Ortadoğu’da Yeni Realite

02 Temmuz 2014 Çarşamba

Suriye ve Irak’ta özelikle geçen hafta yaşananlarla birlikte hızlanan gelişmeler karşımızda, bir süredir bir “yeni realitenin” şekillenmekte olduğunu düşündürüyor. Bu “yeni realite” salt bu iki ülkeyle sınırlı kalmayacak, yakın gelecekte tüm Müslüman dünyasını, hatta ABD ve Avrupa’yı şiddetle etkileyecek, (Türkiye’yi unutmayacağına emin olabilirsiniz.) potansiyellere sahip.
Yakın zamana kadar genel algı, bir anlamda şimdi “eskimekte” olan realite, kabaca, “Irak’ın parçalanma dinamikleri taşımakla birlikte, Şiiler ve ulusalcı Sünni kesimler Irak’ın parçalanmasını istemiyorlar; Kürtler, kendi bölgelerinde, göreli bir istikrar içinde bağımsızlaşmaya devam ediyorlar; ABD, Irak’ın bölünmesini, enerji kaynaklarının kontrolünün parçalanmasını istemiyor” olarak tanımlanabilirdi.
Şimdi, Council on Foreign Relations (S. A. Cook), Foreign Policy (M. Ottoway) gibi partiler üstü düşünce kuruluşlarında ve dergilerde, yeniden öne çıkan yenimuhafazakâr çevrede (Goldman/ Spengler,The Asia Times) kimi yorumlar, ABD’nin Irak’ın birliğini koruma arzusunun hızla zayıflamakta olduğunu düşündürüyor. Buna karşılık, geçmişte, Irak’ı kanatan, Sünni-Şii çatışmasının etkilerinden kendini koruyarak göreli bir istikrar içinde gelişmekte olan Kürt bölgesinin, bu çatışma kapısına geldiğinde, yardım edilmediği takdirde, çok zorlanacağını savunan yorumlara rastlanıyor. (Cook, CFR)
İkincisi, Suriye’de rejim beklenenden çok daha dayanıklı çıktı. İç savaş uzadıkça muhalefetin, Batı’nın desteklediği “ılımlı kanadı” yok oldu, geride uluslararası cihat hareketinden Suriye’ye gelen yabancı uyruklu savaşçılar, IŞİD, El Nusra gibi El Kaide türevi yapılar kaldı.
Irak ve Suriye iç savaşlarından doğarak gelişen IŞİD’in Irak ordusundan ele geçirdiği Amerikan silahlarının, yaklaşık yarım milyar doların da katkısıyla, hızla büyümeye başlaması Musul ve Tikrit’i, petrol rafinerilerini ele geçirmesiyle yukarda değindiğim “eski realite” değişmeye başladı.
IŞİD, Sünni kabilelerin de desteğini alarak Suriye’den, Bağdat’ın 40 km. yakınına kadar uzanan bir bölgede “yarı-devlet” sayılabilecek bir egemenlik alanı oluşturmaya başladıktan sonra geçen hafta, gereken koşulları yerine getirdiğini iddia ederek liderini İbrahim Halife ilan etti. Aynı günlerde, yakın zamana kadar IŞİD ile savaşmakta olan El Nusra IŞİD’e katıldığını açıkladı. Salı günü The Times, Kuzey Afrika ve Mağrip El Kaidesi (KAMEK) adlı örgütün, Yemen’de etkin El Kaide (YEK) grubunun, İbrahim Halife’yi selamladıklarını, Boko Haram’ın IŞİD bayrağı göstermeye başladığını aktarıyordu. Times KAMEK’in Avrupa’da en yaygın örgütlenme ağına sahip olan YEK’in uluslararası eylemler düzenleyebilen yapılar olduğunu da anımsatıyordu.
Başlangıçta IŞİD’in Irak, Suriye, kısmen Lübnan’la sınırlı, en kötü olasılıkta Ürdün ve Türkiye’de istikrarsızlık yaratabilecek bir “sorun” olduğu düşünülebilirdi. Ancak, IŞİD’in halifelik ilan etmesinden sonra ortaya çok farklı bir şekillenme çıkmaya başlıyor.
IŞİD’in halifelik ilanı, tüm Müslümanları halifeye biat etmeye çağırıyor, etmeyenleri halifenin iradesine karşı çıkan dönekler (mürtet) ilan ediyor. Böylece IŞİD Müslüman dünyasının iktidar ilişkilerine karşı savaş ilan etmiş oluyor. IŞİD’in uluslararası insan kaynakları, KAMEK ve YEK’nin katılımı, IŞİD’in savaş alanının Ortadoğu’nun ve Müslüman dünyasının çok dışına taşacağını gösteriyor.
IŞİD’in halifelik ilan etmesi birçok yorumcuya göre, uluslararası cihat hareketinde yeni bir sayfa açıyor. Cihat hareketinin, “halife”nin çağrısına uluslararası planda olumlu cevap vermeye başlaması, gerek Körfez emirliklerinin ve Suudi krallığının, gerekse Türkiye’deki İslamcı hareketin, AKP liderliğinin hesaplarının nasıl altüst olduğunu, nasıl bir gerçekle karşılaşacaklarını (IŞİD’in bunları adeta mürtet olarak gördüğünü düşününce...) görmek çok zor olmasa gerek. Diğer taraftan, büyük olasılıkla IŞİD çok yönlü bir saldırı altına girmeyi göze alarak bir hesap hatası yapmış kendi sonunu hazırlamış da olabilir. O durumda bir halifelik kuruldu, Batı ve bölgedeki uşakları onu yıktı” algısının nerede, nasıl sonuçlar yaratabileceğini bilmek çok zor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları