Sayın Cumhurbaşkanı, Abdullah Gül Beyefendi,
Anladığım kadarıyla mektup arkadaşlığını seviyorsunuz.
Uzak kıtalardan kendinize ilginç mektup arkadaşları edinmişsiniz.
Onlar size içtenlikle ne yapıp yapmamanız gerektiğini söylüyorlar ve siz de yine içtenlikle onların sözünü harfi harfine dinliyorsunuz.
Bu bilgiye istinaden kabul ederseniz ben de naçizane sizin mektup arkadaşınız olmak istiyorum.
Ama benim sizden yapmanızı isteyeceğim herhangi bir şey yok.
Ben mümkünse sizden bazı şeyleri yapmamanızı istirham edeceğim.
Malum, ülkemizin ve milletimizin huzurunu kaçıran bu hadiselerin şeytan üçgeninin bir köşesinde de siz varsınız.
Aslında Cumhuriyet rejimiyle yönetilen bir ülkenin cumhurbaşkanısınız.
Ama devleti kuşatan ve “Hizmet”, “Hareket”, “Cemaat” veya “Câmia” gibi farklı isimlendirmelerle anılan ve okyanus ötesinde konuşlanan bir grubun lideri olan, bir dudağı yerde bir dudağı gökte o Dev’in vezir-i âzamı gibi davranmakta bir sakınca görmüyorsunuz.
Kendinizi Peri Padişahı gibi hissetseniz de şimdilik vezir makamından uzaklaşmamaya özen gösteriyorsunuz.
Bu arada mektup arkadaşlığını sevdiğiniz gibi, posta güvercini beslemeyi de seviyorsunuz.
Sonra o güvercini bir öpücükle avucunuzdan okyanus ötesine uçuruyorsunuz.
Hayvancağız kıtalar aşıyor, denizler üzerinden uçuyor, verilen adrese konuyor.
Oradan gagasında bir mektupla dönüyor.
Ne o?
Okyanus ötesinde yaşayan Dev, meğer size bir “sulh” mektubu göndermiş.
İçi tehditlerle dolu.
Bunları diyor, git diyor, Başbakan’a diyor (ki o şahıs bu hikâyede bundan sonra Peri Padişahı’nın üvey oğlu olarak anılacaktır) bir bir söyle diyor.
O ve etrafındakiler ayaklarını denk alsınlar diyor.
Yoksa diyor, ben de benim yüzde elliyi zor tutuyorum diyor.
Sonra size kanunlardan söz ediyor.
Hizmet hareketinin önünün kesildiğinden falan bahsediyor.
Okyanus ötesinde yaşayan o bir dudağı yerde bir dudağı gökte Dev, siz Peri Padişahı’na, “Diyaloğa açığız, git üvey oğluna bunu da söyle!” diyor.
Siz Peri Padişahı da emri ikiletmiyor, bu mektupta yazılanları üvey oğlunuza uçuruveriyorsunuz.
O üvey oğlan da “Hop! Top bende şimdi!” diye bu mektubu kendi güvercinlerine fısıldıyor.
Onlar da cik cik bize anlatıyorlar.
Yaşadığı ülkeyi seven ve bu toprakları sizlerin (Siz dediğim Dev, Peri Padişahı ve Peri Padişahı’nın üvey oğlu) hiç de hayırlı olmayan hırs ve emelleriniz yüzünden terk etmeyi asla düşünmeyen bir kardeşiniz olarak bütün samimiyetimle ifade etmeliyim ki, size “Yuh” diyorum. İster kendinizi Cumhurbaşkanı,
ister Peri Padişahı gibi hissedin; her ikisi de, gözümüze soka soka, bir dudağı yerde bir dudağı gökte, ayakları okyanus ötesindeki Dev’in vezir-i âzamı gibi davranmanın ayıp/ yanlış/suç olduğunu bilir.
Siz bilmiyor, ya da bildiğiniz halde bundan gocunmuyorsunuz.
Ama biz, bu ülkenin vatandaşları, çok gocunduk. Haberiniz olsun.
Bu vesileyle, zât-ı âlilerinize, saygıdeğer Hayrünnisa Hanımefendi’ye ve saadetli ailenizin diğer fertlerine selam ve hürmetlerimi sunarım.
Yuh Mektubu
Yazarın Son Yazıları
Yanık saraylar
Patron çıldırdı
‘O kadar istiyorsan eve bir mülteci al besle’
Vatandaşın evi
Mültecinin evi
Atinalı Sokrates’ten Boğaziçili direnişçilere
Sizin hiç silahınız çalındı mı?
Uçağın kadar konuş!
Merve’nin kaderi ve bizim kaderimiz
‘Ben Aziz Nesin...’
Çocuk tacizinin önlenemeyen devamlılığı
Her şey ‘gerçekten’ çok güzel olsun diye...
O çocuklar sizi hiç sevmeyecekler
Katil belli, refleks belli, sonuç belli
Gazeteciliğin karanlık yüzü
‘Hadi’ ama kime hadi?
Mafyayı bilmek ve mafyayı anlamak
‘Ne oldu? Öldürdün mü?’
‘O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz!’
Neyi bekliyorsunuz?
Kimin lehi, kimin aleyhi?
Mafyanın ve iktidarın selameti, ülkenin kıyameti
Gençliğe hitabe
Sen de vaat edilmiş, ben diyeyim işgal edilmiş
Devlet, mafya ve siyaset üçgeni değil, dairesi
Çocuklarımızın ismini neden Deniz koymuştuk biz?
Temel ihtiyaçlar listesi
Beş maymun* ve bir toplum
İnsanlığın aydınlık ve karanlık yüzü
Bugün 23 Nisan, öfke doluyor insan!
Burada yazar ne demek istemiştir?
Geçmiş olsun Ahmet Altan
‘Patates soğan, güle güle Erdoğan’
‘Darbe’nin kelime anlamı ve bizim için anlamı
Günün mönüsü: Emekli generaller
Geniş kalçalı ve çok memeli kadın tanrılar
Kokain cesareti
İktidarın yüzüncü yıl fantezisi belli, peki ya sizinki?
Siyasi başarısını;
Tek parti, tek akıl, tek uçurum