İktidarın derin dehlizleri

23 Aralık 2016 Cuma

Her gün bu gazetenin birinci sayfasında, en başta, on gazetecinin fotoğrafı; Çok uzaklardan bize bakıyorlar. Bize... gözlerimizin içine. Sosyal medyada iki yazarın her geçen gün artık biraz daha az çıkıyor karşımıza fotoğrafı;
Çok uzaklardan bize bakıyorlar.
Bize... gözlerimizin içine.
Sitemle.
Sayıları devamlı artıyor.
Bir gazeteci daha... Bir yazar daha... Bir akademisyen daha... Bir milletvekili daha... Bir yerel yönetici daha...
İçeri... içeri... çok ama çok içeri, derine, dibe, karanlık bir dehlize atılıyorlar.
Biz istediğimiz kadar haykıralım;
“Elini kolunu sallayarak aramızda gezen gerçek teröristler dışarıda;
Terörist diye suçlanıp yargılanan aydınlar içeride” diyelim.
İktidar için bunun hiçbir kıymeti yok.
Ülke tamamen kontrolden çıkmış; ardı ardına sokaklarda bombalar patlıyor; diplomatik cinayetler işleniyor ve MİT neredeyse gerçekten bir efsaneymiş gibi davranıyor...
Gerçekler her seferinde hasır altı.
Ülkenin ne dostu belli ne düşmanı.
Ama iktidar hâlâ halka “Sizin aydın sandığınız kişiler aslında birer terörist” mesajı vermenin derdinde.
Bu arada biz istediğimiz kadar polis sandığımız kişinin polis;
Savcı sandığımız kişinin savcı;
Asker sandığımız kişinin asker;
Politikacı sandığımız kişinin politikacı olmadığını tereddütsüz bir şekilde öğrenmiş olalım;
Herkesin... ama herkesin, en baştakinden en sondakine kadar herkesin, göründüğünden, bilindiğinden başka biri... olabileceğini sezelim.
“Buna ülkeyi yönetenler de dahil” diyelim...
Fark etmiyor.
İktidarın elinde hileli bir ayna;
Kendi suçlarını muhaliflere yansıta yansıta hedefe doğru ilerliyor.
Batı’ya kindarca sırtını dönerken; halkı Ortadoğu’nun kullanışlı cehaletine teslim ediyor.
Şu anda ülkeyi hızla felakete sürükleyen ne varsa;
Hepsi gerçeklerin, soruların, itirazların, insan haklarının, çağdaş hukukun, evrensel adaletin, aklın, mantığın ulaşamadığı o derinlikte kurgulanıyor.
Onlar, o gazeteciler, o yazarlar, o politikacılar o derinlikten dışarıya ulaşan tek ve büyük bir çığlıklar.
Ama dışarının gürültüsünde kayboluyorlar.
O gürültüyü çıkaranlar... Yani elini kolunu sallayarak sokaklarda dolaşan ve zamanı gelince hiçbir engelle karşılaşmadan kendini patlatan canlı bombaları;
Devletin resmi kurumlarında çalışan ve profesyonel bir tetikçi olduğu ancak cinayet işledikten sonra ortaya çıkan katilleri bu ülkenin kalbine bıçak gibi saplayanlar için...
Hapse atılan aydınlar, adı sanı belli teröristlerden gerçekten bin kat daha tehlikeliler.
O yüzden, terörün diplomatik bir dile dönüşüp, ulusal ve uluslararası tüm ilişkiler üzerinde hüküm sürdüğü bu süreçte..
Sorulması gereken sorular ve verilmesi gereken cevaplarla birlikte iktidarın o derin dehlizine üst üste gömülmekteler.
Neticede sistemi idare edenler, kendi iklimlerinde terörü olağan hatta bazen kaçınılmaz görmekteler;
Ve olan biteni sorgulayan herkese ölümüne kinlenmekteler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları