Merkez sağdaki boşlukta büyük kalabalık!

08 Ağustos 2019 Perşembe

Siyaset dilinde şöyle bir söz vardır; bir parti kısmetten çıktı mı, milletvekilleri dokuz yerden kopar!
AKP’nin durumu bu sözü andırıyor. Tartışmasız bir lider partisi olarak AKP, kurulduğu günden bu yana adım adım esnekliği azalan bir seyir izledi.
Ağustos 2001’deki Afyonkarahisar kuruluşunda “ilkelerden” biri şuydu:
Biz parmak partisi olmayacağız. Parti içi demokrasi işleyecek. Milletvekilleri Meclis’te sadece parmak kaldıran kişiler olmayacak...
Bu ilke bugün şu şekilde yürürlükte; parti kararları aleyhine kalkan her parmak, koparmak içindir!
AKP, sadece parti içinde lider sultası yaratmakla kalmadı, sağ yelpazedeki tüm partileri kendi içinde eritti. Tansu Çiller’le Mesut Yılmaz’ın birbirlerine vura vura partilerini barajın altına çekmesinin ardından Mehmet Ağar’la Erkan Mumcu’nun ANAP’la DYP’yi birleştirme girişimine sert karşılık verildi. Numan Kurtulmuş’tan Süleyman Soylu’ya kadar AKP içinde metrekareye dört-beş AKP dışındaki partilerde siyaset yapmış kişi düşüyor. Tuğrul Türkeş’in Aydınlık Türkiye Partisi önce MHP’nin içinde eridi, Tuğrul Bey de aydınlığı AKP’de buldu.
Saadet Partisi’ne (SP), “Partiyi kapatıp anahtarı bize getirin, kaç milletvekili istiyorsanız, alın götürün” teklifi yapıldı. SP, çetin ceviz çıktı.

***

Yukarıda çizdiğimiz tablo son bir yıldır adım adım değişiyor. Deyim yerindeyse siyaset masası sallanıyor, taşlar yerinden oynuyor.
Taşlar yerine oturduğunda nasıl bir durum ortaya çıkar?
Bu soru, merkez sağın nasıl şekilleneceği sorusunun yanıtıyla karşılık bulacak.
2002’de barajın altında boğulan merkez sağda büyük bir boşluk var. Bu boşluğu gören, “Gönlüm merkez sağda kaldı” deyip koşuyor.
Boşalan merkez sağın müşterisi çok.
AKP’nin içinden kopan Abdullah Gül, Ali Babacan ekibi, “Merkez sağ bizim ruhumuzda var” deyip kolları sıvadı. Bu çıkış CHP ile İYİ Parti’nin parlamenter sistem istemesinden kaynaklanan bir ortak zemin arıyor.
MHP, AKP ile hederde, kasada ve utançta bir araya gelirken, orta vadede merkez sağa kendisinin oturacağını düşünüyordu. Ancak bu hesabın sonu iyi olmadı.
İYİ Parti doğdu. İYİ Parti’nin son kurultayı öncesi Bahçeli yarma harekâtına girişti. “Ruhu MHP’de kendisi orada olanlar dönsün” dedi. Bu çağrı, şu aşamada karşılık bulmamış gibi görünüyor. Ne var ki kurultay, İYİ Parti’nin henüz tam oturmuş bir parti olmadığını da gösterdi. Parti üst yönetiminde sanki merkez sağ eğilimle ülkücü eğilim arasında denge kurulmaya çalışılmış, ikisinin birleşmesinden doğan bir maya yok. İYİ Parti kurultayından Türkiye’nin geleceğine ilişkin birkaç kelimeyle ifade edilen bir “yön söylemi” çıkabilir, diye düşünmüştük, çıkmadı. Belki de Meral Akşener, partinin iç dengesini oluşturmakla uğraşırken, “Türkiye’ye ne diyeceğiz” sorusunun yanıtını ikinci plana bıraktı.

***

Siyaset boşluk tanımaz ilkesinin bir sonucu olarak merkez sağ oylara CHP de göz dikti. Burada boşluk olunca CHP’nin arayışının da içi boş değil...
İkilem şu: CHP merkez sağdan siyasetçi alarak mı oy istemeli, merkez sağa güven vererek mi?
Birincisi daha çabuk sonuç alıcı görülebilir. İkincisi CHP’yi daha güçlü yapar.
Son arayışlarla birlikte bu ikilemin önemi arttı.
Önümüzde çok önemli bir altı ay var. CHP, yerel yönetimler rüzgârını biraz daha güçlendirirse başta vurguladığımız siyaset masasında iktidar seçeneği olarak büyür, aksi halde AKP’nin seçeneği AKP içi ve çevresinden çıkar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları