün ki 12 bin yıllık Dipsiz Göl’ün define aramak için yok edilmesine yol açıyor. 

Bir iktidar düşünün ki Ilısu Barajı’nı yapmaktaki ısrarı yüzünden, en az 50 köyle birlikte, büyük bir tarihi önemi olan Hasankeyf’in sular altında kalmasına neden oluyor.

Son 20 yılda bu ülkede sadece çevreye verilen zararları göz önünde bulundursak bile, AKP’nin gelecek seçimi kaybetmesi için çalışmak, toplumsal açıdan en çevreci hareket olacaktır. 

BİR İNSANIN YAPABİLECEĞİ EN ÇEVRECİ HAREKET

Bir insan düşünün ki doğaya en büyük zararı veren ilk üç sektörden biri olan hayvancılık sektörünü her gün destekliyor.

Bir insan düşünün ki dünyadaki biyolojik çeşitlilik kaybının yüzde 60’ının “et” yüzünden olduğu bilimsel olarak ortaya konsa da yaşamak için zorunlu olmasa da “et” tüketimini sürdürüyor.

Bir insan düşünün ki hayvancılığın neden olduğu sera gazı salımının, dünyadaki tüm ulaşım araçlarının (kara, deniz, hava ulaşım araçları ve raylı sistemlerin toplamı) yarattığı sera gazından daha fazla olduğu ortaya konmuş olsa da hayvansal tüketimde ısrar ediyor.

Bir insan düşünün ki hayvancılık nedeniyle toprak alanların 1/3’ü çölleşmiş olsa da hayvancılık, karbondioksitten 30 kat daha etkili olan metan gazının yüzde 40’ından sorumlu olsa da dünyadaki su tüketiminin 1/3’ü, içilebilir temiz suyun yüzde 20-33’ü hayvansal ürün üretimi için harcansa da alışkanlıklarını sürdürmek için direniyor.

Bir insan düşünün ki hayvancılığın türlerin yok oluşu, okyanuslardaki ölü bölgeler, suların kirlenmesi, doğal yaşam alanlarının kaybı ve iklim krizinin en büyük etkenlerinden olduğu bilinse de hayvanları yemeye ve sömürmeye devam ediyor.

Hayvansal tüketimin çevreye verdiği zararları göz önünde bulundurduğumuzda, bu tüketime son verip vegan olmak, bir insanın yapabileceği en çevreci hareket olacaktır.

Çevreciyim diyen birinin AKP’li olması ne kadar mantığa aykırıysa, hayvansal tüketimi sürdürmesi de o kadar mantığa aykırıdır. 

Öyleyse Dünya Çevre Günü’nde mesajımız bu olsun: 

Hem ülkedeki iktidarı değiştirmek hem de yaşadığımız tek gezegende yıkıma neden olan alışkanlıklarımızdan kurtulmak için gereken iradeye sahibiz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları