‘Anıt Adam’ın Ant Yazarı Olarak Portresi

‘Anıt Adam’ın Ant Yazarı Olarak Portresi

03.03.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

İnsan ve insanlık için, ülkesi için yaşadığı her yılın hakkını vermiş biri için belki 90’lı bir yaş yeterince uzun sayılabilir;
Ama yine de Cemal Süreya’nın dediği üzere, “Her ölüm biraz erken ölümdür!”...
Keşke daha yaşaydı...
Bir barış bilgesi, bir Türk Kürt’ü olarak, herkesten biraz daha ziyade umutla bağlandığı Barış Süreci’nin taraflarınca sergilemesi muhtemel cambazlıklara beton çivisi gibi bir çift laf çakardı elbette...
Olmadı.

***

Günlerdir yazılıp çiziliyor...
Onu ve edebiyatını destansı kılan, bu topraklara, insanına tarifsiz bağlılığı.
Yokluk, yoksulluk, çaresizlik içinde geçen çocukluğu ve gençliği...
Türkçe konuşulmayan bir evde doğması, bir gözünü kaybetmesi, iki karış çocuk iken gözü önünde babasının bıçaklanarak öldürülmesi, okuyamayıp erkenden tarlada bayırda, çarşıda pazarda ekmek peşine düşmesi, kundura tamirciliğinden arzuhalciliğe sayısız işe girip çıkması, henüz 17 yaşında iken mahpusluğu tanıması...
Onu özel kılan, aslında kendi roman kahramanlarını bile gölgede bırakan özyaşımıdır.
Türkçeyi bayraklaştırmasıdır.
Bir kuşak kalın ve resimsiz kitap okumayı onun İnce Memed’ine borçludur.

***

Dün Teşvikiye Camisi’nin avuç içinden genişçe avlusundan taşan kalabalığa tutulan mikrofonlara onunla ilgili sayısız görüş, hissiyat, fikriyat yansıdı.
Tıpkı gazetelere, sanal âleme üç gündür yansıdığı gibi.
Edebiyat adamlığı değildir sadece onu o yapan, sanatı, şiiri, mücadeleciliği, kocaman kahkahası, gür sesi, içtenliği, hatırşinaslığı ve bir ömür koruduğu ilkeli duruşudur.
O bir düşünce adamından önce bir duygu adamıdır.
“Edebiyatı (sanatımı) halkımla birlikte onun büyük yaratıcılığıyla, onun için yaparım” diyordu.

***

17 yaşın delişmenliği ile dönemin siyasal tabularına “kışt” dediği için ilk tutukluluk ve ardından ünlü madde 142 ile 1951 yılında gelen daha uzun hükümlülük dönemi.
İnce Memed o dönemden sonra yayımlandı.
Bir kuşak belki de ilk kez “kalın” bir kitap okumayı onun İnce Memed’ine borçludur.
Romanının gördüğü olağanüstü ilginin keyfini çıkarmak için olmalı, Yaşar Kemal, uzunca bir dönem siyasete ve dergiciliğe yöneldi.
Bunda elbette 27 Mayıs 1960’la gelen yeni siyasal ortamın da payı var.
Dün cami avlusu, kabristan ve Lütfi Kırdar’da görüldü ki; 92 yıllık yaşamında her kesimden, her kesitten insanın hayatına dokunmuş.
Merhum pederimin Babıâli Yokuşu başındaki küçük lokantasına komşu Üniversite Kitabevi’ne geldiği yıllarda tanımıştım. Kitabevi sahibi Lütfi Erişçi, yazdığı “Türkiye İşçi Sınıfı Tarihi” kısacık kitabından ziyade, Mihri Belli ile yaptığı dillere destan bir eylemiyle tanınıyordu.
Birlikte, Süleymaniye Camii minarelerine dönemin başbakanı için, “Saracoğlu Faşisttir” pankartı (veya mahyası) asma girişimiyle ünlenmişti.
Kitapçıdan çok bir aydınlar lokali gibiydi. Türkiye İşçi Partisi 1965 seçimlerine hazırlanıyordu. Yaşar Kemal genel merkez yönetimindeydi. Bir yandan da Fethi Naci ve Doğan Özgüden ile birlikte kurduğu Ant adlı haftalık dergide siyasi yazılar yazıyordu.
Ant dergisi, “Babıâli basınında yer verilmeyen gerçeklerin dile getirildiği, zincirlenen kalemlerin özgürce konuştuğu bir forum” idi.
Ve kendi tanımlarıyla:
“Sosyalizmin zaferini ancak halkın demokratik mücadelesinde görenlerin, anti-emperyalist mücadeleyi sosyalist mücadele ile birlikte yürütmek kararında olanların” dergisi idi.
Adı “Ant”tı. Çünkü dergi, “Sömürücülüğe karşı ve sosyal adalet için bir ant” içenlerindi.
1968 yılı dünyada olduğu gibi Türkiye’yi de etkisi altına alan gençlik hareketlerinin dönüm noktasıydı.
Üniversite gençliğinin siyasallaşması ile birlikte solda önemli bölünmeler ve ayrılıklar yaşanıyordu.
Ant ile birlikte TİP’in yanında yer alan Öncü, Vatan, Sosyal Adalet, Dönüşüm, Forum ve TİP Haberleri adlı yayınlar da vardı.
Ant yazarı ve kurucusu Yaşar Kemal de bir yandan Adalet Partisi iktidarının orduyla ilişkilerini eleştirirken oldukça militan bir dil kullanıyordu.
“Yirmi yıldır memleketimizde demokrasi düşmanlarıyla demokratik güçler savaş veriyor. Burjuvalar ve onların kuyrukları daha demokrasiye alışamadılar gitti. Halk güçleri 27 Mayıs’ta onların diktatoryalarına karşı geldi. Bundan da ders almadılar. Başları sıkışınca demokrasiye, anayasaya saldırmaya başladılar... Mussolini’ye, Hitler’e, Endonezya’ya özenmesinler. Onların koşulları apayrıydı. Türkiye’nin koşulları başkadır. Hele bir anayasaya dokunmaya kalksınlar, hele bir parmaklarını kaldırsınlar, dünya başlarına nasıl yıkılır, işte o zaman görürler.” (Yaşar Kemal, “Demokrasi Düşmanlığı”, Ant, s. 7, 14 Şubat 1967)

***

1967’de “20 yıldır” diye yazdığına göre, demek ki bugünden bakarsak 68 yıl olmuş..
Yaşar Kemal’i dün sonsuza uğurladık
Ama 68 yıl öncenin Mussolini, Hitler özentiliği devam ediyor.
Sadece, Endonezya’nın yerini “Meksika tipi başkanlık” hevesi aldı...
“Bu da bir teselli!” desek.
Yaşar Kemal gür sesiyle kocaman bir kahkaha patlatır ve
“Meksikalıların o geniş kenarlı şapkası da pek yakışırdı Saray’ın ihtişamına!” der miydi?  

Yazarın Son Yazıları

Meşrubat Trump'tan meşruiyet...

Meşrubat Trump'tan meşruiyet...

Devamını Oku
30.11.2025
Risk-almak vermek

En dehşetengiz proje nedir?

Devamını Oku
23.11.2025
Abalar Feda Muazzez Hanım'a

Abalar fena Muazzez Hanım'a

Devamını Oku
16.11.2025
10 Kasım sırtlanlığı

10 Kasımlarda “Atam sen rahat uyu!” sloganını duyamaz olduk: Biliyoruz ki “Saygı duruşu, sap gibi durmaktır” diyen zihniyet iktidar olduğundan beri Atatürk’e rahat uyu demenin manası yok.

Devamını Oku
09.11.2025
Kasım notları

Kasım notları

Devamını Oku
02.11.2025
Durumlara rağmen doğa yasası şaşmaz

Para politikalarının mucidi ünlü ekonomist Milton Friedman (1912-2006) sanki bizimki için söylemiş: “Bir hükümet, bazen bir sorunu çözmeye kalkınca o sorun daha da büyük bir sorun haline gelir!”

Devamını Oku
26.10.2025
Şeytan-ı Racim-10.10.10

Ankara Tren Garı, Cumhuriyetin belleğinde bir istasyondan fazlasıdır.

Devamını Oku
12.10.2025
Trump ile trampa

Meşruiyet değildir AKP’nin en müşkül işi, müşkül odur ki meşruiyet ararken kördüğüm eder memlekette her işi.

Devamını Oku
28.09.2025
Amerikan açık pokeri

ABD’nin değil, dünyanın da tek adamı (!) Trump, sonunda bizim tek adamımız Erdoğan’ı bu perşembe günü Beyaz Saray’ında kabul edecek. Yaşasın.

Devamını Oku
21.09.2025
Kemal Bey... Tarihi ve talihi

Yarın 15 Eylül, tarihi bir gün.

Devamını Oku
14.09.2025
Baba-oğul ilişkisi

“Hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer. R.T. Erdoğan 1994”.

Devamını Oku
07.09.2025
Babadan numarasız selefe...

Tayyip Bey’in bekası için mesai harcayan etkili-yetkili külliye başdanışmanlarının 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmalarını da inceledikleri biliniyor.

Devamını Oku
31.08.2025
Erdal İnönü ve Kürt ittifakı...

TBMM tatilde, malum komisyon salı günü yine de toplanıyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Kutlu olmayasıca Sevr!

Bugün 10 Ağustos 2025.

Devamını Oku
10.08.2025
Komisyonun yazgısı!

Şu satırlara bakar mısınız?..

Devamını Oku
03.08.2025
Yapay zeka Bodrum'da

Bodrum'da yabancı turistler ayrılırken okudukları kitapları otel lobilerindeki kitaplıklara “armağan” ediyorlar.

Devamını Oku
27.07.2025
Altan abisiz gazetecilik...

“Gazeteci olunmaz. Gazeteci doğulur” gerçeğine inanan kuşaktandı...

Devamını Oku
20.07.2025
Paşa gönül ittifakı...

Günlerdir tonlarca laf, demeç, açıklama, nutuk...

Devamını Oku
13.07.2025
Sessiz sabotaj...

İktidar belli ki geceleri meydanlardan caddelere taşan on binlerin, yüz binlerin anaforuna kapıldı.

Devamını Oku
06.07.2025
Keşke mutlak butlanlansa...

Tayyip Bey'e siyasette ikbal yolunu açanlar onu milletvekili bile değilken Beyaz Saray’da ağırlayanlardı.

Devamını Oku
29.06.2025
Bir yıldız kaydı...

Bugün Çetin Altan’ın 98. doğum günü. Kemal Gür’ün ölümünün de 4. günü. H Çetin Altan’ın sadık okurlarındandı.

Devamını Oku
22.06.2025
TERÖR ÇÖPLÜĞÜ ORTADOĞU...

Komisyonumuz 'yağmasa da gürlemeye' kararlı!

Devamını Oku
15.06.2025
Hepimiz bir tür kurbanız bayramı...

Kutlu olsun! Bayram gönüllere de gele, daha da gitmeye.

Devamını Oku
08.06.2025
MHP’nin ‘görünmez el’i

Tüm siyasal partiler kurulurken fabrika ayarına sahiptir. Zamanla ve/veya parti yönetimleri el değiştirdikçe bu ayar değişir, bozulur, tanınmaz hale gelebilir.

Devamını Oku
01.06.2025
Başbuğdan Bahçeli’ye vasiyet mi?

Bu bir “belge” yazı.

Devamını Oku
25.05.2025
Gitanjali ve Ecevit

Bugün 18 Mayıs 2025.

Devamını Oku
18.05.2025
Notre Dame’ın değil, TC’nin iki kamburu

Notre Dame’ın değil, TC’nin iki kamburu

Devamını Oku
11.05.2025
Nermin... Bir Cumhuriyet şarkısı

Nermin... Bir Cumhuriyet şarkısı

Devamını Oku
27.04.2025
Baharlar tekin değil!

Baharlar tekin değil!

Devamını Oku
13.04.2025
Ucuz üyelik yahnisi

Ucuz üyelik yahnisi

Devamını Oku
06.04.2025
Meydan bayramı

Meydan bayramı

Devamını Oku
30.03.2025
Beyaz Türk olarak bir Kürt portresi

Beyaz Türk olarak bir Kürt portresi

Devamını Oku
23.03.2025
‘Kurucu önder’in kaleminden

‘Kurucu önder’in kaleminden

Devamını Oku
16.03.2025
Biri ötekine ihanet ederse...

Biri ötekine ihanet ederse...

Devamını Oku
09.03.2025
Tek tabanca Kürt’ü arzımdır

Tek tabanca Kürt’ü arzımdır

Devamını Oku
02.03.2025
Muamma ve Doruk ile Nehir

Muamma ve Doruk ile Nehir

Devamını Oku
09.02.2025
Tekerrür ve tashih

Tekerrür ve tashih

Devamını Oku
02.02.2025
Monşersiz diplomasi

Monşersiz diplomasi

Devamını Oku
19.01.2025
Maziye bak ileriyi gör

Maziye bak ileriyi gör

Devamını Oku
12.01.2025
Aklımızdaki meret soru...

Aklımızdaki meret soru...

Devamını Oku
05.01.2025